* 24 *

1K 104 3
                                    

Alexandra yavaşça gözlerini açtı. Uzun zamandır ilk defa bu şekilde uyumuştu. Ne kabus görmüş ne vizyon ne de biri tarafından uyandırılmıştı. Kendini dinç hissediyordu. Yattığı yerden doğruldu. Üstü başı kötü haldeydi. Elbisesiyle yatmıştı. Ayaklarını yataktan sarkıtıp soğuk betona değdirdi. Bir anlık içi ürperdi. Kafasını yan tarafa çevirdi. Odaya ilk geldiğinde orada olmayan çerçeveyi gördü. Komodinin üstünde daha dört yaşlarındayken çekilmiş annesi ve babasıyla olan resim vardı. Sanırım uyurken babası bırakmış olmalıydı. Resmi eline aldı ve annesinin yüzünü okşadı. Gözünden akan bir damla yaş çerçevenin camına aktı. Eliyle silip yerine koydu. Komodinin hemen yanında küçükken oynadığı en sevdiği ayıcığı vardı. Onu görünce gülümsedi ve ayağa kalktı.

" Belly seni ne kadar çok özlemişim. "

Ayıcığa sarılarak yatağına geri uzandı. Keşke eski günlerdeki gibi olabilsek diye düşündü genç kız. Ne çok özlemişti o günleri.

Kapısına birisinin tıklamasıyla ayağa kalktı. Ayıcığı yatağa bıraktı ve kapıyı açtı.

" Aaron? "

Aaron kapıya yaslanmış yüzünde gülümsemeyle ona bakıyordu. Gülümsemesi kalbine işliyordu. Alexandra bütün gün bu şekilde onu izleyebilirdi.

" Elizabeth kendine geldi. Haber vermek istedim ."

" Uyandı mı? Ne zaman ? O iyi mi ? Uyuya kalmışım. " Alexandra heyacandan bir çok soru sormuştu.

" Sakin ol. O iyi merak etme. Ama sen iyi misin ? Kıyafetlerini hala değiştirmemissin." Aaron'un onu süzmesiyle rahatsız olmuştu.

" Biraz bekle hemen geliyorum. " Alexandra kapıyı kapatarak hızlıca dolaba yöneldi. Eline geçen bir kaç parça kıyafeti alıp hızlıca banyoya girdi. Hızlı bir şekilde duş alıp üzerini değiştirdi. Saçlarını kurutmakla uğraşmayıp sıkı bir topuz yaptı.

Odadan çıkmadan dolabın üzerindeki aynadan kendine hızlı bir bakış attı. Kot pantolon ve mavi boğazlı kazak giymişti siyah kısa çizmelerini de ayağına geçirdi ve kapıyı açtı.

Aaron kolundaki saate baktı ve tek kaşını kaldırdı. " 15 dakika önce hemen geliyorum demişti birileri. "

Alexandra ellerini havaya kaldırdı ve mahçup yüz ifadesiyle bir iki adım geri atarak arkasını dönüp yürümeye başladı. Merdivenleri hızlı bir şekilde çıktı . Aaron'un arkasından geldiğini duyuyordu. Revirin kapısına geldi ve derin bir nefes alıp içeri girdi.

Elizabeth yatakta doğrulmuş Austin'le tartışıyordu.

" Sana beni taşımanı söylemedim. Ayrıca ben ağır değilim. Sen fazla cılızsın. "

Austin bu lafına sinirlenmişti. Öyle olmadığını ikiside biliyordu. Bir şifacıya göre gayet yapılıydı. Alexandra bu hallerine güldü. Elizabeth onu fark etti.

" Alexandra. İyisin çok şükür. "

Elizabeth'in bu halde bile onu düşünüyordu. Daha fazla ayakta dikilmeyip hızlıca ona sarıldı.

Austin onları yalnız bırakmak için dışarı çıktı.

" Özür dilerim Elizabeth. Benim yüzümden bu haldesin. Sana birşey olsaydı ben ne yapardım? Sakın bir daha böyle birşey yapma. "

" Biraz daha sıkarsan annemin yapamadığını yapıp beni öldüreceksin Alexsandra . " Elizabeth söylediklerini desteklercesine bir kaç kez öksürdü.

" Üzgünüm. Ben sadece senin için çok endişelendim " Alexsandra yavaşça arkadaşından ayrıldı.

Elizabeth gülümsedi. " Merak etme artık iyiyim. Bunları uzunca konuşuruz. "

" Babamla konuşup hemen aynı odada kalmamızı sağlayacağım. Benden kurtulamazsın. "

Elizabeth yapmacık bir şekilde dudaklarını büzdü. " Bende biraz olsun rahat ederim diye düşünmüştüm. Uyurken sürekli kıpırdayıp duruyorsun. Elveda rahat geceler. "

Alexandra hafifçe koluna vurdu.
" Hey! En azından senin gibi sabahın erken saatinde fare gibi ortaklıkta dolaşmıyorum. İnsanlar o saatte uyuyor Elizabeth. "

Bir süre sessizlik oldu ve ikisi birden kahkaha attılar.

" İyi ki varsın Elizabeth. iyi ki o gün anahtarı almayı unutup seni tanımışım. " Alexandra yatağın kenarından kalktı ve kapıya doğru yöneldi.

" İyice dinlen. Bende babamla konuşmaya gidiyorum. '

" Sende iyiki varsın Alex."

Alexandra gülümsedi ve kapıdan çıktı.

Aaron kapıda onu bekliyordu.

" Daha iyi misin ? "

" Evet. Onu bu şekilde görmek beni rahatlattı. "

" Sevindim. O zaman artık birşeyler yeme vakti. Saatlerdir açsın. " Alexandra sanki karnı bu anı bekliyormuş gibi guruldayınca mahçup bir ifadeyle kızardı.

Boğazını temizledi ve konuştu.
" Önce babamın yanına uğramak istiyorum. Sonra birşeyler yeriz. "

" Pekala. "

Birlikte yukarı babasının odasına çıkmaya başladılar. Kapıya yaklaştıklarında babasının sesi dışarı kadar geliyordu.

" Kahretsin! Nasıl oldu bu ? "

Alexandra hızlıca içeri girdi. Odada Darius'u görmeyi beklemiyordu. Perişan haldeydi. Üstü başı kan içindeydi. Vücudunun bazı yerlerinde yaralar vardı.

" Baba ! Neler oluyor?"

" Alexandra şuan iyi bir zaman değil. Sonra gel. " Babası öfkeli bir şekilde konuşmuştu. Onu bu kadar öfkelendiren şey neydi ?

Dairus'a döndü.
" Akademide ne oldu ? Neden bu haldesin. Babam destek göndermişti. Neler oluyor Darius ? "

Darius cevap vermedi. Aaron Alexsandra'nın kolundan tutup odadan çıkarttı.

" Burada bekle neler olduğunu öğreneceğim. İçeri girme sakın. Drek ne kadar sinirli gördün. "

Alexandra kapıda beklemeye başlamıştı. İçeriden tartışma sesleri geliyordu. Bir süre sonra Aaron sinirle kapıyı açtı.

" İçimize sızmışlar. Babanın gönderdiği yardım ekibi yolda saldırıya uğramış. Onların orada olduğu kimse bilmiyordu. Muhtemelen ekipten birisi. Kim olduğunu bilemiyoruz. Çünkü hepsini yakmışlar. "

Alexandra duyduklarına inanamadı. Aklına gelen şeyi korkuyla sordu.

" Peki ya akademiye ne oldu ? "

Aaron başını öne eğdi. " Bir kaç ölen öğrenci var. "

Alexandra ne diyeceğini bilemedi. Destek almak için bir eliyle duvara yaslandı.Onun yüzünden ölmüşlerdi. Bunu kabullenmezdi.

Odanın kapısı açıldı ve babası dışarı çıktı. Aaron'a sert bir şekilde baktı.

" Bilmeye hakkı vardı Drek. "

Alexandra hıçkırıklarını tutmak için bir eliyle ağzını kapadı. Bir kaç adım geri attı. Kafasını iki yana salladı ve arkasını dönüp hızlıca oradan uzaklaştı. Göz yaşları önünü görmesine engel oluyordu. Koridorun köşesine çöktü ve ağlamaya başladı. Hiçbir şey düşünemiyordu . Bu kadarı onun için çok fazlaydı.

Babasının koridorda sesi yankılanıyordu.

" Bulun o haini bana ! Ne olursa olsun. Eğer yerimizi söylediyse burada güvende değiliz demektir. "

Alexandra duyduklarıyla daha da kötü oldu ve gözerini kapatıp hıçkırarak ağladı.

Son Koruyucu  ~TAMAMLANDI~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin