*47 *

467 36 21
                                    

Alexandra , babasının cansız bedenin baş ucuna çökmüş, boş gözlerle onu izliyordu. Kaç dakika geçmişti ki bu şekilde ? Ya da kaç saat ? Onu bırakamıyordu. Eve geldiğinde, Elizabeth uyuyordu. Ağır yara almıştı. Ama iyi olacaktı. Austin öyle söylemişti. Pixiu , emrettiği gibi babasını eve getirmişti.

" Baba ? "

Alexandra sanki cevap verecek gibi umutla sordu. Tekrar , tekrar...

" Yapma böyle Alexandra. O artık gitti. Son görevimizi yerine getirip, onu huzura kavuşturmalıyız. "

Leroy saatlerdir Alexandra' yı ikna etmeye çalışıyordu.

" Bunu bana nasıl yapabilir ? Beni tekrar terk etti. Keşke hiç karşılaşmasaydık. "

" Küçücük bir kız çocuğunu terk etti. Daha beş yaşındaydım. Beni yanına alıp, yetiştirmek yerine kolaya kaçıp çekip gitti. Beni korumaya çalışması filanda yalandı. "

" Alexandra yapma. Şuan ne yapmaya çalıştığını anlıyorum. Ona öfke besleyerek acını dindiremezsin. Güzelce veda etki içindeki acı büyümesin. "

Leroy Alexandra'nın omuzlarından tutup ona destek vermek için sıktı.

" Baba ? Seni çok seviyorum. Aslında kimseye söylemedim ama her güne geri döneceğin ümidiyle uyandım. Benim babam beni terk edemezdi. Minik meleğini nasıl bırakabilirdi ki ? Aslında Hector aptalına bile senin için dayandım. Sana ne kadar güçlü olduğumu gösterecektim. Dimdik ayakta durdum. Ama şimdi sen yoksun. Ben ne yapacağım babacığım ? "

Alexandra yüzünü babasının göğsüne gömdü ve sarsılarak ağlamaya başladı.

Leroy Alexandra'nın sakinleşmesi için onu yalnız bıraktı. Son kez rahatça vedalaşsın istedi.

Alexandra Leroy'in odadan çıkışını duydu.

" Söz veriyorum babacığım, intikamını misliyle alacağım. Yer yüzünü kana bulamam gerekse bile bunu yapacağım ! "

Alexandra Leroy'in zihnini okuyabildiğini biliyordu. Bunun için elementlerini kullanarak zihninde duvar örmüştü. Artık Leroy, bilmesini istediği kadarını okuyabilecekti.

Alexandra gözlerinin kapandığını hissediyordu. Engel olmaya çalıştı ama yapamadı. Yine oluyordu. Kendi rızası olmadan o ana çekiliyordu.

Bahçenin ortasında yatan beden ve siyah giyinmiş kadınlar.

" Cora ? "

Alexandra cansız bedenin başında ağlıyordu.

Yerde yatan kız çocuğu birden gözlerini açtı. Alexandra irkilerek geri çekildi. Artık bedenini kontrol edebildiğini hissetti. Yüzündeki yaşları silip ayağa kalktı. Siyah giyinen kadınlar ortada yoktu. Tam arkasını dönmüştü ki yerdeki cansız beden karşısında dikilmiş donuk bir şekilde bakıyordu. Birden çığlık atıp konuşmaya başladı.

"Kehanetle doğan

İşaretlenmiş koruyucu

Doğacak, yıkımını getirecek olan çocuk

Kara toprak kızıla boyandığında

Başlayacak yaklaşmakta olan son yıkım.

Alexandra duyduklarına anlam veremiyordu. Hem korkuyor hemde merak ediyordu. İçini sarmalayan kötü hisler onu daha da sıkıyordu. Uyanmak istiyor ama yapamıyordu. En son çare olarak gözlerini kapatıp olabildiğince bağırdı.

" Leroy ! "

" Alexandra ? "

" Leroy'in sesiyle gözlerini açtı . Etrafına bakındı hala uyanmamıştı ama Leroy de buradaydı. "

" Bu nasıl yaptın ? Beni nasıl yanına çektin. ? "

" Bi- bilmiyorum. "

Alexandra şaşkınlıktan kekelemişti.

Leroy arkasında duran bedene bakıyordu. Alexandra kafasını çevirdiğinde hala orada olduğunu gördü.
Ağzını açıp tekrar çığlık atıp aynı şeyleri söyledi.

Leroy donup kalmıştı. Alexandra elinden tutup hızlı adımlarla ilerlemeye başladı.

" Neler oluyor Leroy ? "

" Uyanmanın bir yolunu bulana kadar saklanmalıyız . Ben buraya gelebildiysem , başkalarıda gelebilir demek. "

Alexandra Leroy'in tuttuğu elini sertçe çekti.

" Biliyor musun ? Artık umrumda değil. Kim gelirse gelsin Leroy . Korkmuyorum. "

Leroy Alexandra'nın gözlerindeki alevi görebiliyordu. Korktuğu şey gerçekleşmeye başlamıştı bile. Kehaneti elbette oda biliyordu ama bundan Alexandra'yı koruyabileceğini düşünüyordu. Yanılmıştı. Şuan ne yapacağını bilmiyordu. Tek düşündüğü Alexandra'yı güvende tutmaktı.

" Leroy ? Sana sesleniyorum. "

Afallamış bir şekilde kafasını salladı.

" Afedersin Alexandra. Bir anlığına dalmışım. "

Alexandra tek kaşını kaldırıp gözlerinin içine baktı. Tabikide inanmadı. Ama daha fazla üstelemek istemedi.

" Alexandra ne kadar güçlü olursan ol veya kim olursan , sende yorulabilirsin ve seninde zayıf anın olabilir. Bundan yararlanmak isteyenler elbette olacaktır. O yüzden burda gelip sana zarar vermelerini beklemeyeceğim. "

" Neden beni hafife alıyorsun Leroy ? Seni buraya ben çağırdım. Ya sadece benim istediğim ile girilebiliyorsa. Neden bu ihtimali düşünmüyorsun ? "

Leroy duraksadı. Bunu söylemesini beklemiyordu. Aslında böyle bir ihtimali düşünmemişti. Haklıydı. O çok güçlüydü. Artık bu durumu kabul etmesi gerekiyordu.

Aralarındaki sessizliği çığlık sesleri bozmuşdu. Biraz ileride ağaçlıkların arasından sesler geliyordu.

Alexandra Leroy'in gözlerinin içine baktı ve itiraz etmesine izin vermeden o yöne doğru koşmaya başladı.

" Bekle ! Alexandra. Kahretsin ! Artık hiç söz dinlemiyorsun ! "

Leroy koşarak arkasından yetişti.

Alexandra seslerin olduğu yere gelince , gördüğü şeyler ayaklarını yere sabitledi. Diz çöküp, midesinde ne varsa boşalttı.

" Bu ne böyle ? "

Leroy tiksinti dolu bir sesle konuştu. Ses tonundan onunda midesinin bulandığı anlaşılıyordu ama Alexandradan daha iyi durumdaydı.

" İyi misin ? "

Leroy Alexandra'ya destek olarak onu ayağa kaldırdı.

" Bu insanları kim böyle canice öldürebilir ? "

Alexandra karşısında cansız yatan cesetlere bakıyordu. Kiminin kafası kopmuş, kimisi yanmış , kimisininde karnı yarılmış , bağırsakları dışardaydı.

" Yardım edin ! "

Alexandra yerde ölmek üzere olan, vücudunun çoğu yeri yanmış genç kıza doğru yürüdü.

" Kim yaptı bunu size ? "

Kız , parmağıyla ileriyi işaret etti ve son nefesini verdi. Alexandra kızın gözlerini kapatıp , Leroy ile birlikte işaret ettiği yöne doğru yürümeye başladı.

Biraz yürüdükten sonra uçurumun kenarında bir yere geldiler.

" Burada böyle bir uçurum olduğunu bilmiyordum Leroy ? "

Leroy cevap veremeden ikisinide donduran sese doğru yöneldiler.

" Zaten böyle bir yer yok. Hiç var olmadı da. Burası bizim zihnimiz Alex. "

Alexandra uçurumun kenarında duran kendi yansımasına bakarken , içinde kıvranan kötülük ateşinin kıvılcımlarını hissetmişti.


Son Koruyucu  ~TAMAMLANDI~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin