-36- ''SUÇ VE CEZA''

755 46 7
                                    

''Bence, gerçekten büyük insanlar, dünyada büyük acılar çekmek zorundadır.''

Suç ve Ceza, Fyador DOSTOYEVSKİ

MARAN: ZEHR-İ ZAKKUM

BÖLÜM - 36 

''SUÇ VE CEZA.''

Nefesimi kesen acıyla, derin bir nefes eşliğinde tanıştım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Nefesimi kesen acıyla, derin bir nefes eşliğinde tanıştım. Vücudum bu acıyı taşıyamayacak kadar yorgun, zihnim bu yorgunluğu ayağa kaldıramayacak kadar bitikti. Gözlerimin üstüne örtülen o karanlık perde, yavaşça aralandığında acıyla inledim. Kulağıma dolan su sesi ve boşlukta yankılanan ıslık sesi, beynimin içinde yeni bir travma oluştururken, kesilen nefesimi hızla doğrulup derin bir nefes alarak sonlandırdım. 

Bakışlarım karanlık ve ıslak zeminde, ayak ucuma kadar süzülen kanın üstünde gezindi. Bu benim kanım mıydı, etrafımdakilerin mi, anlayamayacak kadar keskin olmayan bakışlara sahiptim. Elimi karnımdaki derin, muhtemelen benim sonumu getirecek olan yaraya götürdüm. Buz tutan parmak uçlarım, sıcak kanımla ısındı. Acıyla bir kere daha inleyerek karnıma bastırmayı sürdürdüm. Karnımda tam olarak üç tane delik vardı. Bunların hepsi, az önce yediğim bıçak darbelerinden eserdi. 

Gözlerimi açıp kapatarak, yeniden odağımı sağlamak istedim. Kalbimin atışı kulaklarımda gezinirken, nefes alışverişimin dengesizliği görüşümü bulanıklaştırıyordu. 

Bakışlarım karşımda yatan tanıdık bedeni gördüğünde, dişlerimi sıkarak yerde süründüm ve tanıdık bedene yaklaştım. Bu, annemden başkası değildi. 

Ağzındaki kan, vücudundan aşağıya doğru akmıştı. Bedenindeki kurşun yaraları, en son kalbine işlenen kurşun ile bitmiş ve onun sonunu getirmiş olmalıydı. Dolan gözlerimle onu dürttüğümde, elimin altında birkaç saatlik bir cesedin yattığını anladım. Bedeni buz parçasından başka bir şey değildi.

Başımı yan tarafımda duran diğer tanıdık bedene çevirdiğimde, bunun Alaz'a ait olduğunu anlamam uzun sürmedi. Beyaz saçlarını kırmızıya boyayan kanı, onu bana tanıdık kılmıştı. Başımı yere yaslayarak bir süre ona baktım. 

Ayak sesleri, karanlık ve ıslak zeminde yankılanarak kulağıma dolduğunda, derin bir nefes daha alarak kendimi sırt üstü yere bıraktım. 

Islık sesi yanımda sustuğunda, gözlerimi tavandan ayırarak yakınımda duran silüete baktım. Tanıdık yüz, beni karşıladığında nefesimi tutarak ona baktım. Gözlerim öfkeyle ıslandığında, dişlerimi öfkeyle sıktım. Başını yana yatırarak kahverengi gözleriyle vücudumu süzdü. 

MARAN ZEHRİMAR (18+)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin