18 Mayıs🌼
Karanlık ev, bu sokak, bütün gezegen.
🌼🌼🌼Elimde Sevda ablanın sıkılmayayım diye getirdiği kitabın sayfalarına boş gözlerle baktığımı 5 dakikadir aynı sayfada olduğumu fark ettiğimde anladım, aklımda dolanan düşünceler ne kitap ne şarkı ne televizyon hiç bir şeye odaklanmamam için resmen beni kıvrandırıyordu.
Bugün hastanede son günümdü bir insan bulunduğu her ortama alışıyordu. Bu hastaneye bile alışmıştım. Artık yaralarım ilk gün ki gibi acı vermiyordu. Yavaş yavaş direncim yerine gelmiş Mehdi sayesinde yürümeye bile başlamıştım. Bana yük olan tek şey kolumdaki alçı ve boynumda ki boyunluktu. Saçlarım kir tutmuş artık beni yıka diye bağırıyordu. Tuvalet ihtiyacımı bile zor giderirken banyo yapmaya hasret kalmıştım.
Elimdeki kitabı dolabın üzerine koyup kendimi oturur pozisyonuna aldım. Daralmıştım. Mehdi çıkma işlemleri ile uğraşacağım diye gitmiş Sevda abla da Mehdi'nin rica ettiği eve bana yatak yapmaya eşyalarımı yerleştirmeye gitmişti, nereye gideceğimizi merak etsem de o sokağın hayalet sokak harici bir yer olmayacağını biliyordum. Her ne kadar evimde kalmak istesem de, Mehdi orada benim işlerim var aklım sende kalacak olmaz güvende olman lazım diye kelimeler sarfedip güçsüzlüğümden faydalanmıştı. Sevda abla her ne kadar ben bakarım dese de Mehdi katiyen kabul etmemişti.
Ayrıca güzel dostluklar edinmiştim Mehdi sayesinde, başta Feride olmak üzere. Her gün gelip benimle ilgilenmiş hatta tane tane hiç üşenmeden saçlarımı örmüştü. Afrikalılara dönmüştüm. Mehdiden utandığım için yaralarıma merhemi o sürmüştü bıkmadan usanmadan ve iğrenmeden, çünkü yaralarım artık kabuk tutmaya başlamıştı.
Sonra Ali vardı. Her ne kadar beni sinir etsede iyi anlaşmıştık. Biraz patavatsız birazda meraklı melehattı.
Batuhan abi vardı. Her gün beni ziyarete gelmiş. Halimi hatrımı sormuştu. Her ne kadar Feride ile iyi anlaşamasa da ben sevmiştim. Feridenin anlatmasına göre. Önceden istihbaratta çalışıyormuş. Sonra bazı nedenlerden dolayı işi bırakmış mahalleye ortak olmuş. Arada ufak tefek detaylar edinmiştim bunun gibi bu zaman zarfında.
"Ne düşünüyorsun" ne zaman geldiğini anlamadığım Feridenin sesi ile sıçradım.
"Şey ben dalmışım "
"Fazla dalma boğulursun" gülerek karşılık verdim Feride çoktan yanıma gelmiş beni süzmüştü.
"Gel hadi saçlarını acalım"
"Ee ama daha dün ördün"
"Kıvırcık olsun diye ördüm canikom" dedi ve ördüğü örükleri bir bir açmaya başladı, bittiğinde bir eli ile kafamı tutup bir eli ilede saçımı karıştırıp örgüleri dağıttı.
"Çok güzel oldun " dedi, her ne kadar merak etsem de henüz aynadaki benle karşılaşmaya hazır değildim. Feride'de bunu bildiği için ısrar etmiyordu bana.
"Zaten eve gideceğiz Feride ne gerek vardı hem havada sıcak "
"Sanada bir şey yapılmıyor kızım" dedi hayıflanarak. Üzülmesine daha fazla dayanamayıp
"Eline sağlık, sen yorulma diye söyledim. Hadi küsme bana" Feride daha fazla dayanamayıp gülümseyip yanaklarımı sıktı. Canımın acısı ile yüzümü buruşturdum Feride yaptığı şeyi farkedip kendine küfür etmeye benden de özür dilemeye başladı.
"Feride valla bir daha özür dilersen kalkıp saçını başını yolacağım "dedim Feride beni kabul edip sustu ve cebine gelen mesaj sesi ile gülümseyip
"Hadi zamanı geldi " dedi ve kolumdan tutup beni yavaş yavaş kaldırdı. Sanırım eve gitme vakti gelmişti.
Odadan çıkarmasını beklerken Feride beni pencerenin önüne getirmiş camı açmıştı. Yüzüme vuran ılık rüzgar saçlarımı savuruyor, yüzümde güzel bir his bırakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayalet Sokak
ChickLit"Sende onun gibisin" dedi baktığım yere yani o yıldıza bakıp "Sende onun gibi bu zifiri karanlığı aydınlatabilen en büyük en güzel yıldızsın. " "Oysa yıldızlar parlamaktan hiç korkmazlar. Peki ya sen karanlığını aydınlatmamdan korkmuyor musun." C...