6mayıs🌼
"Dünya yıkılsa da gülmelisin, sen ağlama.""Zehra" üstümde bir ağırlık vardı, uzaktan gelen tanıdık sesi bulmaya çalıştım, yine aynı tını ile biri bana seslendi
"Zehra"zar zor açtığım göz kapaklarımın üzerine tonlarca ağırlık konmuştu sanki , açmak istemiyordum, ama kapatmak da istemiyordum, çünkü zihnimde dönen tek cümle vardı "Sen bu sokağa ait değilsin." Omuzumda baskı hissedince yavaştan gözlerimi açıp etrafa baktım. Saç diplerim terlemiş boynumdan aşağı doğru akmış, köprücük kemiğinin orada birikmişti. Elimin tersi ile silip karşımdaki insana Mehdiye baktım. Boğazıma takılan düğüm için derin bir nefes aldım. Mehdi endişe ile gözlerini bana dikmiş iyi olup olmadığımı kontrol ediyordu. Daha fazla tutamadığım göz yaşlarımı serbest bırakıp ona sarıldım. Mehdi'nin elleri sırtımda gezinirken ağızından bana güven veren tek bir kelime vardı. "YANINDAYIM!" Yanımdaydı, gördüğüm kabus gerçekten daha etkiliydi, ölüm kokan bir sokakta ölmüştüm. Mehdi beni geri çekmiş terden ıslanan saçlarımı geriye doğru yapıştırdı. Daha sonra yanımdan kalkıp hızlı adımlarla mutfağa gitti, elinde su şişesi ile gelip kapağını açtı.
"Ağlama!" Ağlayan birine ağlama demek ağlayan insanın daha çok ağlamasına sebeb oluyordu.
"Dünya yıkılsa da gülmelisin, sen ağlama"
Suyu içerken aynı acıyı boğazımda hissettim. Biraz öncekine nazaran kendimi daha iyi hissetsem de gördüğüm rüyanın etkisinden kurtulamamıştım.
"Daha iyi misin ?" Kafamı evet anlamında sallayıp gözlerine baktım.
"Uyuya kalmışım, " dedim zar zor çıkan sesim ile.
"Kaç dakikadır seni uyandırmaya çalışıyorum, ne gördün rüyanda" gördüğüm o sahneleri tekrar hatırlayıp zihnimde patlayan silah sesi ile irkildim. Rüyası bile bu kadar etkilenmişti gerçeği kim bilir nasıl olurdu.
"Melikeye gidelim mi, belki sakinleştirici-"
"İyiyim evime gitmek istiyorum" çatallı çıkan sesim ile agladığım için akan burnumu umursamamıştım.
"Tamam Arabayı arka sokağa park ettim getirene kadar sende kapıyı kitle, yada gel birlikte çıkalım"
"Evime gitmek istiyorum Mehdi, senin evine değil " söylediğim şey ile Mehdi durmuş bana bakakalmıştı. Bu psikoloji ile oranın karanlığını kaldıramazdım,
"Biraz hava almak ister misin?"
"Evime gitmek istiyorum" daha fazla ısrar etmeyip beni kabul etti masada duran anahtarı alıp birlikte dışarı çıktık. Mehdi pastaneyi kapatıp anahtarı bana verdi. Birlikte eve çıktık, evimi odamı herşeyi özlemiştim. Odamdaki pencere kenarını özlemiştim, o boşluğa oturup dizlerimi karnıma çektim ve başımıda dizlerimin üzerine koydum. Başımı sağa yatırıp dışarıyı izlemeye koyuldum.
Kendi acılarımda boğulmuşum. Her gün biraz daha kaybolmuşum. İçime ata ata bir yığın oluşturmuşum da altından kalkamamışım. Gözyaşlarım sel olmuş, kalbimi de beraberine katıp akmış. Bense sadece susmuşum, bakmışım. Ruhuma yüzlerce bıçak saplanmış ben saçlarımı kısaltmışım. Saçlarım bile bana kırılmış. Tüm bunlara rağmen gülmüşüm, gülümsemişim. Sonra, gözyaşlarım bile beni terk etmiş, akmaz olmuş. Boğazım düğümlenmiş, gözlerim yanmış, burnum sızlamış yine de gözyaşlarım içine akmış. Acılar her yanımı sarmış da ben gücümü yitirmişim. Sorumluluklar çoğalarak gelmiş omzuma çıkmış çökertmiş beni. Ve her şeye rağmen ben nefes almışım...
Eskiden daha güzel bir hayatım vardı, işe gidip gelir geri kalan günümü uyuyarak geçirirdim. izin günlerimde o kiraz ağacının altında mutsuz da olsa nefes alırdım. Şimdi ise nefes almakta bile güçlük çekiyordum. Hangi adımı atsam peşimden birşey sürüklüyordum, mutsuzdum ama korkusuz adım atıyordum, şimdi ise nereden geleceğini bilmediğim bir belanın içindeydim, belkide şuan atılan yeni bir taş ile bir yerim zarar görecekti. Belki sabah Hayalet sokağa döndüğümde başka birşey ile karşılaşacaktım, belki bilinmeyen takıntılı bir ruh hastasıydı, bir insan bunca bilinmezliğinin arasında nasıl yaşardı ki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayalet Sokak
Chick-Lit"Sende onun gibisin" dedi baktığım yere yani o yıldıza bakıp "Sende onun gibi bu zifiri karanlığı aydınlatabilen en büyük en güzel yıldızsın. " "Oysa yıldızlar parlamaktan hiç korkmazlar. Peki ya sen karanlığını aydınlatmamdan korkmuyor musun." C...