"Alexsandra!!"
Yine ne vardı! Bir türlü uyuyamamıştı. Üvey babasının seslenmesiyle kabusundan uyanmıştı. Onun sesini duyacağına keşke kabus devam etseydi diye düşündü. Sadece annesi için katlanıyordu ona. Babası daha beş yaşındayken onları terk etmişti. Annesi nedenini çok söylemese de her gece kavga ettiklerini hatırlıyordu az çok. Bazı anlar keşke onu da yanında götürseydi diye düşünmeden edemiyordu. Annesi ne buluyordu ki bu adamda? Ara sıra annesini dövdüğü bile oluyordu ve Alexsandra buna dayanamayıp bir gün yumruğunu geçirmişti o adama ve kavga daha çok büyümüştü. Annesi bu duruma o kadar çok üzülmüştü ki genç kız kendini suçlamış ve özür dilemek zorunda kalmıştı. Sırf annesi daha fazla üzülmesin diye. Aşağıdaki sesler iyice yükselmeye başlayınca kendini sürükleyerek yataktan attı. Başında bitmek bilmeyen bir ağrı vardı. Birkaç gündür gördüğü kabuslardan olsa gerek. Banyoya gidip yüzüne soğuk su çarptı . Aynada yansımasına baktı. Gerçekten berbat görünüyordu. Normalden soluk olan teni iyice soluklaşmış. Kahverengi iri gözlerinin altında mor halkalar oluşmuştu. Siyah saçları dalgalı bir şekilde omzuna dökülüyordu. Dişlerini fırçalayıp banyodan çıktı ve gardrobundan ince gri kazak ve kot pantolonunu çıkarıp giydi. Üstüne ceket almakta kararsız kaldı . Sonbahardı hava çok soğuk olmaz diye almaktan vazgeçip sırt çantasını aldıktan sonra aynanın karşında kendine kısaca bakıp odadan çıktı. Hector yine annesine şikayet ediyordu onu.
" Ona çok fazla yüz veriyorsun . Drake onu da yanına almalıymış giderken. Onu senin için bu evde tutuyoyorum Soleil ama bir hatasına daha sabretmeyeceğim " diyordu.
Alexsandra sinirden merdivenin kabzesini öyle bir sıkmıştı ki parmak boğumları bembeyaz olmuştu. Yine sustu annesi için. Duymamış gibi yaptı yine.
" Günaydın Hector. Ne güzel bir sabah yine " diye dalga geçersine konuştu. Karşısında dikilmiş ona bakıyordu Kısa boyu ve şişko göbeğiyle. Cidden annesini ne buluyordu ki bu adamda. Annesi o kadar güzeldi ki. Soleil .. isminin anlamı gibi güneş gibi parlayan sarı saçları vardı.. Okyanusları kıskandıracak kadar güzel ve derin mavi gözleri vardı. Sanırım babasına çekmişti bu konuda Alexsandra. Annesine hiç benzemiyordu. Düşüncelere dalıp gitmişken Hectorun azarlayan sesiyle kendine geldi.
" Eğer okulda tek bir kavga daha çıkarır ve ceza alırsan bu sefer seni atmalarına engel olmayacağım ve son senen olması umrumda değil bunu bilmiş ol. Annenin üzülmesi umrumda..."
Daha fazla dinlemeden kapıyı çarpıp çıktı. Dolan gözlerini kırpıştırdı. Ağlamayacaktı bu adam için. Bu yıl son senesiydi ve güzel geçsin istiyordu. Hava güzeldi arabasına baktıktan sonra yürümeye karar verdi. Okul yolu için ormanlık bir alandan geçmesi gerekiyordu evleri şehir merkezine biraz uzaktı. Ormana geldiğinde içinde elinde olmadan bir ürperti oldu. Sanki biri onu takip ediyordu. Arkasına dönüp baktı ama kimse yoktu . Ayağı taşa takılınca dün gece gördüğü kabus geldi aklına ve istemeden adımlarını hızlandırdı. Takip hissi daha da artınca adımlarını daha çok hızlandırdı.Arkasından adım sesleri geliyordu ama bakmaya cesaret edemiyordu.Bir anlık merakına yenik düşüp arkasına baktı ama kimse yoktu . Zaten anayola da gelmişti tam önünü döndüğünde gördüğü yüzle küçük bir çığlık attı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Koruyucu ~TAMAMLANDI~
Fantasía"Benden ne istiyorsun?" diye seslendi ürkek bir sesle . ... Cevap gelmedi . Genç kız ayağının acımasına aldırmadan koşmaya devam etti. O kadar hızlı koşmuştu ki göğsü yırtılırcasına nefes alıyordu. Gözü soğuktan buğulanmış , önünü net göremiyord...