Pastanede ise başladım başlayalı hiç doğum günü sürprizi için mekan kapatma yapmamıştık. Ama bugün daha önceden yapılmış bir rezervasyon vardı. Bugün sadece o doğum günü sürprizi için çalışacaktık. Mehdi sabah erkenden beni pastaneye bırakmış hiç bir şey söylemeden gitmişti. Onda ki gerginliğin üzerine gitmeyip bende sesimi çıkarmamıştım, dengesiz bir yapısı vardı, bir an beni göklere çıkarırken bir anda beni o karanlığa gömüyor yok sayıyordu, onun bu hallerine alışmak zor gelsede beni ona çeken şeyden de vazgeçemiyordum,
"Zehra oldu değil mi bir eksik kalmadı "
"Yok , her şey tam sen bir sakin ol hersey yolunda olacak " Eda etrafa bakıp gülümsedi, Sevda ablanın ricası üzerine Eda da yardıma gelmişti bugün.
"Kızlar birazdan gelecekler her şey hazır değil mi " kafamızı evet anlamında sallayıp kasaya doğru gidip oturduk. Eda Muratla aralarında geçen şeyleri anlatıyor Sevda abladan akıl alıyordu. Murat ,Edanın cevresinden dolayı aralarındaki ilişkinin adını koyup rahat rahat gezmek istiyordu, Eda ise henüz o ciddiyetin erken olduğunu düşünüyordu.
İçeriye gelen müşteri ile Sevda abla bana seslenip
"Ben kurabiyelere bakayım, Zehra müşteri ile ilgilenir misin ? " Kafamı telefondan kaldırıp içeri giren müşteriye baktım fakat bu gelen Onurdu. Onur bana gülümseyip
" Merhaba kolay gelsin" telefonu masaya bırakıp aynı şekilde gülümsedim
"Merhaba hoş geldin Onur , nasıl yardımcı olayım gerçi bugün mekan kapalı rezervasyon varda "
"Evet biliyorum. Bende davetliyim o doğum gününe. "
"Yaa öyle mi, ben şey şaşırdım, sen hiç böyle ortamlara girmezdin şey öyle demek istemedim tabi hani hayatın iş üzerine kurulu olduğu için tabi seninde hakkın ayyy ben ne saçmalıyorum. Hoş geldin geç otur böyle " Onur sacmaladigim şeye büyük bir kahkaha atıp
"Tamam tamam anladım ben. Normalde gelmeyecektim, ama doğum gününün burda olacağını öğrenince hem senin ismarlayacagin kahve için geldim hemde işte arkadaş biraz yakın arkadaş kıramadım" dedi ellerini masada birleştirip. Eda ne iş diye kaş göz yapsa da yalvaran gözlerle ona daha sonra anlatırım bakışı attım.
"İyi ki geldin o zaman. Kahveyi şimdi mi istersin yoksa arkadaşların geldiğinde mi"
"Mümkünse kimse gelmeden seninle bas basa içmek isterim. " Dedi ben utanıp bir şey diyeceğim sırada Eda lafa atlayıp
"Bize selam yok mu Onur bey " Onur gülümsemesini devam ettirip
"Sende mi buradaydın farketmedim. Nasılsın " Eda masaya yaslanıp
"Nasıl olayım Zehraya yardıma geldim işte "
"Kolay gelsin o zaman " Eda bana bakıp daha sonra genzini temizleyip
"Ee Zehra sen otur ben o zaman kahvelerinizi getireyim nasıl içersiniz" masaya oturup Onur'a baktım Onur bana derin bir şekilde bakmış daha sonra "sen nasıl içersin " gözlerimi ondan kaçırıp " ben şekerli içerim " dedim ve bana manalı bakan Edaya baktım
"O zaman iki şekerli kahve alalım " dedi daha sonra bana dönüp
"Geçen gün Edalara gitmemişsin bir sorun yok değil mi " evet o gün ona yalan söyleyip annemin mezarına gitmiştim gergin bir şekilde nefes alıp
"Bir sorun yok, o an başka bir yere gitmem gerekti o yüzden gidemedim" kafasını aşağı yukarı sallayıp gelen kahveyi önüne çekti Edaya bakıp
"Teşekkür ederim " dedi
"Afiyet olsun efendim, Ben bir Sevda ablaya bakayım " dedi alayla bana göz kırpıp
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayalet Sokak
Chick-Lit"Sende onun gibisin" dedi baktığım yere yani o yıldıza bakıp "Sende onun gibi bu zifiri karanlığı aydınlatabilen en büyük en güzel yıldızsın. " "Oysa yıldızlar parlamaktan hiç korkmazlar. Peki ya sen karanlığını aydınlatmamdan korkmuyor musun." C...