Aaron Alexsandra'nın söylediklerinden sonra genç kızı hemen ayağa kaldırdı.
" Hemen Darius'a haber verip gitmeliyiz. Senin güvenliğini sağlamalıyız."
" Saçmalama Aaron buradaki öğrenciler ne olacak. Kalıp yardım etmeyecek miyiz ? Benim yüzümden buraya geldiler." Alexandra gitmemekte kararlıydı.
" Bak Alexsandra. Eric buraya az adamla gelmez. Eminim toplayabildiği kadar adam toplamıştır. Bu kadar kişiye karşı tek başımıza savaşamayız. Anlamıyorsun. Önemli olan senin güvenliğin. Yoksa savaş başlamadan biter. "
" O haklı Alexsandra. Gidin. " İkiside Elizabeth'in orada olduğunu unutmuşlardı.
" Seni burada bırakacağımı mı sanıyorsun? Asla! Hiçbir yere kaçmıyorum. Eric yaptıklarının bedelini ödemeli. "
" Alexandra şuan bunun zamanı değil. Eğer yakalanırsan herşey boşa gider. Bu sefer oradan çıkamazsın. Zamanımız yok . Daha ruh elementine hükmedemiyorsun nasıl savaşmayı düşünüyorsun ki ? "
" Sen bana ne yapacağımı söyleyemezsin Aaron. Senin görevin beni korumak. Görevini yap yeter. Gidip Darius'a haber ver."
Alexandra hızlı bir şekilde oradan ayrıldı. Elizabeth arkasından yetişmeye çalışıyordu. Aaron'un arkasından bağırmasını umursamadı bile. Hızlı bir şekilde savunma dersinin olduğu sınıfa gitti. Silahların olduğu bölüme giderek katanasını aldı ve beline bağladığı kemere taktı.
Elizabeth şaşkınca bakakalmıştı. Alexandra omuz silkti.
" Ne ? Madem savaş istiyor. O zaman savaşacağız. "
" Madem öyle o zaman tek değilsin." Elizabeth küçük bıçaklarını alıp vücudunda bir kaç yere yerleştirdi.
Alexsandra Elizabeth'in gözlerine baktı.
" Emin misin? Sonumuzun ne olacağı belli değil. Ölebiliriz. "
" Büyükannem derdi ki ne kadar yaşadığın değil ne için yaşadığın önemli. "
İkiside birbirlerine gülümsedi.
" Bunu sevdim. " Alexandra gülerek sınıftan çıktı.
Dışarıyı görünce gülümsemesi soldu. Herkes telaşlı bir şekilde koşuşturuyordu. Birbirlerini iterek binaya girmeye çalışıyorlardı. Aaron saldırıyı haber vermiş olmalıydı. Bahçenin ortasına geldiklerinde kapıdaki yaratıkları gördü. Köpekten farkları yoktu genç kıza göre. Sadece siyah parlak gözleri vardı. Hepsi dizilmiş komut bekliyor gibiydiler. Sayıları fazlaydı. Alexandra beline bağladığı katanalardan birini eline aldı. Elbise giydiği için içinden kendine küfür etti." Alexandra! Ne yaptığını sanıyorsun. Daha bir kaç gündür çalıştığın kılıçla mı savaşacaksın?" Darius sert bir şekilde konuştu. Geldiklerini fark etmemişti.
" Götür onu buradan Aaron . İtiraz istemiyorum Alexsandra. Ben burada kalıp bizzat ilgileneceğim. Drek yardıma gelecek. Gizli geçitten geçtikten hemen sonra sizi bekliyor olacak. "
Aaron sertçe kolundan tutup çekiştirmeye başladı.
" Elizabeth olmadan burdan gitmeyeceğim Aaron!"
" Pekala. İkinizde hızlı bir şekilde beni takip edin. Arka çıkıştan çıkacağız. "
Alexandra Elizabeth'e onaylayan kısa bir bakış attıktan sonra Aaron'un peşinden gittiler. Akademinin arka çıkışını kullanacaklardı. Buradan bu şekilde ayrılmak istemiyordu ama Darius kalıp yardım edeceğini söylemişti. Biraz yürüdükten sonra Aaron ani bir şekilde durdu. Ne olduğunu anlamadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Koruyucu ~TAMAMLANDI~
Fantasy"Benden ne istiyorsun?" diye seslendi ürkek bir sesle . ... Cevap gelmedi . Genç kız ayağının acımasına aldırmadan koşmaya devam etti. O kadar hızlı koşmuştu ki göğsü yırtılırcasına nefes alıyordu. Gözü soğuktan buğulanmış , önünü net göremiyord...