3.5

443 43 21
                                    

" Bu hafta kesinl- Honey belki bugün daha erken bitirebiliriz ve sen de uyumaya gidebilirsin . "

Balım esnerken ağzını kapatmaya kullanmadığını elini kaldırıp boğuk sesiyle " Hayır , hayır devam edebilirsiniz  Profesör . " dedi .

Albus her zamanki sakinleştirici gülümsemesiyle açık mavi gözlerini Balım'a dikti .  " Zümrüdüanka Yoldaşlığı olarak yaptığımız son toplantının en küçük ayrıntılarını sana anlatmadığımda kimse ölmüyor kızım . Hem Gellert'ın dediği gibi ben yaşlı bir adamım . Sen bu yaşlı adamı uykusuz mu bırakmak istiyorsun ? "

" Hayır Profesör ama ... "

" Aması yok işte kızım . Biraz dinlenmek senin de hakkın . Git güzel bir uyku çek . "

Balım Profesörünün haklı olduğunu gelen ikinci esnemeyle anlarken nefesini tutup onu biraz geciktirdi ve ayağa kalktı . Masanın üzerindeki not defterini eline alıp kalemini cebine attıktan sonra " Şuanlık kimsenin ölmeyeceğinin farkındayım ama yine de yarın biraz daha erken gelirim bugünün eksiklerini tamamlarız Profesör . Siz de güzelce uykunuzu alın . Sonra Bay Grindelwald'dan azar işitmek istemem . " dedi sırıtarak .

Albus ' Sen iflah olmazsın . ' bakışlarından birini gönderdikten sonra kapıya doğru yürüyen kıza " İyi geceler Honey . " dedi .

Balım'da kapıyı arkasından kapatmadan önce kapanmaya başlayan gözleriyle " Size de iyi geceler Profesör . " diye mırıldandı . Ardından da seke seke merdivenlerden aşağıya inip büyük heykelden koridora çıktı .

Şu koridorda her adımında çıkan sesleri kaç kere duymuştu bilmiyordu . Yazları dışında genellikle yılın her günü duyardı . Geçen her günde biraz daha rahatsızlık duyardı . Çünkü korkmaya başlardı . Ve korkuyorsa bu bir şeylerin yaklaştığı anlamına geliyordu .

Ciddi mana da paranoya seviyesine gelmeye başlamıştı bu . Hogwarts dışında kim yanlarına yaklaşırsa zihnine girip onu kontrol etme ihtiyacı duyuyordu . Eli sürekli asasının durduğu cebi yokluyordu . Bundan hoşnut değildi ama yapıyordu . Yapmayı da bir zorunluluk olarak düşünmeye başlamıştı .

Artık kaybolan , ölen kişilerin sayısı artmıştı . Bakanlık geçen seneden beri olayların farkında olsa ve olayları takip etse de herhangi bir hamlede bulunmamıştı . Artık Ölüm Yiyen olduğu bilinen veya kolunda o dövmeyi taşıyan biri yakalanırsa yargılanmak zorundaydı .

Kısacası gün geçtikçe hava soğuyor , durum kötüleşiyor , kendisi paranoyaklaşıyordu . Geçen günlerde gelen 31 Ekim de gözü hep Lily ve James'in üzerindeydi .  Ortada daha ne bir kehanet vardı ne de bir çocuk . Ama korkuyordu işte . Onları kaybetmekten korkuyordu .

Zaten geçen tüm yıllarda Cadılar Bayramında Balım'ın pek havasında olmadığını hepsi fark etmişti . Bazen onu da aralarına alıp neşelendirmeye çalışırlardı , bazense kendi halinde bırakırlardı . Balım her yıl oturduğu koltuğunda huysuz nine kılığına girerdi . Rolünü de gayet iyi yapardı .

Ama bu yıl James'in deli ısrarları sonucunda dans eden Lily ve James'i gördüğünde ağlamıştı . Bugünlerde olur olmadık her şeye ağladığının farkındaydı . Ama sanki ne kadar bu dünyaya ruhu daha yaşlı olsa da burada geçirdiği her bir yılda olayların ne kadar ciddi olduğunun ve yaşamaktan korktuğu her bir şeyin ne kadar yaklaştığının biraz daha farkına varıyordu . 

Kafasında gece kabus olarak görmek üzere senaryolar kurduğunu fark edince biraz temiz hava almak için başka bir koridora geçiş yaptı . Filch bu saatler de öküz gibi horlayarak uyuyor olurdu . Bu yüzden rahatça koridorlarda cirit atabiliyordu . Zaten Çapulcu Haritası dese uyuyormuş taklidi yaptığı yatağından çıkar çıkmaz adını odasında sabitliyordu . Sevgili dostlarının gözüne uyku girmediği vakitler haritadan milleti izlemek gibi bir özelliği vardı .

MesmerizedHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin