-8- ''ASANSÖR''

4.5K 255 96
                                    

Multi: Oğuz AKAN.

MARAN.

BÖLÜM- 8

''ASANSÖR''

-

Üzerimdeki tişörtü ve pantolonu çıkartarak saçlarımı bir tarafımda topladım. Aynada yansıyan yansımama baktığımda gözüme göğsümün hemen altında duran yılan dövmesi takıldı. Fakat bakışlarım fazla takılı kalmadı ve hızlıca gardıroptan çıkarttığım geceliği üzerime geçirdim. Sabahlığımı da giyerek odaya girdim ve pencereden dışarıyı seyrettim. Kar yağışı durmuştu, fırtına da soluğunu hafif rüzgara bırakmıştı. Bakışlarımı komodinin üstündeki boşalan şişeye çevirdim. Bütün gece içmiştim ve sabah olmasına çok az bir vakit kalmıştı. Hiç uyumadığımı varsayarsak, gayet de kafam yerindeydi.

Odamın kapısına doğru yürüyerek koridora çıktım ve merdivenleri indim. Alt kata indikten sonra şaraplardan bir tanesini seçtim ve bilardo masasının yanındaki deri koltuğa oturdum. Şişeyi açtıktan sonra bir yudum aldım ve arkama yaslanarak tavanı seyrettim. Işıkları yakma gereği duymamıştım, zaten Balamir'in de bu saatte uyuduğunu düşünüp başıma dikmek istemezdim.

Oturduğum koltuktan kalkarak merdivenleri tekrar çıktım. Salondaki lambaderi açmak için yürüdüğümde birisi benden önce davranarak lambayı açtı. İrkilsem de bu kişinin Balamir olduğunu anlayarak gözlerimi devirdim ve merdivenlere doğru geri yürüdüm. ''Benden kaçacak mısın?'' diye sordu boş evde sesi yankılanırken. Dudağımı ısırarak ona doğru döndüm. Yüzünün yarısı ışık sayesinde belli oluyordu ve köşedeki tekli koltuğa oturmuştu. Merdivenlerden aşağı inerek ona doğru yürüdüm. Altındaki siyah pantolonla yarı çıplak bir şekilde, elinde tuttuğu viski bardağından viski yudumluyordu. Elimdeki şişeyi sehpaya bırakarak karşısına oturdum. ''Niye uyumadın?'' diye sordum şişeden bir yudum alırken.

''Fazla uyumam.'' Dedi viskisini yudumlarken. Bakışlarının üzerimde gezindiğini fark edebiliyordum, fakat bakışlarımı ona çevirmemekte kararcıydım. Başımı onayla sallayarak arkama yaslandım. ''Sen niye uyumadın?'' diye sordu bardağını sehpaya bırakırken. Omuz silktim, ''Canım istemedi.''

Ortamda sessizlik hakim olduğunda koltukta doğruldum ve hızlıca ayağa kalkarak şişeye uzandım. ''Sadece birkaç gün burada kalacağım. Ben yokmuşum gibi davran.'' Kafamı ona doğru çevirerek gülümsedim. ''Rahatsız olmuyorum, istediğin kadar kal. Sen yokmuşsun gibi davranabilirim.''

''Güzel.'' Diye yanıtladı hızlıca ayağa kalkarken. Ben de başımı sallayarak ''İyi.'' Diye fısıldadım ve merdivenlere yöneldim. Odama doğru yürüdüğüm sırada bir el kolumdan tuttuğunda kafamı arkama çevirdim. ''Benden nefret etme.'' Diye fısıldadı bakışlarını yüzümde gezdirirken. Kaşlarımı çatarak kolumu kendime çektim. ''Av, avcısından nefret etmeli ama değil mi Tilki?'' diye sorduğumda gözlerini kapatıp açtı. Bir merdiven daha çıkarak karşımda durduğunda kafamı kaldırarak yüzüne baktım. Ellerini ceplerine koyarak ''Beni kışkırtıp durma.'' Diye tısladı. ''Anlaşma kurallarıyla bir bütündür. O kurallara uymak zorundasın.''

''Sen sadakati tartışabileceğim en son kişisin. Beni direk çalıştığın adama götürmen gerekirken dönmüş benimle anlaşma yapıyorsun. Ya ben de seninle anlaşmışken başkasına seni satarsam?'' diye sordum hızlıca. Kaşlarını çatarak cebindeki elini çıkarttı ve çenesini okşayarak gülümsedi. ''Eğer böyle bir şey yaparsan seni, bunu yaptığına pişman ederim.''

''Ya pişman olmazsam ve keyif duyarsam?''

''Hikayenin sonunda tilki yılanı öldürüyor Aysar. Hiçbirinde de yılanın nankörlüğü kazanmadı. O yüzden adımlarına dikkat et. Sen zehrini bana yayamadan, ben seni parçalayabilirim.''

MARAN ZEHRİMAR (18+)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin