Kendinizi anlatmaya iki kelime yetse, ne derdiniz? yada Hatıra olarak sakladığınız en garip nesne neydi? El alem ne der? Sözü kadar duvarları yüksek bir hapishane var mı? Başkaları için yaşamaktan yorulmadınız mı ? Ben yoruldum hemde çok yoruldum.*****
Elimi kolyemin üzerinde gezdirip gülümsedim bu hayatımda aldım ilk ve en güzel hediyeydi öyle mutluydum ki rüyada gibi hissediyordum kendimi.
''yatağını açtım hadi dinlen '' kocaman bir gülümseme ile ona bakıp
''otursana '' dedim elimle yanımı göstererek, ikiletmeden yanıma oturdu.
''Nasıl buldun beni'' neyi sorduğumu anlamıştı ama o her zamanki gibi kaçamak cevaplar vermişti
''Ben seni karanlıkta bile gözüm kapalı bulurum,'' dedi gözlerimi devirip cevabı beklercesine baktım
''üzümünü ye bağını sorma '' dedi boynumdaki kolyeye bakıp, omuz silkip diğer sorumu sordum
''Annen ve Melisa neden buradan gidiyor.'' onu duyduğumu anlamıştı şaşkın bakışlarını kaçırıp sessiz kaldı.
''Ben senin sorularından kaçmadım''
''Tedavisine Amerikada devam edecek,'' dedi yalan söylememişti ama gerçekleride,
''Pelin peki?'' cevap yok. Yavaşca oturduğum yerden kalkmaya çalıştığımda tuttuğu elim ile duraksadım beni kendine çekmiş bağdaş kurduğu bacaklarının üzerine oturtdu. Battaniyeyi sırtına atıp ikimizi de içine hapsetti ve burnunu saçlarıma gömdü.
Ne kadar süre böyle kaldık bilmiyorum, daha fazla dayanamayıp gözlerimi kapattım ve sabah uyandığımda yaşadıklarımın rüya olmamasını diledim.
...
Gözlerimi açtığımda etrafı izledim evet rüya değildi ne zaman geldiğimi bilmediğim odanın içini güneş gözüyle kontrol edip yataktan kalktım. Ev oldukça sessizdi ilk önce mutfağa daha sonra üst kata çıkıp Mehdiyi aradım fakat evde kimse yoktu.
Hatırladığım kadarıyla Ali denen kişiye sabah Vincente gel demişti, dışarı çıkmak için dış kapının olduğu yere gittim ve kapı kolunu aşağı ittim kapı kilitliydi. Hızla odaya gidip telefonumu aradım fakat ortalıkta gözükmüyordu götürmüş olamazdı değil mi beni buraya kilitleeyip gidemezdi.
Nefesim yavaş yavaş daralmaya başlamıştı, bir ortamda kilitli kaldığımı bilmek beni oldukça huzursuz ediyordu terasa çıkıp etrafa baktım. Belki birine ulaşırsam oda Mehdiye ulaşır beni buradan çıkarırdı. Fakat sokakta hiç kimse yoktu. Ellerimi saçıma daldırıp hızla yattığım odaya girip camı açmaya çalıştım fakat orası da kilitliydi , bir süre daha çırpındım görüş acıma Pelin girdiğinde cama vurarak beni duymasını sağladım. Ondan yardım dilendim fakat o beni duymuyor biriyle kavga edercesine konuşuyordu. Daha önce görmediğim adam Pelinin kolundan tutmuş sarsarak bir yere götürüyor du.
İstemsizce ağlamaya başladım, kapının açılma sesi ile koşarak dış kapıya gittim, Mehdi elinde paketle gülümseyerek içeri girdi fakat beni görünce gülen yüzü endişeye büründü. Hızla göğsüne yumruk atıp ona bağırmaya başladım.
"Beni nasıl buraya kilitlersin, beni nasıl bırakıp gidersin " ağlamam siddetlenmiş ona vurmaya devam etmiştim. Mehdi beni sakinleştirmek için kollarımı sıkıca sarmış "seni bırakmadım. Seni bırakmadım geçti güzelim geçti " kafamı göğsünden kaldırıp yüzüne baktım
"Sana sıcak pide aldım. Korkacağını bilemedim, bak kapı açık" diyerek kapıyı açtı, kafamı tamam anlamında sallayıp göz yaşlarımı sildim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayalet Sokak
ChickLit"Sende onun gibisin" dedi baktığım yere yani o yıldıza bakıp "Sende onun gibi bu zifiri karanlığı aydınlatabilen en büyük en güzel yıldızsın. " "Oysa yıldızlar parlamaktan hiç korkmazlar. Peki ya sen karanlığını aydınlatmamdan korkmuyor musun." C...