0.8

976 92 30
                                    

Aynadan kendine baktı . İspanyol paça kotu ve kısa kollu tişortü ile tatlı olmuştu . Şu sıcakta bir de pelerin giyinemezdi . Desenli bandanasını düzeltti . Hata yaptığını bayağa bayağa fark ediyordu . Kahkül pişmanlıktı !

Çantasını omuzuna atarak odadan çıktı . Hava bu kadar sıcak olmaya devam ederse kendini kesecekti . Normalde odasından çıkmazdı ama Hogwarts'a gitmesine günler kaldığı için alışveriş yapmak için Diagon Yoluna gelmiş gibi davranabilirdi . Hem alacakları da vardı . Vardı değil mi ?

Kimseyi kandırmasına gerek yoktu . Sadece sıkılmıştı . Kitap okumayı seviyor olabilirdi ama sıkmıştı . Çantasını koluna takarken odadan çıktı . Merdivenleri zıplaya zıplaya indi . Bugün neşesi çok yerindeydi . Her zamanki gibi bardakilere selam verdi .

İnsanların en çok rehavet gördüğü yere vardığında gülümsedi . Sanırım Hogwarts'ın yanında burasıda büyünün içine kadar işlemesini sağlıyordu . Aktardan , cüppe dükkanına , oradan Ollivander'ın yanına . Asasını yıllar önce almış olmasına rağmen seviyordu Ollivander'ın sohbetini . Quidditch dükkanına da uğradı . Dostlarına minik hediyeler almayı unutmuyordu . Güneş tepesine vururken gözlerini kısıp büyük yıldıza baktı . Saniyeler sonra da yanan gözleri ile kafasını indirdi .

Uzun süren alışverişinin ardından kavrulan içini söndürmek umudu ile Florean Fortescue 'a girdi . 3 top dondurmasının tadını çıkarırken yolda ilerleyen insanlara da bakmayı unutmadı . Dakikalarca zevk yaptıktan sonra dükkandan çıktı .

Flourish ve Bloots'a girip parasının çoğunu harcayıp çıktı . Yeterince dolaşmıştı değil mi ? Çok sevdiği (!) odasına geri dönebilirdi . Uyuşuk adımını attığı sırada bir ses duydu .

" Yine paranın çoğunu kitaplara harcadın değil mi ? "

Sesi tabiki de saniyesinde tanımıştı . Topuğu üstünde dönerken " Eh ! Kitapları severim bilirsin . " dedi . İkisi de birbirlerine kocaman gülümserken " Hiçbirimiz bir Aylak olamayız değil mi ? " dedi .

Sonrada koşar adım birbirlerine sarıldılar . " Oyyyy ! Seni ne kadar özledim fikrin var mı ? " Balım Sirius'a daha da sıkı sıkı sarılırken " Var tabi . Olmaz mı ? Ben seni bu kadar özlemişsem diğerlerini düşünemiyorum . " dedi Sirius . Balım kocaman gülümseyerek ona bakarken " Kas yapmışız bakıyorum . Kaç kız düşüreceksiniz Bayım ? " diye taktir eder biçimde mırıldandı .

Sirius çapkınca gülümsedi ve " Planlarımda şöyle bir Hogwarts'ı elden geçirmek var . Tabi Evans ve sen dışında.  " dedi .

Balım onun omuzuna alay ile bir şaplak atarken " Azgın herif ! " diye homurdandı .

Birbirlerini özlemişlerdi . Balım Sirius'un koluna girerken uzaktan onlara ölümcül bakışlarını gönderen Walburga Black'i gördü . Yapay bir gülümsemenin yanında bakışlarını onun üzerinden çekerken dudaklarını hareket ettirmeden " Annen bana öldürecek gibi bakıyor . Can sağlığım tehlikede . " dedi . Sirius uzaktaki annesine ölümcül bakışlarını gönderip yeniden yanındaki kıza döndü . Bir yandan da ondaki değişiklikleri inceliyordu .

" Aman boşver onu . Her doğuran anne olmuyor . Sen ondan daha çok annelik yaptın bana . Anne diye sesleniyim mi sana Turtam ? "

Balım bir anlığına bu durumu hayal etti . Canlı bir kahkaha atarken " Düşündüm de bir garip oldu . Sen Turta'dan devam et en iyisi . Doğruyu söylemek gerekirse iyi annelik ettim ya size . Kardeşlik , annelik , dostluk . Mükemmel insan tam karşında . " diye böbürlendi .

Sirius inanamayarak Balım'a bakarken " Merlin ! Ayaklı ego ! " dedi .

Balım gözlerini devirirken " Ego'nun sözlük anlamı Sirius Black ve James Potter ile yıllar geçirince bizde bir şeyler kapıyoruz . Alışverişe mi geldin ? " dedi .

MesmerizedHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin