Her şey duygusuz bir kadının, intikam için ant içtiği yolda başladı. Ona sıkılan kurşunlar, bir yerlerde içten içe ona aşık bir adamın göğsüne saplandı. Çocukluğundan beri bu duygusuz kadından ve annesinden intikam almak isteyen adamın her gece kul...
Multi: Ben yazarken dinledim, siz de mutlaka dinleyin dediğim bir şarkı.
Instagram'da Aysar için parodi hesabı açıldı, takip edebilmeniz için bölüm sonuna ekleyeceğim.
Bölüme başlamadan oy ve yorum yaparsanız çok mutlu olurum. Teşekkürler :)
İyi okumalar.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Aydınlıktayken ışığın ne olduğunu bilemezsiniz.
Işığı ve aydınlığı bilebilmek için, karanlığı tadabilmiş olmanız gerekir.
Yaşamın değerini bilmek için ölümü görmek, baharın tadını çıkartmak için kışta donmak gerekir.
Çiçek açabilmek için önce yanmak, güce sahip olabilmek için önce boyun eğmeyi öğrenmek gerekir.
Bazı şeyler böyledir.
Hayat; siyah ve beyaz ile karışmış, gri bir yaşam alanıdır.
Siz, hangi renge bürünmek isterseniz o üstünüze yapışır ve artık o olursunuz.
Ya siyah, ya da beyaz.
Bakışlarımı yara izinde gezdirdim. Bu, benim eserimdi. Onu orada bırakıp gittiğim gün, hayatımın bir noktasında onun tekrar karşıma çıkacağını düşünmemiştim. Aslında hiç aklıma bile takılmamış, yaptığım şey için pişmanlık duymamıştım. Sadece orada ona izimi bırakıp gitmiş ve hayatıma devam etmiştim.
Elimi hızlıca ittirerek gözlerini devirdi ve elinde tuttuğu viski bardağını sehpaya bıraktı. ''Yaptığın şeyden pişmanlık mı duydun yoksa?'' diye fısıldadı hafifçe gülerek. Gözlerimi devirerek koltukta yayıldım ve arkama yaslanarak ona baktım.
''Öyle mi?'' Alayla gülümsedi ve arkasına yaslanarak bana baktı. ''Hayatıma çok fazla zarar verdin, Aysar. Benim sana yaptıklarım, senin yaptıklarının yanında bir hiç. Hala nasıl pişmanlık duymazsın?''
''Ben yıkımın ta kendisiyim çünkü.'' dedim kollarımı dizlerime yaslanıp öne doğru eğilerek. ''Ben yaptığım şeylere üzülmem, ağlamam, pişmanlık duymam. Vicdansız ve taş kalpliyim. Senin canının ne kadar yandığı, hayatını ne denli mahvettiğim zerre umurumda olmaz. O yüzden intikam olarak adlandırdığın bu saçma ilişkiye artık son ver. Yoksa senin canını yine ben yakacağım.''
''Zaten yanmış olan bir şeyi yakamazsın.'' dedi gözlerini kısarak. ''Benim kaybedecek bir şeyim kalmadı. Acı çektiğini görene dek, bu oyuna son vermeyeceğim.''
Kıkırdadım. ''Benim kaybedecek bir şeyim olduğunu mu sanıyorsun?'' Yavaşça oturduğum yerden doğruldum ve kendimi gösterdim. ''Ben her şeyini kaybederek doğan bir kız çocuğuydum. Ve artık, kaybedecek hiçbir şeyi olmayan bir kadınım. Sana acı veren şeyler, bana acı veremez. Bunu bil ve ona göre oyna.''
