Sonsöz: Ateş Parmaklarımın Arasında

6.1K 560 976
                                    

Baekhyun'la her hafta gittiğimiz terapi seansımızdan çıktıktan sonra onu daha fazla yormak istemediğim için ilişkimiz hakkında hiçbir yorum yapmadım, içeride yeterince şey anlatmıştı ve bu şimdilik ikimize de yeterdi, Bayan Song da seans sırasında konuşulanları dışarıda tartışmamamızı önermişti fakat düşünmeden de edemiyordum. İnsanlara bir gram güveninin olmadığı, ağır bir darbe yediği o dönemde girmiştim hayatına, en olmaması gereken zamanda. Birbirimizi çok yormuş, iz bırakan yaralar açmıştık. Şimdi yan yanayken geçmişte onu ne kadar zorladığımı hatırladıkça kendime kızıyordum. Hayatına birden girdiğim yetmiyormuş gibi onu seçimler yapmaya zorlamıştım ve bu henüz üstesinden gelemediğim pişmanlıklarımdan biriydi.

Baekhyun arabayı kullanırken ona bütün gün birbirimizin yüzünü hiç görmemişiz gibi baktım, geçmişte gerçekleşmesi olası ihtimaller canımı sıkıyordu. Ya hayatımdan çıkıp gitmiş olsaydı? Ya eve dönmem için yalvarmasaydı, öyle olsaydı nerelerde olacaktık ikimiz? O Belçika'ya yerleşmiş olurdu, doktora programına başlar ve asistanlık yapar ya da danışan görebileceği bir klinik arardı. Bense yeni bir daire aramakla meşgulken onsuz yaşamaya alışabilmek için çabalıyor olurdum. "İyi ki yanımdasın," dedim kendimi tutamayıp. Yola bakarken dudakları belli belirsiz kıvrıldı, ne diyeceğini bilemediğinden ya da başka bir sebepten yutkunup dudaklarını ıslattı. "İyi ki yanındayım," dedi saniyeler süren sessizliğinden sonra, konuştuğunda sesi güçsüz çıktı. Her seferinde böyleydi, geçmişte yaşananları konuşmak onu bitkin düşürüyordu. Ama acı iyileşmenin bir parçasıydı ve birkaç ay sonra bunları yeniden konuştuğumuzda ikimiz de bu kadar incinmeyecektik.

Boğazımı temizleyip farklı bir konu açmaya çalıştım. "İzin alamadım demiştim ya, Sehun'la vardiyalarımızı değiştik. Haftaya birbirimizin yerine çalışacağız."

"Gerçekten mi? Jeonju'ya birlikte gidebileceğiz yani."

"Evet."

Baekhyun eski hocalarından biri tarafından Ulusal Jeonbuk Üniversitesi'ne davet edilmişti, oradaki lisans öğrencileri için terapi etiği gibi bir konu hakkında bir seminer verecekti. Adam yüksek lisanstaki tez hocasıydı, anlattığına göre tezini yazmasında epey yardımcı olduğu gibi ofisini kullanmasına izin vererek danışan görmesi konusunda da desteklemişti. Hocasının çalıştığı okulu değiştirmesiyle birlikte temasları da iyice koptuğu için kendini borçlu hissediyordu. Öyle ki Baekhyun onca işinin arasında tek hafta tatilini bugüne ayırmıştı. Ben de çıkarcı Sehun'u ikna edebilmek için ona yemek ısmarlamak zorunda kalmıştım.

"Dönüşte sahile gider şarap içeriz," dedi gözünü yoldan ayırıp, hayalini kurmak bile mutlu ediyordu onu. "Bir saatimizi alır ama değmez mi?"

"İçtikten sonra arabayı kim sürecek, Fred mi?"

Güldü. "Çok içmeyiz, bir iki kadeh."

"Denize de girebilsek ne güzel olurdu."

"Bir iki ay sonrası için izin alamaz mısın? Birkaç günlüğüne tatile gideriz, Jeju'ya falan ne bileyim, ya da daha yakın bir yere."

"Gideriz tabii ama önce izin işini halletmem lazım, yarın sorarım." Tatile gitmek istiyor, bunu aklımın bir köşesine not ettim. Deniz, kum, güneş, daha önce gitmediğimiz bir şehrin sokaklarında kaybolup dondurma yemek ve bronzlaşmak. Fikri bile içimi kıpır kıpır etmeye yeten türdendi. Şezlongunda uzanırken sırtını kremlediğimi hayal edebiliyordum.

"Kumsalda sevişiriz belki," dedi direksiyonu çevirirken, bana muzip bir gülüşle bakıyordu, alçak sesi bana bir an inleyişini anımsattığı için ona bakakaldım. "Bir kuytu köşede, sıcak kumların üstünde ya da tuzlu dalgaların arasında."

Chasing FireHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin