Her şey duygusuz bir kadının, intikam için ant içtiği yolda başladı. Ona sıkılan kurşunlar, bir yerlerde içten içe ona aşık bir adamın göğsüne saplandı. Çocukluğundan beri bu duygusuz kadından ve annesinden intikam almak isteyen adamın her gece kul...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
BÖLÜM 41 ''DEVRİMGİLİN SONU''
''Her fırtına hayatınızı bozmak için gelmez, bazıları yolunuzu temizlemek içindir.''
*
Ruh ve beden. Akıl ve kalp gibi birbiriyle anlaşmaya zorunlu ikili. Birisinden biri, işi bıraktığında her şeyin sıfırlanacağı o doğaüstü düzen.
Peki ya benim aklım ve kalbim ne olacak? İkisi arasında sıkışık kalmak, düz bir duvara çarpmak gibi...
Bir tarafım Devrimgil olduğunu söylerken, diğer tarafım Vira olduğunu biliyor. Birbirine düşman ikili, ikisi de benim içimde.
Daha ben bu ikiliyi kabul edememişken, onlar beni kabul edecekler miydi? Hiçbir şey olmamış gibi, babalarını öldürmüş bir kıza sahip çıkacaklar mıydı? Bir gün, hiç haberleri bile olmadan karşılarına kardeşleri olarak çıkıp, bir de üstüne babalarının katili olduğunu söylüyordum. Bu içten gülümsemeler beni sinsice öldürmek için miydi? Yoksa gerçekten beni içlerine almayı diliyorlar mıydı?
Elindeki desenli fincadan yudumladığı çay sonrası, genzini temizleyerek oturduğu yerden doğruldu. Fincanı önündeki sehpaya bıraktı ve gözlerini üzerime dikerek gülümsedi. ''Hakkında bir şeyler duymak isteriz.''
''Her şeyi bildiğinizi düşünüyorum.'' Dedim hafifçe tebessüm ederek. Evet, o maskeyi yüzüme takmakta kararlıydım.
''Evet, biliyoruz. O da seni kırmamak için böyle bir şey söyledi zaten.'' Dedi Pars, hiç hoşlanmayacağım bir ses tonuyla. Gerçi, suç ses tonunda mıydı emin değildim.
Kaşlarımı çatarak bakışlarımı onun üzerinden çektim. Hayır Pars, seni öldürmeyeceğim.
''Pars, her zaman ki gibi. Zamanla alışırsın.'' Reva'nın bu içtenimsi ses tonu, beynimin içinde bir kedinin, beynimi tırmalaması gibi hissettiriyordu. İğrençti.
''Zamanla alışacağı bir durum olmayacak.'' Dedi Pars, oturduğu yerden hızlıca ayaklanarak. ''O gidiyor.''
''Hayır, gitmeyecek!''
Reva'dan bu ani çıkışı salondaki kimse beklemiyordu. Kaşlarımı hafifçe kaldırarak ikiliye baktım. Birbirlerine uyumları beni bitiriyordu. Açıkçası işime yarayacağı için de hoşuma gitmiş olabilirdi. Bu ikili böyle yapmaya devam ederse, aralarına sızmak ve ikisini birbirine karşı doldurmak en büyük zevklerimden birisi olabilirdi.
''Aysar, artık ailemizden birisi. Bizde her zaman kan daha önemlidir. Unuttun mu Pars? Aile her şeydir.''
''Ailemizin bir ferdini öldüren bir kadına, kardeşim diyecek kadar aptal mıyım?''