3

4.6K 584 571
                                    

"Güney Kore polisi vardiyalı çalıştığı, çalışma saatleri uzun ve düzensiz olduğu için ne yazık ki uyku bozukluğu çok sık görülmekte, özellikle ofis ve devriye araçlarında uzun saatler oturmak ve sağlıksız yiyecekler tüketmek buna eklenince bu kaçınılmaz bir durum haline geliyor."

Byun Baekhyun tahtaya yansıttığı tabloyu işaret ederek uyku bozukluğunun en çok rastlandığı meslek gruplarından biri olduğumuzu anlattı, emniyetin büyük toplantı odasındaydık. Baekhyun kahverengi bir takım giyiyordu, içinde siyah kazağı ve altında İtalyan derisi botları vardı. Sunumu gayet iyiydi, topluluk önünde nasıl konuşması, nasıl davranması gerektiğini biliyordu, görmezden gelinemez bir karizmaya sahipti. Konuşurken ses tonu sakin ancak gerektiği yerde dikkat çekiciydi, el ve kol hareketleriyle hiçbirimiz sıkılmıyorduk onu dinlerken, gerçi ben onu izlemekten zaman zaman ne dediğini kaçırıyordum.

"Komiser Choi'ye bak, Bay Byun'dan en çok nefret eden kişi o ama ağzı açık dinliyor." Sehun sessizce fısıldadığında gözlerimi devirdim, gözlerim psikologdaydı halen.

Sunumu yarım saat kadar daha sürdü, bilgisayarını kapatırken hepimize şöyle bir göz attı. "Konuşmamı sonuna kadar dinlediğiniz için teşekkür ederim, tabii çıkar çıkmaz gidip birer fincan kahve içeceğinizi biliyorum." Bu söylediği toplantı salonunda birkaç kıkırtıya yol açtı, ekip amirleri gülüyordu en çok, astları olan bize bakarken pek eğleniyorlardı. "Yine de biraz dikkat etmenizi öneririm, toplumu koruyabilmek için öncelikle kendinize iyi bakmalısınız, emniyetin karşısındaki restoranda güzel salatalar da satılıyor."

Kahkahalar iyice yükseldi, emniyetin karşısındaki restoran bir barbekücüydü çünkü.

"Son olarak eğer sorularınız olursa mesai saatleri içerisinde istediğiniz zaman yanıma uğrayabilirsiniz, herhangi bir polis memurunun olmadığı tek oda benimki." Baekhyun bilgisayarının ekranını indirirken salondaki kıkırtılarla birlikte gülümsedi, sonra bilgisayarını çantasına koydu özenle. "Umarım çok sıkılmamışsınızdır, hepinize iyi çalışmalar."

Konuşma kuvvetle alkışlandıktan sonra Sehun, Jongin ve Seulgi ayaklanırken arkalarından takip ettim.

"Vay be," dedi Seulgi. "Sunumu çok iyi değil miydi? İlk kez bir seminerde uyumadım."

"Kendine güveniyor belli." Ekipten birileri daha katıldı aramıza, Baekhyun'dan konuşmaya devam ettiler. "Herif normalde buz gibi biri, ortamı gevşetmek için her şeyi yaptı az önce."

Kendimi tutamadım "Aslında o kadar soğuk biri değil."

Sehun elini omzuma attı. "Seni görmezden gelmemiş miydi bu adam?"

Anlatmaktan son anda vazgeçtim, onlar da cevap vermediğim için psikoloğun ne kadar kaba bir adam olduğundan ve ikiyüzlülüğünden bahsettiler. Onlara Baekhyun'dan bahsetmek, aslında yanlış anlaşıldığını söylemek istiyordum. Evet özgüvenli ama kaba biri değil, konuşmaya başlayınca da aslında eğlenceli biri olduğunu görebilirsiniz. Ama tek kelime dahi etmedim, ortada hiçbir şey olmadığı halde psikoloğa âşık olduğumdan bahsetmeye başlamışlardı çünkü. Ellerine yeterince koz vermiştim her birinin.


Mesaim bittiğinde dışarıda bardaktan taşarcasına yağmur yağıyordu, camdan dışarıya bakarken telefonumun mesaj bildirimiyle kendime geldim, yabancı bir numaraydı.

"Seni almaya geldim."

Başta anlayamadım, mesajın devamı gelir diye düşündüm ama gelmedi. Adını yazmamıştı, yalnızca onun mesajını beklediğimi düşünecek kadar kendine güveniyordu. Yabancı numarayı "Byun Baekhyun" olarak kaydettim, belki bir gün onu daha sıcak isimlerle kaydedebileceğim kadar yakınlaşabilirdik.

Chasing FireHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin