-36- ''SUÇ VE CEZA /GİRİŞ''

893 48 11
                                    




Küçük sokağın, yıkılmış evlerin, çamurlu ve taşlı yolların, köşede sahip olduğu lüks bir ev vardı. Evin dışı da, içi de özenle şekillendirilmişti. Bahçesi genişti, toprağı verimliydi. Bu sokağa bir ışık gibi parlıyordu. Daha evin içine girmeden, içindekilerin varlıklı olduğu belli oluyordu.

Evin içi genişti, her bir odası bahçesinin yarısı kadar büyüktü. Fakat bir oda, diğer odalara göre özenle tasarlanmıştı. Bu odanın sırrını, yalnızca içeriye girenler biliyordu.

Evin tek kızı, Zümrüt Vira.

Babası tanınan bir iş adamıydı. Kızını o kadar güzel yetiştirmek istemişti ki, onun için bu odayı her zerresine kadar düzenleterek döşetmişti. Zümrüt Vira, küçüklüğünden beri ailesinin gözdesi olmayı hak eden bir kız olmuştu. Başarılıydı. Dışarıdan bakıldığında, herkesin imrendiği bir kızdan başkası değildi. Sokakta herkes onu parmakla gösterirdi. Zeki ve başarılı olduğu kadar, güzeldi de.

Babasının kömür karası saçlarını, annesinin ise deniz mavisi gözlerini almıştı. Yüzü mermer beyazıydı, sert bakışları onu eşsiz kılıyordu. O, sokağın en şanslı kızıydı. Fakat, bu dışarıdan bakıldığında böyleydi.

Zümrüt'ün babası mükemmeliyetçi bir adamdı. Her işinin mükemmel ve kusursuz olmasını isterdi. Bunun yanı sıra, işkolikti de. Bu yüzdendir ki, kızının doğumuna bile yetişememişti.

Zümrüt'ün annesi, onları yarı yolda bırakmayı seçmişti. Ona göre, bu en iyi seçimdi. Çünkü kızına en iyi babasının bakacağını düşünmüştü. Oysa, o evi terk etmesi onları tamamen değiştirmişti.

"Raskolnikov, neden öldürdü?" dedi öfkeyle kükreyen sesiyle. Zümrüt gözlerini sıkıca kapatarak dudaklarını birbirine bastırdı, bu acıyla direniş şekliydi.

"İhtiyacı vardı." dedi Zümrüt, bu kısık ve acıyla harmanlanmış bir ses tonuydu.

Kütüphanenin ardındaki oda, bir kere daha kemer sesiyle yankılandı. Zümrüt, gözlerini sıkıca kapatarak elini ağzına götürdü ve dişlerini eline bastırdı.

"Tekrar söyle!"

"Çünkü, açgözlü bir adamdı. Daha fazlasını istedi." dedi Zümrüt acıyla.

"Hayatta kalmayı öğreneceksin, Zümrüt!" diye kükredi babası. "Benim kızım başarısız olmamalı! Her konuda yetenekli olacaksın, gerekirse açgözlü olup adam bile öldüreceksin! Ama başarılı olacaksın! Bunu, o kitaptaki adam gibi pişman olarak değil, sonuna kadar yaptığın şeyin arkasında durarak yapacaksın. Yoksa, sonun o adamdan farklı olmaz!''

Zümrüt duraksadı ve dolan gözlerini, bir yere odaklanarak yok etmeye çalıştı. Babası odadan çıktığında, bakışlarını yan tarafta duran 'Suç ve Ceza' kitabına çevirdi. Okumayı her zaman severdi, kitaplardaki dünyayı gerçek dünyaya tercih ederdi.

Ta ki, bir adama aşık olana dek.

Lisede, okulun bahçesinde büyük bir elma ağacı vardı. Zümrüt, elinde en sevdiği kitabıyla buraya gitmeyi her daim çok severdi. Altındaki gölgeye uzanır, okuduğu kitabın dünyasına dalıp giderdi.

Bir gün, yanına bir çocuk oturdu. Bu üst sınıflardan bir çocuktu, duyduğuna göre 12. sınıfların birincisiydi.

''Ne okuyorsun?'' dedi, bakışlarını Zümrüt'ün elindeki kitaba doğru çevirerek. Yavaşça oturduğu yerde kayındı ve Zümrüt'ün elindeki kitaba doğru uzanarak, kapağını yavaşça kapattı ve ne okuduğuna baktı. Bu süreçte, kitap kapandı. Zümrüt, kaşlarını çatarak çocuğa doğru baktı ve ''Ne yaptığına bak.'' diye tısladı.

MARAN ZEHRİMAR (18+)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin