Yatağımın baş kısmında hemen pencerem vardı burayı özel olarak seçmiştim. Gün doğumu öyle muazzam gözüküyordu ki burada o dakikaları iple çekiyordum. yine aynı saatte uyanmıştım 04:30 bu artık bende rutin haline gelmişti, kalkar kalmaz kendime bir kahve yapar penceremi açar oksijeni içime çekerdim, çünkü bir yerde okumuştum vücuda en yararlı oksijen güneş doğduktan hemen sonra ki oksijenmiş
Oksijeni içime çekip gözlerimi kapatınca aklıma dün akşam geldi daha doğrusu hiç çıkmamıştı, ellerimi dudaklarıma koyup gülümsedim, beni öpmüştü, bana güzelsin demişti kalbim yine aynı hisle dolunca yatağın üzerinden kalkıp üzerimi değiştim. Saçımı at kuyruğu yapıp evden çıktım. Bu benim için en iyi kaçış yöntemiydi.
Pastahaneyi açıp masaları düzenledim daha sonra camları açıp içeriye temiz hava girmesini sağladım. Üzerime önlük takip bugunki gidecek siparişlere baktım saat 16'daydı defteri kapatıp sıcak simit ve poacaların firmadan gelmesini bekledim ilk iş olarak onları rafa dizip sonra müşterilerin gelmesini beklemekti. Birden içeriye takim elbiseli adamlar gelince gülümseyip
"Buyrun, ne istemiştiniz, simit ve poacalarımız gelmedi henüz " dedim uzun boylu iri yarı adam yanındakine bakıp kafasını aşağı yukarı salladı ve daha sonra bana doğru yaklaşıp.
"Façalının selamı var. Geciktirdiğin senetler varmış" ellerim titremeye başladı, beni nereden bulduklarını anlamamıştım herşeyimi ama herşeyimi değişip 0 dan başlamıştım.
"Babam ceza evinde bende de para yok. Bu işe de yeni başladım "
"Bana hikaye atlama küçük kız, ben alacağım paraya bakarım "
"Gidin babamdan isteyin borcunu bende size verecek para yok " dedim kendimi dikleştirip. Boyu diğerinden daha kısa olan adam yanıma gelip kolumdan tuttu.
"Ya burayı başına yıkarım yada o parayı söke söke alırım duydun mu?" Kafamı evet anlamında sallayıp
"Şuan param yok ama bana biraz müsade ederseniz" iri adam yanındakine bakıp sonra tekrar bakışlarını bana getirdi.
"Sana yeterince zaman vermişiz ya şimdi O kasadan bana borcunu çıkartır verirsin yoksa " dedi ve sandaliyeye dokundu ve bana baktı. Öyle korkuyordum ki kendim için değil daha dün başlamıştım buraya Sevda hanıma rezil olmaktan hatta ilk gun den isini batırmaktan çok korkuyordum gittiğim yere veba gibi yapışıp dert oluyordum .
"Kasayı akşam kapattık yemin ederim " dedim ağlamaklı çıkan sesimle iri adam saldayeyle birlikte bana yaklaşmaya başladı, havaya kaldırıp cama atacağı sırada içeriye giren kişi ile duraksadı. Gelen oydu Mehdi.
"Ne oluyor lan burada " sert sesi diğer adamları az da olsa irkitmeyi başarmıştı.
"Borcunu taksil ediyoruz" dedi yayvan ağızı ile Mehdi bana bakıp kaşlarını daha da çattı.
"Ya şimdi burayı terkedersin" iri adam gülümseyip "yada?" Diye soru yöneltti adamın elindeki sandaliyeyi sakince elinden alıp biraz geriye doğru attı arkasından giden kısa boylu adamı görünce ona bağırdım "Mehdi dikkat et " Mehdi hızla arkasını dönüp adama yumruk attı o an yaptığım tek şey köşeye sinip bağırmak oldu Mehdi adamları bir güzel benzetmiş en son yumruğu ise o yemişti. Dudağından akan kanı elinin tersi ile sildi ve adamlara tekme atmaya başladı o sırada içeriye Sevda abla girince ortamı görmesiyle bir çığlık ta o attı. Önce bana baktı sonra Mehdiye, hızla yanıma gelip kafamı kolları arasına aldı "sakin ol sakin ol geçti bitanem " bir yandan da cebinden çıkardığı telefon ile polisi aradı.
Mehdi yanıma geldi Sevda abla yanımdan kalktı ve kırılan şeyleri toplamaya başladı Mehdi arkası dönük bir şekilde "Lütfen ellemeyin hepsi delil olarak geçebilir " Sevda abla kafasını tamam olarak salladı ve yanıma geldi Mehdiye bakarak

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayalet Sokak
Chick-Lit"Sende onun gibisin" dedi baktığım yere yani o yıldıza bakıp "Sende onun gibi bu zifiri karanlığı aydınlatabilen en büyük en güzel yıldızsın. " "Oysa yıldızlar parlamaktan hiç korkmazlar. Peki ya sen karanlığını aydınlatmamdan korkmuyor musun." C...