* 5 *

2.2K 194 30
                                    

Aaron.. Demek ismi buydu. Hala az önce gördüklerine anlam veremiyordu. Nasıl olmuştu da oraya gitmişti. Rüya olmadığına emindi. Ama ne olduğunu da söyleyemiyordu. Bütün bu olanlar onun için çok fazlaydı. Bunları Ivy ile paylaşmayı düşündü. En azından annesi gibi yapmazdı, yanında olurdu.

Baş ucundaki komodinden telefonunu aldı ve on cevapsız arama ve bir sürü mesaj vardı. Hepsi Ivy di. Saatler olmuştu ve ona hiç haber vermemişti kesinlikle meraktan deli oluyordur diye düşündü ve onun o halini hayal edince gülümsedi. İlk çalışta açtı..

" Sana inanamıyorum Alexsandra! Saatten haberin var mı? Meraktan delirdim burda. Hector'u bile aramayı düşündüm. " dedi.

İsmiyle hitap etmişti. Kesinlikle çok kızmış olmalı diye düşündü.

" Sana olanları anlatsam inanamazsın Ivy." dedi

" Bırak ona ben karar vereyim Alex." sesi yumuşamıştı hemen.

Başından sonuna kadar kabuslarından gördüğü yaratığı ve Hector'un cezasını. Nedense içi rahatsız olmuştu anlatınca anlamadığı bir şekilde. Çok fazla üstünde durmadı. Ne olabilirdi ki ? Belkide hepsi hayal gücünün saçma oyunuydu.

" Bak Alex ne desem bilemiyorum. Bunlar gerçek olmaktan çok uzak. İstersen tanıdığım bir doktor var. Sana yardımcı olabilir." ciddi bir şekilde söylemişti bunu. Ivy ve ciddiyet çok uzaktı. Gerçekten o kadar kötü durumda mıydı? Belki de Hector ve annesi arasında kaldığı için oluyordu tüm bunlar. Ivy haklıydı bunlar gerçek olmaktan çok uzaktı.

" Pekala. Haklı olabilirsin Ivy. Şu ceza meselesini halledip en kısa zamanda gideceğim. Bana adresi mesaj olarak atarsın." dedi ve kapattı.

Annesi ile bu durumu konuşup en azından ceza olayını halledip yarın sabah gitmeliydi doktora. Zaten neredeyse sabah olmak üzereydi ve daha fazla dayanamayıp uykuya bıraktı kendini.

Bir kaç saat sonra Hector ve annesinin aşağıdan gelen kavga sesiyle uyandı. Tam zamanı diye düşündü. Eğer annesi Hector'a sinirliyse onu dinleyebirdi. Hemen aşağı indi.

" Anne. Seninle konuşmam gerekenler var. Önemli, odamda bekliyorum." dedi ve Hector'un dün ona pis bir şekilde güldüğü gibi gülüp odaya çıktı.

" Şuan çok uygun bir zaman değil bak konu yine Hector la ilgiliyse cidden ikinizin arasında kalmaktan yoruldum." dedi.

Alexandra tüm herşeyi tekrar anlattı ve doktor meselesini söyledi. En sonunda da üzülmüş gibi yapıp ve " doğum günüme sadece bir kaç gün kaldı ve ben bu şekilde geçirmek istemiyorum " diyerek dudaklarını büzerek üzülmüş gibi yaptı. Bunu yaptığı için biraz suçlu hissetti ama annesini başka türlü ikna edemezdi. Hector la nadir kavga ederlerdi çünkü.

" Pekala. Ben Hector la konuşurum . Sen hazırlan ve git. Bu sefer beni aramayı unutma sakın! " dedi ve odadan çıktı.

Annesi gittikten sonra sessizce zafer çığlıkları attı. Hemen hızlıca duş alıp üstünü giyinmek için çift kapaklı beyaz dolabına koştu. Pencereden bakınca havanın yağmurlu olduğu gördü ve üzerine kalın boğazlı kahve kazağını ve mavi dar kot pantolonunu giydi. Yanına üşürsem diye siyah ceketini aldı ve çantasını omzuna asıp son bir kez aynanın karşısına geçti. Siyah saçları saçları omzuna dökülmüş adeta kuş yuvası gibi karmaşık duruyor ve berbat gözüküyordu ama umursamadı. Hızlıca dağınık bir topuz yapıp çıktı.

Aşağı indiğinde Hector'un sinirden pancar gibi olan suratına zafer gülümsemesi atıp dışarı çıktı. Bu sefer arabasıyla gidecekti. Şoför koltuğuna oturup çantasını yan tarafa koydu ve anahtarı çevirip arabayı çalıştırıp uzaklaşmaya başladı.

Son Koruyucu  ~TAMAMLANDI~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin