* 20 *

1.1K 120 4
                                    

Alexandra kafasından düşünceleri atmak için tekrar gözlerini kapadı. Ella meselesini daha sonra ayrıntılı düşünecekti. Odaklanması gerekiyordu. Elementlere iyice hükmedip tamamlanmak istiyordu. Eğer dün Elizabeth olmasaydı hiçbir şey yapamazdı. Hala güçsüzdü. Kimseye ihtiyacı olmamalıydı.

Bugünkü amacı ruh elementiyle iletişime geçmekti. Ne düşüneceğini bilmiyordu . Sadece gözlerini kapamaya devam etti. Diğer elementleri hissedebiliyordu. İçi kıpır kıpır olmuştu. Ama ruh elementi gelmiyordu . Defalarca denedi cevap yoktu. Artık oturmaktan bacakları ağırmıştı. Gözlerini açtı ve saate baktı. Çoktan savunma dersi gelmişti. Zaman nasıl bu kadar hızlı geçti hayret etti. Öğle yemeğini bile kaçırmıştı. Hemen aceleyle ders binasına yürüdü.

Sınıfa girdiğinde Elizabeth'in ölümcül bakışlarıyla karşılaştı. Alexandra masum bir şekilde gülümseyip silahların olduğu bölüme doğru gitti. Katanası yoktu. Kim almıştı ki? Bunca zaman kimse ona elini sürmemişti. Başıyla etrafı inceledi ve onu Ella'nın elinde gördü. Alexandra içine dolan öfkeye izin verdi. Artık Ella çok olmuştu. Madem herşeyini almak istiyordu o zaman savaşıp alacaktı. Alexandra aklına gelen fikirle gülümsedi ve kılıcın kabzasının ısındığını düşündü. Bu işi yapmak artık kolaydı. Güçlerini böyle şeyler için kullanmamalıydı ama Ella gibi pislikler bunu hak ediyordu. Isının iyice artmasını istedi ve sonra istediği oldu. Ella çığlık atarak katanayı yere fırlattı. Aaron Alexsandra'nın olduğu yöne doğru baktı. Sanki dudağının kenarı kıvrılmıştı. Ne kadar da özlemişti onu. Eğer biraz daha baksa ona gülümseyecekti. Kafasını iki yana sallayıp yerdeki silahını almak için yürüdü. Yanından geçerken Ella'nın omzuna sert bir şekilde çarptı.

" Sen ancak benim izin verdiğim şeylere sahip olabilirsin. Aaron benim için önemli biri değildi Ella. Onu almana izin verdiğim için şuan seninle. Yoksa tıpkı bu kılıca dokunmadığın gibi ona da dokunamazdın. "

Ella'nın suratı sinirden kıpkırmızı olmuştu. Göz ucuyla Aaron'a baktı. Yüzü düşmüştü. Sanırım söyledikerine bozulmuş olmalıydı. Ama bu planı için bir başlangıçtı. Sonra ondan özür dilerdi.

Yerden katanayı aldı ve başını kaldırdığında Austin'in dikkatlice onu izlediğini fark etti. Acaba ne yaptığını anlamış olabilir miydi ? Bu düşünce genç kızı tedirgin etmişti. Austin'in gülümsemesine karşılık verip çalışma alanına yürüdü. Bütün ders boyunca çok çalışmıştı. Kılıcı artık daha iyi kavrıyor ve daha iyi savuruyordu ama darbelere karşı iyi değildi hemen düşürüyordu.

Ders biter bitmez hemen Felix'in yanına gitmek istedi. Zaman kaybetmek istemiyordu. Kapıyı tıklatıp içeri girdi.

Felix elinde otlarla birşeyler yapıyordu. Ne olduğunu anlamadı. Acaba şifacı mı diye düşündü.

" Gel bakalım Alexsandra. Bugün erkencisin. Seni baya istekli görüyorum. "

Alexandra ona nasıl hitap edeceğini bilemiyordu. Sonuçta büyük babasıydı ama bu ikisi içinde yeniydi. Sanırım alışmaları için zaman gerekliydi.

" Evet efendim. Güçlenmem gerektiğini hissediyorum. Her an tehlikeli birşey olabilir. Kendimi savunmak için başkasına ihtiyaç duymamalıyım."

" Güçlenmen gerek doğru ama şunu unutma. Asla tek başına başaramazsın. Dostların olmak zorunda. Onlara güvenmelisin. Yardım almak her zaman kötü birşey değil. Bu zamana kadar gelen koruyucuların hepsi dostlarından yardım alarak başardı. Bunu aklından çıkarma. "

" Bu arada boynundaki kolye güzelmiş. Ne anlama geldiğini biliyorsundur sanırım. "

Alexandra elini kolyenin üzerinde gezdirdi.

Son Koruyucu  ~TAMAMLANDI~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin