MARAN
BÖLÜM -10
''PLAN''
-Evin ortasında yayılan geniş bir kan göleti, bacaklarını kendisine çekmiş küçük bir kız çocuğu...
Bu anıyı hatırlıyordum. Halamın çığlıklarıyla inlettiği evi, polislerin etrafta gezindiği dakikaları...
Tırnaklarımı avuçlarıma geçirmiş bir şekilde bacaklarımı kendime çekmiştim. Bakışlarım yerdeki kan göletindeydi. Gülüşlerim yaklaşık beş dakika önce kesilmişti. Artık gülmüyordum, sadece bomboş bakıyordum.
Güçlü kollar beni bir kere daha sarstığında bakışlarımı yerden çekerek ona doğru çevirdim. Hale ve Oğuz endişeyle bana bakıyorlardı. Sıktığım avuçlarımı açarak tırnaklarımı avuçlarımdan çıkarttım. Kanamışlardı. Dizlerimi çözerek yere uzattım ve onlara baktım. ''Psikiyatr burada, Aysar. İstediğin zaman sana yardımcı olacak.'' Diye fısıldadı Hale gülümseyerek. Gözleri dolmuş bir şekilde bana bakan Oğuz'u gördüğümde gözlerimi kapatarak arkamdaki koltuğa yaslandım. Tırnaklarımı avucuma gülmeyi kesebilmek için geçirmiştim. Ancak şimdi... o kadar çok kahkaha atmak istiyordum ki! Dudaklarımı birbirine bastırarak bunu engellemeye çalışıyordum. Gözlerimi aralayarak bakışlarımı tekrar ikisi arasında gezdirdikten sonra kıkırdadım. Dudaklarımı aralayıp gülmeye başladığımda Hale hızlıca ayağa kalkarak arkadaki psikiyatrı çağırdı. Elimi ağzıma kapatarak gülmeye devam ettiğim sırada psikiyatr bana doğru eğilerek çantasından çıkarttığı enjektörü ve ilacı hazırladı. ''Tamam Aysar, şimdi sana bir sakinleştirici yapacağım. Anlaştık mı? Birkaç saatliğine sana yardımcı olacak.''
Bana doğru yaklaşarak kolumu açtı ve iğneyi tenime batırdı. Sıvıyı damarımda soğukluğuyla hissettim, omzuma doğru yavaşça süzüldü. Elimi dudaklarımdan çekerek bulanıklaşan görüşüme odaklandım. Gözlerimi kırpıştırarak başımı Oğuz'a çevirdim. Gözkapaklarım yavaşça örtüldüğünde başım koltukta kayındı ve yere doğru sendeledi. Sıcak eller başımı tuttuğunda gözlerimi iyice kapatarak kendimi karanlığa teslim ettim.
-
Şehrin merkezinden uzak, dağın ortasında yaşadığımız üç katlı evimizi şiddetli esen rüzgar sesi ele geçiriyordu. Kar geceden beri hiç durmadan yağmış, rüzgar geceden beri şiddetini kesmemişti. Uğultu sesleri evin pencerelerinden içeriye sızıyor, küçük odamın içerisinde geziniyordu. Yorganımı daha da kendime çekerek yatağımda cenin pozisyonu aldım. Babam bu gece yanıma geleceğine söz vermişti, ancak her zaman ki gibi gelmemişti. Altın rengi komodinimin üstünde duran çalar saat altıyı gösteriyordu. Geceleri uyumazdım, gündüzleri de çok iyi uyuduğum söylenemezdi. Bu geceyi de hem babamı beklemekle, hem de korku duygusunu hissetmeye çalışmakla geçirmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MARAN ZEHRİMAR (18+)
Teen FictionHer şey duygusuz bir kadının, intikam için ant içtiği yolda başladı. Ona sıkılan kurşunlar, bir yerlerde içten içe ona aşık bir adamın göğsüne saplandı. Çocukluğundan beri bu duygusuz kadından ve annesinden intikam almak isteyen adamın her gece kul...