4Haziran🍁
"Asıl vurulan benim, sen boşuna ölüyorsun."
****
"Saçmalama Mehdi sonuna geldin bu mesele yüzünden gelemezsin""Aaahhh. Sikeyim lan meselesini. Eğer kılına zarar gelirse Feride sebebini senden bilir canını yakarım. Yanından bir saniye bile ayrılmıyorsun. "
"Tamam bende o iş. " Kapatacakları sırada arkadan Alinin "Abi saldırı var yerimizi bulmuş olabilirler " diye bağırması ile Ferideye bakıp "Mehdi !"diye bağırdım Feride anında telefonu kapatmıştı yüzüme korku dolu bakış atmıştı. Galiba şimdi Mehdi gerçekten Tehlikedeydi...
***
"Nereye gidiyorsun Zehra saçmalama onu bulamazsın"
"Umurumda değil, Mehdi tehlikede "
"Hadi ya ciddi olamazsın, günlerdir zaten tatildeydi değil mi ? Eğer gidersen başını daha çok belaya sokacaksın!"
"Hiç bir şey açıklamıyorsun bak başına bir şey gelecek " dedim hıçıkırıklarımın arasından. Göğüs kafesim sıkışıyor nefes almakta zorlanıyordum. Feride kollarımdan tutup sıvazladı.
"Bak o nelerin üstesinden geldi, biraz sabret hadi eve girelim, beklemekten başka çaremiz yok " kafamı zar zor aşağı yukarı sallayıp onu kabul ettim, yüzlerce kez ararsa ben konuşacağım sesini duyacağım konuşması yaparken bir yandan da ondan haber almak için sürekli birilerini arattırıyordum.
Kararan sokağın ışığı ile saatin gecenin yarısı olduğunu anladım. Eve sığamamış oturduğum çardak bile dar gelir olmuştu. Feride sürekli birileri ile irtibat halinde olmuş fakat hala bir haber alamamıştı .Küçük bir çocuğun ilk defa anne demesi gibi sayıkladım bu gece adını, bıkmadan usanmadan. Kaybedeceğim şeylerin farkındaydım ama umurumda değildi düşmek, onun bir daha gelmeyeceğini düşünmek asıl buydu ölmek.
Feride'ye gelen telefonu titreyen eli ile açıp kulağına götürdü.
"Batuhan "
"İyiyim, yok, bir sorun yok, sen nasılsın?"
"Mehdi mi ? Mehdi iyi ya Zehra ile uyumuştur ondan kapalıdır telefonu, bende kapıda hava alıyorum" Feride'ye öyle bir bakış attım ki ne hissetti bilmiyorum ama gözlerindeki acıyı anlayabiliyordum. Fakat neden yalan söylediğini anlayamıyorum
"Tamam kendine iyi bak düşünme buraları"
"Tamam düşün Allah'ın cezası düşün. Görüşürüz "
Feride telefonu kapatmış ona soracağım soruyu ben söylemeden cevaplamıştı.
"Yarın göreve gidecekler, söyleyip onu merakta bırakmazdım" kafamı tamam anlamında sallayıp karnıma çektiğim dizlerimin üzerine kafamı koydum ve kollarımı da dizlerime sardım.
Bu gece ilk defa bu sokak bu kadar sessizdi, ayak sesleri yoktu fısıldaşan insanlar, boşluktu, sanki herkes Mehdi'yi bekliyordu yada hepsi Mehdi'nin peşindeydi bilmiyorum. Her ne kadar artık bu sokağa ait olsam da neler döndüğünü bilmeyecek anlamayacak kadar acemiydim. Galiba ben bu sokağın Mehdi tarafıydım, onun dışındakilerinin yabancısıydım.
Telefonu açıp Whatsapp'a girdim Mehdi ile mesajları bir bir okuyup kafamı dağıtmaya çalıştım fakat ekranın kırıklığı yazıları okumamı zorlaştırıyordu, olsun şuan bu bile benim için büyük bir nimetti sanki. Evin wifi sine bağlı olduğum için sürekli bir haber gelir diye yanımdan ayırmıyordum günlerdir.
Okudukça ağlayasım geliyordu whatsaapptan çıkacağım zaman Mehdi'nin çevrim içi olması ile heyecan ile yerimde kımıldanıp gördüğüm şeyin gerçekliğini kontrol ettim. Doğruydu Mehdi çevrim içiydi. Feride'ye göstereceğim sırada Feride kapının önünde biri ile telefonda konuştuğunu görünce vazgeçtim ve hızla Mehdiye mesaj attım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayalet Sokak
ChickLit"Sende onun gibisin" dedi baktığım yere yani o yıldıza bakıp "Sende onun gibi bu zifiri karanlığı aydınlatabilen en büyük en güzel yıldızsın. " "Oysa yıldızlar parlamaktan hiç korkmazlar. Peki ya sen karanlığını aydınlatmamdan korkmuyor musun." C...