" Aman ne mızmız çıktınız ya ! Defolup gidin ! "
Sirius , James ve Remus Balım'ın tepesinde dikilmiş üzüntü ile ona bakıyorlardı .
Her yılbaşında olduğu gibi beraber olamayacaklardı . Remus ailesinin yanında gidecekti . Sirius ise Fleamont ve Euphamia'nın daveti ile James ile beraber Potter Malikanesinde kalacaktı . Aslında Remus ve Balım'da davet almıştı . Balım içinde ne kadar gitmek istese de reddetti .
Şu zamanlarda işleri çok boşladığının farkındaydı . Geceleri daha az çalışıyor hatta bazı günler Myrtle'ın yanına bile gitmez oluyordu . Zamanları daralıyordu ve daha Dumbledore ile çözmeleri gereken çok mesele vardı . O yüzden teklifi reddetmişti . Onlarla beraber tren istasyonuna gelmişti ama birazdan Dumbledore gelip onu Hogwarts'a cisimleyecekti .
Oğlanlar onun yetimhaneye gidip yalnız olacağını düşünüyordu . Ve bu yalnız bırakma işi hiç içlerine sinmemişti .
Remus derin bir nefes verirken " Böyle hiç olmadı ama . " dedi .
" Oldu oldu . Siz ne diye beni düşünüyorsunuz ? Ben gayet iyi olacağım . Sanki sizsiz 11 yılımı orada geçirmemişim gibi davranıyorsunuz . "
Sirius dudaklarını büzerek " Mektup bile gönderemiyoruz ! " diye isyan etti .
" Muggle'lar ile yaşamam benim suçum değil . Cama tak tak yapan bir baykuş olduğunu görseler ne yaparlar sence Pati ? "
James gözlüğünü geriye doğru itti . " Yaz tatilinde bize gelmezsen seni keserim . Annem senin gelmeni çok istiyordu . "
Sirius drama kraliçesi olmayı seviyordu . " Sen ne demeye çalışıyorsun ? Annen beni istemiyor mu ? "
James Sirius'un kafasına bir tane geçirirken " Şapşal . Öyle birşey demedim ben . " dedi .
Balım birden üçünü kendine çekip kocaman sarıldı . " Eğer biraz daha şurada durursanız üzüntü sivilceleri çıkaracağım . " James aklına gelen şey ile güldü .
" Ay hatırlıyor musunuz ? Bir kere Tüylü'nün burnunda koocaman bir sivilce çıkmıştı . Kahvaltıda Aylak ' Burnunu arı mı soktu ? ' diye sormuştu . Çok iyiydi be ! "
Hepsi kahkahalara boğulurken Balım onları ittirdi . " Çok komik . Haha ! " Sirius nefes almakta zorlanırken ağrıyan karnını tutmaya başladı . " Günün ilerleyen saatlerinde gidip Madam Pomfrey'den tonik almıştı . "
Balım içi saçma sapan şeyler ile dolu çantasını alıp uzaklaşırken arkasına bakmadan " Geri geldiğinizde görüşürüz ! Size çorap örerim ! " diye seslendi . Perondan geçip Muggleların arasına karışınca da bir kolonun arkasına saklandı . Dostları sadece saniyeler sonra perondan çıkıp gözden kaybolunca hızla perondan geri girdi .
Duvara yaslanmış banklardan birine oturup ailesi ile uzaklaşan öğrencileri izledi . Saniyeler içinde kalbine büyük bir ağrı düştü . Özlemin acısı . Gözlerini kapattı . Daha fazla görmek istemiyordu . Kirpikleri yaşlar ile parlamaya başlarken yanına biri oturdu . Gözlerini açınca buz mavisi gözler ile karşılaştı . Kendisine anlayışla bakan gözler ile yanağına doğru süzülmekte olan yaşı elinin tersi ile sildi .
" Üzgünüm Profesör . Beni böyle görmenizi istemezdim . "
Böcürt ile karşılaşmasından sonra kimse bunun konusunu açmamıştı . O gün olanlar bir kere bile konuşulmamıştı . Albus zor geldiğini biliyordu . Balım'ın zorlandığını , bazı geceler o gece olanların rüyalarına girdiğini biliyordu .
" Sorun değil kızım . Bazen hepimiz duygusallaşırız . Duygularımız olmadan nasıl yaşayabiliriz ki ? "
Balım kafasını hafifçe salladı . Kendisini en iyi anlayan kişinin o olduğunu biliyordu . Yanındaki adama her gece zihnini açıyordu . Albus gelecek ile ilgili anılara odaklanırken bir yandan da duygularına bakıyordu . Herkesin endişeleri olurdu . Albus'un bir endişesi de yanındaki kızın yanlış yola sapabilecek olmasıydı .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mesmerized
Fiksi PenggemarHepimiz Harry Potter'ı keyifle okuyup , izledik . Peki ya tıpkı bizim gibi olan biri kendini Rowling'in dünyasında bulursa ? Ve daha Karanlık güçler yükselmekteyken işleri bitirmeyi amaçlasaydı ? Harry Potter'ın doğumuna şahit olabilseydi ? Fazlal...