* 27 *

823 90 2
                                    

Yola çıkalı çok olmuştu. Leroy'un dediğine göre takip edilme riskine karşı belirli bir yere kadar arabayla gideceklerdi. Geri kalan yolu farkı şekilde tamamlayacaklardı. Alexandra yanında oturan Aaron'un yüzüne baktı oldukça gergin görünüyordu. Eline uzanıp tuttu ve hafifçe sıkarak gülümsedi. Aaron çatık kaşlarını düzeltti ve oda gülümsedi.

Leroy arabayı durdurdu ve el frenini çekti.

" Evet. Arabayla olan yolumuz buraya kadar. " Kapıyı açıp aşağı indi.

" Ona hiç güvenmiyorum Alexsandra. Sende dikkatli ol. " Aaron sessizce konuşmuştu.

Alexandra cevap vermeden arabadan indi. Aaron'un kıskançlık yüzünden böyle yaptığını düşünüyordu . Eğer dediği gibi olsa babası onu yanlarında göndermezdi.

Alexandra etrafına baktı. Burası küçük bir kasabaya benziyordu. Burada ne işleri vardı merak etti.

Aaron'la birlikte Leroy'u takip etti. Önlerinde küçük bir han vardı. Leroy'un peşinden içeri girdiler.

" Selam Johnson. Görüşmeyeli uzun zaman oldu. "

Leroy karşısındaki yaşlı adamla tokalaştı. Birbirlerini tanıyor olmalıydılar.

" Evet öyle oldu evlat. Bu sefer tek gelmemişsin. "

Yaşlı adam tek kaşını kaldırarak Alexsandra ve Aaron'a bakıyordu.

" Yaşlı bilgeyi ziyarete gidiyoruz. Biliyorsun bir kaç gün burada kalmamız lazım. Rahatsız edilmek istemiyorum. Anladın değil mi ? Bu çok önemli Johnson. "

Yaşlı adam başıyla onaylayarak arkadaki raftan anahtarları alarak Leroy'e uzattı.

" Teşekkürler Johnson. "

Leroy elindeki anahtarlardan birini Alexsandra diğerini de Aaron'a uzattı.

" Bir kaç gün burada kalmamız lazım. Etrafta keşif yapacağım. Yola devam edeceğimiz araçları ayarlayacağım. Ayrıca takip edilme riskimiz var. Biliyorsunuz aramızdan ajanlar çıkıyor. Ne olur ne olmaz burada kalıp takip edilmediğimizden emin olmalıyım ."

Alexandra başıyla onayladı. Aaron sessiz kalmıştı. Gözlerini Leroy'e dikmiş yüzünü okumaya çalışır gibi bir ifadesi vardı. Alexandra koluyla onu dürttü.

" Artık odalarımıza çıkıp dinlenelim. " Konuyu başka yere çekerek Aaron'un dikkatini dağıtmaya çalıştı .

Leroy elindeki anahtarı salladı ve merdivenlere yöneldi. Zaten 2 katlı küçük bir yerdi. Merdivenleri çıktılar çok fazla oda yoktu. Kendi kalacakları oda dahil beş oda vardı.

Alexandra elindeki anahtara baktı. Üzerinde 3 yazıyordu. Kendi odasının kapısına gelince Aaron'a baktı.

" Hemen yanındayım merak etme. Eğer istersen aynı odada kalabiliriz. " Aaron gülümseyerek konuştu.

Alexandra bu fikirden hoşlanmadı. Sürekli birilerine bağlı kalmak istemiyordu.

" Teşekkür ederim Aaron ama yalnız kalabilirim. Hem dediğin gibi birşey olsa hissedersin zaten. " Alexandra eliyle başını işaret etti.

Odanın kapısını açıp içeri girecekken gözü Leroy'e takıldı. Sessizce onları izlemişti. Bunu biraz garip buldu ama önemsemedi. Arkasını dönüp içeri girdi.

Kapıyı kitledi ve odayı incelemeye başladı. Küçük ve sade bir odaydı. Sadece bir tane yatak ve dolap vardı. Birde banyo olduğunu düşündüğünü bir kapı vardı. Başka da birşey yoktu. Oda havasızdı. Havalandırmak için cama doğru yürürken ayakkabıları ahşap zemini gıcırtadıyordu. Çok eski bir han olmalıydı.

Alexandra camı açmak için perdeyi araladı. Perdede odadan daha çok toz vardı. Eliyle yüzünü kapatarak öksürdü. Burada uzun zamandır kimse kalmıyor olmalıydı. Camı açtı ve temiz havanın odaya dolmasına izin verdi. Dışarı bakarken gözüne Leroy takıldı. Ne zaman aşağı inmişti. ? Nereye gittiğini merak etti. Acaba Aaron haklı mıydı?

Gözleriyle onu takip etti ve arabaya gittiğini gördü. Bagajı açtı ve içinden çantaları ve diğer malzemeleri çıkardı. Arabayı kitleyerek hana geri yürüdü.

Alexandra başını iki yana salladı. Aaron'un şüpheleri yüzünden kendide kuruntu yapmıştı. Banyoya doğru yürüdü ve kapıyı açtı. Beklediğinden daha kötüydü. O kadar dardı ki kendi bile zor sığardı. Neyseki küçük bir lavabasu vardı. Kapıyı kapatarak odaya geri döndü. Ayakkabılarını çıkarıp yatağa uzanacakken kapı çaldı.

' Aaron olmalıydı. ' diye düşündü.

Kapıda dürbün bile yoktu. Yavaşça kapıyı açtı ve karşısında Leroy'i gördü.

" Rahatsız etmiyorumdur umarım. Eşyalarını getirdim. "

Alexandra Leroy'un uzattığı çantası ve katanasını aldı. Saçından bir tutam kulağının arkasına sıkıştırdı.

" Teşekkür ederim. " Başka ne diyeceğini bilemedi. Kapıda susmuş dikiliyorlardı. Alexandra bu durumu biraz rahatsız edici bulmuştu. Bunu belli edercesine öksürdü ve nihayet konuştu.

" Başka birşey yoksa dinlemek istiyorum. "

Leroy eliyle kestane rengi saçlarını kaşıyarak konuştu.

" Affedersin. Tabii dinlen. Bir şeye ihtiyacın olursa buralardayım. "

Alexandra kapıyı kapattı. Neden herkes birşeye ihtiyacı olacağını düşünüp duruyordu ? Kendi başının çaresine bakabilirdi. Elindeki eşyalarını dolaba yerleştirdi ve yatağa uzandı.

Çarşaflar rutubet kokuyordu. Cidden başka yer yok muydu kalacak? Leroy neden onları böyle bir yere getirmişti ki ? Kokuyu bastırmaya çalışarak gözlerini kapadı. Bir süre bekledi ama daha fazla dayanamadı. Dışarı çıkmaya karar verdi. En azından oda havalanana kadar etrafı gezmek istedi.

Odanın kapısını açtı ve koridora göz gezdirdi. Kimse gözükmüyordu. Aaron'a haber vermeli miydi emin değildi ama çocuk gibi sürekli peşinde dolaşmasını da istemiyordu.

Sessiz adımlarla merdivenlerden indi. Kimse yoktu. Ne sessiz bir yerdi böyle. Dışarıya adım atınca kendini tuhaf hissetmişti. Havası biraz sertti. Montunun fermuarını çekerek içindeki ürpertiyi bastırmaya çalıştı. Ellerini cebine koyarak sessiz sokakta tereddütle yürümeye başladı. Yol ikiye ayrılıyordu. Adımlarını sağa yönlendirdi. Bu sokak geldiği yönün aksine kalabalıktı. Çeşitli dükkanlar sokak boyunca dizilmişti. Yavaş adımlarla ilerlemeye başladı. İnsanlara yaklaşmamaya dikkat ediyordu. Ne de olsa burada yabancıydı.

Çeşitli taşlarla ve takılarla süslü olan dükkanın önünde adımlarını durdurdu. O kadar güzel parlıyorlardı ki kendini izlemekten alıkoyamadı.
Gözüne takılan kolyeyi eline alıp inceledi. İnce zinciri parmaklarına doladı. Ortasındaki minik zümrüt yeşili taş o kadar güzel parlıyordu ki parası olsa onu almak isterdi. Babasından para almak istememişti. Hele son davranışından sonra kesinlikle almazdı. İşler yoluna girince çalışacak biryer arayacaktı.

Kolyeyi yavaşça yerine bıraktı ve sokakta ilerlemeye devam etti. Nedense takip edildiği hissine kapıldı. Olduğu yerde durdu ve yavaşça arkasını döndü ama farklı birşey göremedi. Geri dönmeye karar verdi. Hava da kararmak üzeriydi zaten. Adımlarını hızlandırdı ve geldiği yolu hızlıca yürümeye başladı. Hanın olduğu sokağı görünceye kadar nefesini tuttuğunun farkında değildi. Nedense o his hala gitmemişti. İlerlemeye devam ederken arkasından çıtırtı sesi geldi. Olduğu yerde durdu. İçindeki ürperti daha da büyüdü. Yavaşça arkasını döndü ama kimse yoktu. Ya birileri onunla dalga geçiyordu ya da hayal gücü onunla oyun oynuyordu.

Tekrardan önünü dönmüştü ki gördüğü yüzle eliyle bastırdığı küçük bir çığlık attı.

Son Koruyucu  ~TAMAMLANDI~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin