Alexandra Aaron'u nasıl bulacağını düşünüyordu. Derslere girmiyor sadece savunma dersi alıyordu. Aklına bir fikir geldi ama işe yarar mı emin olamıyordu. İçinden Aaron'a seslendi.
" Aaron bahçedeyim beni bul. Çok önemli. "
Darius zihinleriniz bir olacak demişti. İşe yaramasını beklemekten başka yapacak birşey yoktu. Bir süre bekledi ama gelen yoktu. Tam binaya geri gidecekken birisi kolundan çekti.
" Aaron ! İşe yaradı. Buradasın."
Alexandra mutlu olmuştu. Onunla konuşmayalı günler olmuştu. Kalbi heyecandan hızlı atmaya başlamıştı. Daha fazla dayanamayıp ona özlemle sarıldı. Aaron bu hareketiyle donup kalmıştı ama kısa süre sonra oda karşılık verdi.
" Sorun ne Alexsandra ? "
İsmini ondan duymayalı çok olmuştu. Kalbi titredi. Nasıl onu kırıp öyle konuşmuştu ?
" Eric. Saldırı planlıyor. Nereye ve ne zaman olacağını bilmiyorum . "
" Tahmin etmiştim. Ivy'i öldürdüğün için intikam istiyor olmalı. "
" Bir dakika. Sen bunu nereden biliyorsun? "
" Benim görevim seni her tehlikeden korumak. Oradaydım ama beni görmeni istemediğim için göremedin. Tetikte bekliyordum. Seni korumak için. Ama onu yakışını gördüm. Açıkçası bunu beklemiyordum Alex. Sonuçta yıllardır süren arkadaşlığınız vardı. Bu kadar soğukkanlı olman beni şaşırttı. "
" Annemin nasıl yandığını sende gördün oradaydın Aaron. Bunu hak etti. Ama doğru bu benim suçum değil mi ?."
" Bak Alexsandra üzgünüm o gün söylediğim şeylerde ciddi değildim. Bunu sana açıklayamam ama inan çok üzgünüm. "
" Biliyorum. Herşeyden haberim var. Bende üzgünüm Ella'ya senin için söylediğim şeylerde ciddi değildim. Sadece bu saçma oyundan vazgeçer diye düşünmüştüm. Ayrıca Ella. O Eric'in adamı. Seni oyalamak için bu şekilde oyun oynuyor. Benden uzak tutup savunmasız bırakmak için. "
Aaron öfkeyle yumruklarını sıktı.
" Eric artık çok fazla oldu bunun bedelini ödeyecek. Dariusla konuşup saldırı olayını haber vermeliyiz. Herşeye hazırlıklı olmalıyız. "" Buraya saldırabilirler mi ? " Alexandra endişelenmişti. Buradaki öğrenciler suçsuzdu. Birşey olsun istemiyordu.
" Bilmiyorum..." Aaron arkasında bir yere doğru baktı. Alexandra kafasını çevirip baktığında Ella'nın geldiğini gördü.
" Aaron . Neler oluyor burada ? Sana ondan uzak durmanı söylemiştim Alexsandra. "
Alexandra daha fazla dayanamadı ve yumruk yaptığı elini Ella'nın suratına geçirdi. Ella çığlık atıp yere düştü. Bunu beklemiyor olmalıydı.
" Oyun oynamayı bırak artık pislik! Herşeyden haberimiz var. Eric nereye saldıracak bize söyleyeceksin. " Alexandra yere eğilip Ella'nın yakasına yapışmıştı.
" Alexandra! Ne yapıyorsun ? Herkes buraya bakıyor." Alexandrayı kolundan çekip götürdü.
" Umrumda değil. Artık ne olacaksa olsun. Kendimi saklamak zorunda değilim. Kendimi savunabilirim. Hem sen ne işe yarıyorsun? "
" Eric ona söyler mi sence bunu ? Ayrıca kendine çok güvenme. Daha görmediğin o kadar çok şey var ki. Elbette ben seni koruyacağım ama benimde sınırlarım var Alexsandra. "
" Her neyse vakit kaybetmeden Dariusla konuşmam gerek . Sakın kendi başına hareket etme. "
Arkasını dönüp koşarcasına gitti. Alexandra onu böyle telaşlı görünce endişesi iyiye artmıştı. İçindeki sıkıntı iyice büyümeye başlamıştı. Kendini rahatlatmak için bahçede biraz yürüdü. Meşe ağacının altına oturdu ve kafasını yasladı. Birden başına şiddetli bir ağrı girdi. O kadar canı yanmıştı ki çığlık atmamak için dişlerini sıkmıştı. Acının şiddetiyle gözlerini kapattı. Bir süre bekledi acı azalınca gözlerini açmaya çalıştı ama yapamadı. Sanki göz kapakları birbirine yapışmıştı.
Korkuyla çırpınmaya başladı ama gözlerini açamıyordu. Birden vücudunun çekildiğini hissetti. Sanki biri onu tutup sürüklüyordu. Çığlık atmak istedi ama dudaklarını oynatamadı. Gözlerinden yaşlar akmaya başladı. Korkmaya başlamıştı. Elementlerinle ulaşmaya çalıştı ama o kadar panik haldeydiki odaklanamıyordu. İçinden Aaron'a seslendi. Sürüklenmeye devam ediyordu. Birden bedeni durdu. Ne olduğunu anlamaya çalıştı. Hiç birşey göremiyor ve hissedemiyordu. Bedeninin yükseldiğini hissetti. Korkudan titremeye başlamıştı. Bir süre yükseldikten sonra bedeni tekrar durdu. Ne olacağını korkuyla bekliyordu. Aniden hızlı bir şekilde aşağı düşmeye başladı. Bu sefer çığlık atabilmişti. Ses telleri yırtılırcasına bağırıyordu.
Bedenin suya çarpmasıyla nefesi kesildi. Ağzına su dolmuştu. Boğuluyordu. Çırpınarak yukarı çıkmaya çalıştı ama birisi onu aşağı çekiyordu. Gözlerini açmak istiyordu. En azından ona bunu yapanı görmek istiyordu.
" Alexandra.."
"Büyükanne?" Alexandra doğru duyup duymadığından emin olamadı.
" Savaşmak için görmeye ihtiyacın yok kızım. Düşmanını her zaman göremezsin. İçindeki güce ulaş bırak seni yönlendirsin. "
Alexandra büyükannesinin sesiyle içinde rahatlama hissetti. Suda olduğu için hemen su elementini içinde hissetti. Ayağına birşey dolanmış onu aşağı çekiyordu. Suyun bıçak şeklini aldığını hayal etti. Ayağındaki bağı kesti. Artık aşağı çekilmiyordu. Kendini yüzeye doğru çekmeye başladı. Sudan çıktığında derin nefes aldı. Gözlerini tereddütle açmaya çalıştı ve açabildi.
Daha önce buraya gelmişti. Büyükannssiyle ayin yaptığı yerdeydi. Göletten çıkıp eve doğru yürüdü. Tereddütle kapıyı açtı. Büyükannesi başı eğik yerde oturuyordu. Etrafında mumlar yanıyordu.
"Sen nasıl burada olabiliyorsun? Senin döngün bitti. "
" Evet benim döngüm bitti ama sen hala ruha sahip değilsin. Onun aracılığıyla sana ulaşabildim. Dikkatli ol. Seni uyarmak istedim. Biran önce ruha sahip ol ve onu kendine bağla. Yoksa seninle bağ kurmaya çalışan bir tek ben olmayacağım. Kötü cadılar bunu fırsat bilip sana ulaşıp zarar verebilir. Az önce olan şeyleri ben yaptım. Hepsi ruhun sayesinde. Sana yapabileceklerini göstermek istedim. Eğer ben değilde onlar yapsaydı şuan yaşamıyor olurdun. Elementini bul ve ona sahip çık güzel kızım. Kötü günler çok yakında. Güçlü olman lazım. "
Alexandra tam birşeyler söylemek için ağzını açmıştı ki birden geriye doğru savruldu. O kadar şiddetliydiki yere çakılmıştı. Başını yere çarpmıştı. Eliyle başını tutarak ayağa kalktı. Ortam birden değişmişti. Burası akademinin dışındaki ormandı. Ağaçların arasında hareketlilik gördü. Bir sürü chupacabra vardı. Alexandra o an anladı. Akademiye saldıracaklardı. Hemen uyanmalıydı. Ne yapacağını bilmiyordu. Akademiye doğru koşmaya başladı. Bacakları birden durdu. Meşe ağacının altında kendini gördü. Gözleri kapalı ağaca yaslanmıştı. Aaron omuzlarından sarsıp uyandırmaya çalışıyordu. Genç kız iyice panik olmuştu. Elizabeth yanlarına koşarak geldi.
" Yardım et. Uyanmıyor. Çok acı çekti. Hepsini hissettim. Uyandır onu cadı. "
Elizabeth cadı değişine bozulmuş gibiydi ama bozuntuya vermeden hemen Alexsandra'nın başına oturdu.
Alexandra olanları sadece izlemekten başka birşey yapamıyordu.
" Risveglio anima addormentata"
Alexandra Elizabeth'in söyledikerinden sonra bedenine çekildiğini hissetti.
Gözlerini aniden açtı ve derin bir nefes aldı. Aaron'a bakarak hızlıca konuştu.
"Buradalar. Ormanda !"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Koruyucu ~TAMAMLANDI~
Fantasy"Benden ne istiyorsun?" diye seslendi ürkek bir sesle . ... Cevap gelmedi . Genç kız ayağının acımasına aldırmadan koşmaya devam etti. O kadar hızlı koşmuştu ki göğsü yırtılırcasına nefes alıyordu. Gözü soğuktan buğulanmış , önünü net göremiyord...