5

4.4K 537 261
                                    

"Ee, ne konuşacaksın benimle?"

Çatıda titreyerek sigara içerken Sehun'a şöyle bir göz attım, beni hiç ciddiye alacak gibi görünmediğinden vazgeçecektim neredeyse. Sehun hassas bir adam değildi, duygulardan konuşmayı sevmezdi. "Alay etmek yok ama."

"Psikoloğa itiraf mı ettin sonunda?"

"Hayır, seninle ilgili."

Şaşırdı, sigarasının dumanını üflerken tıkanıklık yaşadı bir süre. "Neymiş benimle ilgili olan? Korkutma beni."

"Özür dilerim," dedim hızlıca, ne dediğimi kendim bile zor anladım.

"Siktir, Chanyeol. Kazağımı yırttın değil mi? Doğru söyle."

"O gün seni korumalıydım."

"Ne?"

"Şu kavga," diye hatırlattım, ne demek istediğimi anlayınca kasılmış yüz kasları gevşedi birden.

"Ödümü kopardın, o en sevdiğim kazağımdı."

"Daha korkunç bir olay yaşanabilirdi." İkimiz de şu an farklı âlemlerdeymişiz gibi hissettim, beni ciddiye almıyordu ama dinlediğini biliyordum. Eminim o da düşünmüştü bunu daha önce, yediği dayak ve kırılan burnu yüzünden birkaç gecesini hastanede geçirmek zorunda kalmıştı.

"Olur böyle şeyler." Onu hastanedeyken yalnız bırakmayarak kendimce telafi etmeye çalışmıştım tabii ama yine de onun ağzından duymak daha rahatlatıcıydı.

"Ama hiçbir şey yapmadım orada, seni durdurmalıydım."

"Yapmadın değil, yapamadın. Sen iyi bir polissin, korktun sadece, insanlık hali. Bunun için seni suçlayacak değilim." Sigarasını ayağıyla çiğneyip suratıma baktı. "Böyle saçma sapan konuları düşünüp durma, olan oldu işte."

"Yani kızmadın."

"Niye kızayım ki? Sen harbiden salaksın, Chanyeol." Kolunu omzuma attı binaya geri girerken, saçlarımı karıştırıyordu. "İlla özür dilemek istiyorsan yemek ısmarla bana bugün."

"Ne istersin?"

"Barbekü."

"Olur." Güldüm, psikolog haklıydı, kocaman bir yük kalkmıştı üstümden. Birlikte büroya dönerken şakalaşmaya devam ettik, Komiser Choi bizi uyarana dek de vaktimizi böyle harcadık. 

"Merhaba," dedi binaya hızlı adımlarla giren bir kadın, onu görür görmez Sehun'a orta parmak göstermeyi bıraktım. "Bay Byun Baekhyun'la görüşebilir miyim? Burada psikolog olarak çalışıyor."

Sehun da ben de kadına şaşkınlıkla baktık, başka bir rakibi daha kaldıramam diye düşündüm o an. Karakteristik bir yüzü vardı kadının, geniş bir çenesi ve belirgin elmacık kemikleri olmasına karşın tuhaf bir şekilde çekiciydi, otuz yaşlarındaydı. Siyah dalgalı saçları dağınık, giyimi özensizdi. Üzerindeki kaba mont soluktu, makyajsızdı. Ama bu özensiz haline rağmen ondan güçlü bir his alıyordum, bunu anlamlandırabilmek pek mümkün değildi.

"Beni duyuyor musun?" diye seslendi aşağılar gibi.

"Ne için arıyorsunuz Bay Byun'u?"

"Onu ara ve burada bekleyeceğimi söyle, kim olduğumu gayet iyi biliyor."

Benimle konuşurken saygı eki kullanmaya tenezzül dahi etmeyerek emir verdiği için dişlerimi gıcırdatarak derin bir nefes aldım, sakin kalabilmek için elimden geleni yapıyordum. Ekip amirimin gözlerinin üstümde olduğunu biliyordum, bu yüzden uzatmayıp masamdaki telefondan Baekhyun'un odasını tuşladım.

Chasing FireHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin