Chasing Fire

13

"Ah, midem... Kusacağım sanırım."

"Chanyeol, sakın yatağıma kusayım deme." Bu Baekhyun'un sesiydi, bir yatakta uzanıyordum. Baekhyun montumu ve kazağımı çekiştirerek çıkarmaya çalışırken nefes nefese kaldığına göre onu epey uğraştırmıştım. Gözlerimi aralayıp baktığımda başım yeniden dönmeye başladı, Baekhyun çoraplarımı da çıkarmış fakat sıra pantolonuma geldiğinde yorulup pes etmişti. Yanıma oturdu sonra, kendi yatağına getirmişti beni. "Şu haline bir bak, o kadar içmemeliydin."

"Baekhyun?" Ağzıma gelen acı tadı geri yuttum, feci haldeydim. Gözlerim kapalı olduğu halde başımın döndüğünü hissedebiliyordum.

"Sonunda tanıyabildin."

Yanımdaki kıpırtıyla gözlerimi açıp kontrol ettim, yanıma uzanmış o bitap halimi seyrediyordu.

"Baekhyun," diye yineledim gözlerim kapalı. "Yanıma gel."

Baekhyun bana biraz daha yaklaşıp yan döndü, dirseği üzerinde durmuş bana yukarıdan bakıyordu. Mide bulantıma rağmen kokusunu ayırt edebiliyordum. "Geldim," diye fısıldadı gözlerimin önüne düşen saçları düzelterek.

"Seni istiyorum," diye itiraf ettim.

"Bunu söylemiştin."

"Beni anlamıyorsun."

"Anlat o zaman." Parmak uçları kollarımda geziniyordu, yüzünde kendinden emin bir gülümseme vardı. Kendimi başkalarıyla rekabet ediyormuşum gibi hissettirdi bu bana. Çekiciydi, daha kötüsü çekici olduğunun farkındaydı ve gözünün önünde onun için yanıyor olmam hoşuna gidiyordu.

"Yarın uyandığımda yanımda kalsan olmaz mı?"

"Korkarım bu mümkün değil, yarın benden önce kalkıp işe gitmen gerek. Gerçi bu haldeyken nasıl uyanabileceksin merak ediyorum." Saçlarımı okşarken Baekhyun'u kendime çekip kolumu beline doladım. Kaşlarımı çatarak derin bir nefes aldığımda yüzünü boynuma yaslayıp ona sarılışıma karşılık verdi. "Seninle uyanmamı mı istiyorsun?"

"Seni istiyorum," diye sayıkladım.

Dudaklarından dökülen o yaramaz kıkırtıyla belini kavrayıp onu kendime çektim, bacaklarımdan biri bacaklarının arasındaydı, onu bırakmak istemiyordum, yataktan başka bir yere gitsin istemiyordum. "Benimle sevişmek mi istiyorsun?" diye sorduğunda bir şey söylemek yerine sırtını okşadım, beni anlamıyordu. Dudaklarını öptüm yavaşça, gerçi bu bir öpüşme bile sayılmazdı ama onu sevgimle öptüğümü görmüyordu. Baekhyun aşkıma kördü, bunun dışında olan her şeyi görüyordu oysa. Ona nasıl kapıldığımı, onu istediğimi görüyordu.

"Seninle sevişmek istiyorum. Seninle pek çok şey yapmak istiyorum, seninle uyuyup uyanmak, duş almak, etrafta başıboş dolanmak istiyorum."

"Bunları yapabiliriz, söylemen yeterli."

"Korkuyorum."

"Benden mi korkuyorsun?"

"Evet." Sonra düşündüm biraz, ondan değil hislerimi fark edip benden uzaklaşmasından korkuyordum. "Ya da hayır."

"Bir karar ver."

"Ben sarhoşum şu an, bir karar veremem." Bu söylediğime karşılık güldü, gülerken nefesi ve dudakları boynuma çarpıyordu, onu orada saklamak istedim. "Sana korkmadan dokunabilmek istiyorum."

"Bana dokunabilirsin." Söylediklerim hoşuna gidiyor gibiydi.

"İstediğimi söyleyebilir miyim?"

"Sarhoşsun, istediğini söylemekte özgürsün."