Başımın belası.

611 78 40
                                    

11Haziran🌼

Tanıdığını sandığın birinin, bambaşka özelliklerini keşfetmek her zaman ilginçtir.

Güzel bir kahvaltının ardından hızlı bir şekilde sofrayı toplamıştım. Mehdi bilmediğim bir kişi ile telefonda sohbet ederken endişeli bakışları enerjimi sömürmeye yetmişti. Çünkü babasının peşine düşecek başını yine belaya sokacak diye aklım çıkıyordu.

Bu sabah yine çakal lakaplı biri hakkında konuşmuş akşam ise yanınıza geleceğim demişti. Gitmesini istemiyordum bunun için elimden ne geliyorsa yapacaktım.

Elimin yaşını üzerime silip nemli ellerim ile kabaran saçlarımı düzenledim. Daha sonra yatağı toplayıp odayı havalandırdım. Temiz havayı içime çekip gözümü kapattım. Arkamdan sarılan güçlü kollarla gülümseyip gözlerimi geri açtım . Mehdi boynuma önce nefesini daha sonrada öpücüğünü bıraktı.

"Hadi hazırlan " Mehdi'nin ellerini çözüp Mehdiye döndüm ve ellerimi ne zamandır kesmediği sakallarına koydum.

"Nereye gideceğiz"

"O adının mayo yada bikini olduğunu düşündüğüm şeyi kullanmaya. Evde giyinemeyeceğine göre, aslında giyinebilirsin ama Normal insanlar gibi seninle denize gitmek daha güzel olabilir " dedi tek nefeste. Gülümsemem kocaman bir hal aldığında Mehdiye heyecandan " gerçekten mi ? Ama ben yüzme bilmiyorum" dedim Mehdi yanaklarında duran ellerimi avuçlarının arasına alıp önce koklayıp daha sonra öptü.

"Ben sana öğreteceğim, olmadı güneşleniriz daha sonra tekrar deneriz, sen başarana kadar " dedi yüzümü sıvazlarken

"Sen muhteşem bir" sözümü kesip

"Koca adayıyım" dedi söylediği şeye kahkaha atıp onu tastikledim

"Evet öylesin " deyip kollarımı boynuma sardı.

"Hadi şimdi çantanı ayarla bak benim losyonların olduğu yerde güneş kremi de var onuda koy, sen hazır olana kadar bende bir sigara içeyim " dedi. Mehdiye kafamı tamam anlamında sallayıp hızlı bir şekilde dediklerini yaptım.

Hazır bir sekilde bahçeye çıktığım anda kapının vurması ile Mehdiye baktım. Mehdi ağızındaki sigarasını parmakları arasına alıp 'ben bakarım ' dedi ayağıma geçirdiğim spor ayakkabıların bağcığını baklarken bir taraftanda açılan kapıya bakıyordum. Gelen Melisaydı. Evet güne yeni güzel bir olay daha, sevgili görümcem, ay böyle söyleyince de bir tuhaf oluyormuş. Ayakkabılarımıda hallettikten sonra Mehdi'nin yanına yaklaşıp konuşmalarına dahil oldum.

"Günaydın Zehra "

"Günaydın " dedim soğuk bir ses tonu ile.

"Bir yere mi gidiyorsunuz ?" Kafamı evet anlamında sallayıp Mehdi'nin elini tuttum.

"Annem nasıl, niye onu bıraktın."

"Keşke biraz da anneme vakit ayırsanda, kendi gözlerin ile görsen nasıl olduğunu" dedi Mehdi elindeki sigarası dan bir duman daha çekip kaşlarını çattı.

"Ben salak mıyım, elbette imkânım olsa geleceğim. Baban bu sokağa gelmiş yine annemi arıyor onu tehlikeye atamam, sende buraya gelip giderken dikkat et  " dedi, Baban kelimesini bastırarak söylemişti. Melisa bozulmuş yanaklarının çökmesi ile yanak etlerini ısırdığını anlamıştım. Kafasını tamam anlamında sallayıp bakışlarını bana çevirdi.

"Hayat size güzel be Zehra, aldın abimi eline çek o tarafa çek- " cümlesini bitirmesine izin vermeden onu durdurdum.

"Bu hayat benim hayatım sana laf düşmez, abine istediğini diyebilirsin ama bana asla " dedim Mehdi

Hayalet SokakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin