39

5.8K 484 829
                                    

Bu bölüm de Chanyeol'ün şerefine olsun 🍷

Bu bölüm de Chanyeol'ün şerefine olsun 🍷

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



Resmi üniformamın şapkası masanın kenarında dururken ultra pahalı yemeğime mi odaklansam, göz alıcı nehir manzarasına mı yoksa karşımda oturan afete mi bir türlü karar veremiyordum. Beni buraya ailemden ve arkadaşlarımdan kaçırırcasına getirmişti, şimdi de karşımda oturmuş özenle orta pişmiş bifteğini doğruyordu. İçerisi pek kalabalık değildi, akşamüstüydü henüz. Arkada çalan caz müzik içeride sohbet eden birkaç müşterinin sesini bastırıyordu. Baekhyun bifteği özenle küçük parçalara ayırdıktan sonra tabaklarımızı değiştirdi, ardından kadehindeki kırmızı şaraptan bir yudum alıp zevkle dudaklarını yaladı. Onu seyrederken bifteğimi doğradığı için son anda teşekkür etmeyi hatırlayıp gülümsedim. "Karşımda öyle güzel içmen hiç adil değil, biliyor musun?"

"Niyeymiş?" Kadehini tutmaya devam etti, yaram eskisinden daha kötü halde olduğu için ağrı kesici almak zorunda olduğumu biliyordu ama onunla birlikte içemiyor olmam hiç umurunda değilmiş gibi yan bir gülüşle baktı. "Üzülme ama karşımda güzel bir manzara varken içmemek olmazdı."

Karşımda dediği için kafamı çevirip arkama baktım, cam kenarında oturuyorduk, manzara yanı başımızdaydı, arkamızda müşterilerle dolu masalardan başka bir şey yoktu. Ne demek istediğini anladığımda utanarak boğazımı temizledim, bu kadar açık sözlü oluşuna hâlâ savunmasız yakalanabiliyordum ve o da bunun farkında olduğu için o kendinden emin gülüşüyle yüzüme bakmaya devam ediyordu.

"Teşekkür ederim," dedi beklemediğim bir anda, gözlerini benden çekip kendi yemeğiyle ilgilenmeye başladı. "Konuşamadığımız pek çok şey olduğu halde bana inanıp yanımda kaldın."

"Konuşabiliriz artık, tabii bir facia daha yaşanmazsa."

Yemeğinden bir lokma almak üzereyken kıkırdadı, dışarıya baktı bir süre, köprüyü izliyordu. "Artık güneş daha geç batıyor, günbatımını buradan izleyemeyeceğiz." Onu başımla onayladığımda kadehini tutup yeniden bana döndü. "Birbirimize zarar verdiğimiz hakkında söylediklerini uzun uzun düşündüm, haklıydın, seni çok kez incittim ve bunların bazılarını farkında olmayarak yaptım, bazılarını bile bile. Etrafımdaki insanlara karşı duruşum yeterince sert olmazsa bir gün beni savunmasız bırakacaklarından korkuyordum, gerçi çok da değişmiş sayılmaz. Ama seni incitmekten her seferinde nefret ettim, sana haksızlık yaptığımın ben de farkındaydım. Niye öyle bakıyorsun, üzdüm mü yine seni?"

"Hayır, üzmedin." Gülümsememi koruyarak onu rahatlatmaya çalıştım. "Ne hissettiğini çok nadir söylediğin için bunları duymak beni şaşırttı, kapalı kutusun hep."

"Ben hayatım boyunca kimseye böylesine güvenmek istemedim, Chanyeol. Ne olursa olsun ayaklarımın yere basması gerektiğini öğrendim, kendimi bu şekilde büyüttüm. İş meselesi benim en hassas noktalarımdan biri, biliyorsun ki kredi borcum bitmedi, kira, faturalar, market masrafları, bunlar küçümsenecek şeyler değil. Yeni bir iş bulmam gerektiği için haliyle paniğe kapıldım, işi kimin teklif ettiği ya da nasıl bir insan olduğu umurumda değildi çünkü ipin ucunda azımsanmayacak bir maaş vardı. Haejin'den bahsetmemin hoşuna gitmeyeceğini tahmin ediyordum ama o gece o kadar büyük bir tepki vereceğini düşünmemiştim. Azar azan biriken öfke ve kırgınlıklar daha yıkıcı oluyormuş meğer. Seni her incittiğimde sakin kaldığın için yarattığım enkazın ne kadar büyük olduğunu fark edemedim, yorulduğunu duymak beni bir şeyleri bir kez deha gözden geçirmeye itti." Duraksadığında masadaki şarap şişesine uzanıp kadehimi doldurdum ve buna sesini çıkarmadı, ilaç kullanıyor da olsam o karşımda bunları anlatırken içmeye ihtiyaç duydum. "Aklım hep karışıktı. Birbirimizi incitmeden de devam edebilir miyiz? Farklılıklarımız her şeye engel mi, eninde sonunda yeniden yollarımızı ayırmak zorunda kalır mıyız? Benden tam olarak nasıl biri olmamı bekliyorsun? Bu gibi sorular yüzünden içim rahat değildi ve hâlâ değil, kusurlarla dolu bir insanım ve seni yine bir patlama noktasına getirmekten korkuyorum."

Chasing FireHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin