" Plan böyle değildi Stark! Neden onu şimdi götürüyoruz? " diye söylendi Ivy.
" Eric böyle olmasını istedi. Onu almaya geleceklerinden şüphleniyor. İçerideki adamımız birşeyler anlatmış. "
Alexandra gözlerini açmaya çalıştı ama başındaki keskin ağrı yüzünden başaramadı. Duyduğu motor sesinden ve sarsıntıdan arabada olduğunu anladı. Daha fazla dayanamayıp tekrar gözlerini kapadı.
" Neredeyse üç gün oldu . Neden hala uyanmadı ?" Tanımadığı bir kadın sesi konuşuyordu.
Alexandra bazı sesler duymaya başladı. Gözlerini açmadı. Ne olduğunu anlamaya çalıştı. En son kolye için eve gitmişti sonra başına darbe almıştı. Stark. Bunu o yapmıştı.
" Verdiğimiz ilaçlar yüzünden olmalı. Güçlerini kullanmamalı. " dedi başka tanımadığı bir erkek sesi.
Gözlerini açmamak için mücadele ediyordu. Kapıya doğru adım sesleri duydu sanırım gitmişlerdi. Bir süre daha bekledi ve gözlerini yavaşça açtı. Beyaz bir yatakta yatıyordu. Yatağın başucundaki komodinde su dolu sürahi ve bardak vardı. Hemen içti. Susuzluktan boğazı acıyordu. Üstünde elbisesi yoktu. Beyaz bir hasta önlüğü vardı. Etrafını inceledi. Odada tek bir pencere yoktu. Her yer beyazdı. Duvarlar, yerler . Sadece yatak, yatağın yanında komodin ve bir de dolap. İki kapı vardı. Birisi dışarı çıkıyordu. Diğeri de banyo olmalı diye düşündü. Dolaba doğru yürüdü ve içine baktı. Bir kaç parça giyebileceği kıyafet vardı.
Kazak ve pantolon alıp banyoya geçti. Aynada kendine baktı . Sanırım üç gündür uyuduğu için iyi gözüküyordu. Göz altındaki morluklar gitmiş. Ten rengi yerine gelmişti. Üstünü değiştirip banyodan çıktığı sırada odanın kapısı açıldı.
" Nihayet uyandın Alexandra. "
İsmini tükürürcesine söylemişti. Daha onu tanımıyordu bile. Bu nefret niyeydi?
" Neredeyim ben? Burası neresi ? Ne ilacı verdiniz bana ? Tüm bu saçmalıklar ne? " Genç kız sorularına cevap alma umuduyla Stark' ın siyah gözlerinin içine baktı ama o alaycı bir kahkaha attı.
" Gerçekten hiçbir şeyden haberin yok. Ne olduğundan veya neler yapabileceğinden. " Alexandra' yı baştan aşağı inceledi ve
" Madem hazırsın tüm sorularının cevaplarını almak için seni patrona götüreyim. " diyerek kolundan sert bir şekilde tutup sürüklercesine odadan çıkarttı. Hastane koridorunu anımsatan uzun ve odalarla dolu bir koridorda yürüyorlardı. Demekki tek getirilen o değildi. Başkaları da olmalı diye düşündü. Koridorun sonunda bir asansör vardı. Yanına yaklaşınca Stark düğmeye bastı ve kapı açılınca içeri girdiler. Bir sürü düğme vardı. Büyük bir bina olmalı diye düşündü. O zaman buradan çıkışı da zor olurdu. Düşünceleri Stark' ın sesiyle bölündü.
" Bana kalsa seni şimdiye öldürürdüm ama şanslısın ki patron izin vermiyor."
" Seni tanımıyorum bile! Benden nasıl bu kadar nefret edebilirsin ki? " diye bağırdı genç kız.
Stark boynunundan tutarak onu asansörün duvarına yapıştırdı. Boynunu daha da sıkarak
" Sakın bana bir daha bağırmaya kalkma. Seni öldürmeyeceğim zarar vermeyeceğim anlamına gelmiyor. "
O kadar çok sıkıyordu ki nefes alamıyordu. Gözleri hafif kararmaya başlamıştı ki boğazında ki elini çekti. Nefes almaya çalıştı ama boğazı acımıştı. Nefes alamadığı için başı döndü ve destek almak için asansörün demirini sıkıca kavradı. Gözleri dolmuştu. Bu kadar nefreti hak edecek ne yapmıştı?. Geldiklerini belli eden zil sesi çalınca kapı açıldı. Asansörden çıkarken dengesini kaybetti ve tam düşecekken Stark kolunu beline dolayıp onu tuttu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Koruyucu ~TAMAMLANDI~
Fantasy"Benden ne istiyorsun?" diye seslendi ürkek bir sesle . ... Cevap gelmedi . Genç kız ayağının acımasına aldırmadan koşmaya devam etti. O kadar hızlı koşmuştu ki göğsü yırtılırcasına nefes alıyordu. Gözü soğuktan buğulanmış , önünü net göremiyord...