Alexandra Aaron'la birlikte önde yürüyordu. Austin Elizabeth'i taşıdığı için bir kaç adım geride kalmıştı. Olabildikleri kadar hızlı bir şekilde gizli geçide gidiyorlardı. Daha çok yaratık geliyordu. Aaron'un söylediğine göre Eric kendisi gelmemişti. Sadece adamlarını yollamıştı. Korkak diye düşündü Alexsandra. Arada sırada arkaya dönüp Elizabeth'i kontrol ediyordu. Eğer ona birşey olursa kendini asla affetmeyecekti. Annesi ve Felix onun yüzünden ölmüştü. Bunun yükü zaten çok fazlaydı. Birde Elizabeth'i kaybederse kesinlikle toparlayamazdı.
Gizli geçide gitmek için farklı bir yoldan ilerlediler. Aaron geçide gelince kapağı kaldırdı. Austin'in yanına gidip Elizabeth'i omzuna aldı. Merdivenlerden dikkatlice inmeye başladı. Yorgun gözükmesine rağmen yine de çok güçlüydü. Alexandra ve Austin hemen arkasından indi.
Karanlık toprak koridorda ilerlemeye başladılar. Alexandra buradan hiç hoşlanmıyordu. Ne zaman gelse hep kötü şeyler olmuştu. Nihayet diğer çıkışa varmışlardı. Aaron Elizabeth'i Austin'e verip kapıyı açtı. Temiz hava yüzüne çarpınca genç kız derin bir nefes aldı. İleride kendilerini bekleyen babası ve adamlarını gördü. Hiç düşünmeden koşarak babasının boynuna sarıldı. Göz yaşlarını tutamadı. Babası bir eliyle ona sıkıca sarıldı diğer eliyle saçlarını okşayarak sakinleştiriyordu.
" Herşey geçecek güzel kızım. Şimdi gitmemiz lazım. Her an gelebilirler. " Alexandra'yı yavaşça kendinden ayırdı.
" Onlar kim ? " Austin ve Elizabeth'i gösteriyordu.
" Güvendiğim arkadaşlarım. Sorun yok bizimle gelebilirler. "
Babası ikisini biraz süzdükten sonra birşey demeden adamlarına döndü ve akademiye Darius'a yardım için gönderdi .
" Gidelim " genç kız ses tonunda ki bu değişimin nedenini anlamamıştı. Babasını takip ederek ilerideki arabaya doğru yürüdü. Diğerleri de arkadan geliyordu.
Babası sürücü koltuğuna yerleşti. Aaron Austin'e öne oturmasını söyledi ve Elizabeth'i yavaşça ondan aldı. Alexandra şuan kötü durumda olmasalardı buna gülerdi. Onu bu şekilde koruyup kıskanması hoşuna gidiyordu. Bunları hızlıca kafasından atıp belindeki katanayı çıkarıp arka koltuğa oturdu. Aaron Elizabeth'i oturur pozisyonda koltuğa yerleştirip başını Alexsandra'nın omzuna yasladı ve yan tarafa oturdu.
Aklı hala akademide Darius ve diğerlerindeydi. Babasıda destek göndermişti. Başlarına birşey gelmemesini ummaktan başka birşey yapamıyordu. Araba çoktan harekete geçmişti. Yolun kötü oluşundan dolayı araba hafif sallanıyordu. Bu da genç kızın uykusunu getirmişti. Daha fazla kendini tutamadı ve başını cama yaslayarak kendini uykuya bıraktı .
" Alexandra." Birisi omuzlarından dürtüyordu ama o kadar halsizdiki tepki veremiyordu.
" Uyan artık ." Aaron'un sesiydi bu. Alexandra zorla da olsa göz kapaklarını hafifçe araladı.
" Aaron?" Sesi boğuk çıkmıştı. Bir süre bekledikten sonra sığınağa gittiklerini hatırladı.
" Geldik mi Aaron ? Ne kadar oldu ? " Alexandra yavaşça ayrılmayı başlıyordu.
" Yol uzun sürdü. Ne olur ne olmaz takip eden olabilir diye etrafı dolandık biraz .Bir kaç saattir uyuyorsun. İyi misin ? Yürüyebilecek misin ? Geldik ." Aaron endişeli gözlerle kendisine bakıyordu. .
Bu bakışları görmek için illa başına birşey mi gelmesi gerekiyordu ? Eğer öyleyse sürekli belaya bulaşabilirim diye düşündü genç kız.
" Yürüyebilirim Aaron. Elizabeth nerede? " Yan tarafına bakınca onu görmemişti. Austin ve babası da yoktu.
" Onlar önden gittiler. Ben kalıp uyanmanı bekledim ama uyanmayınca böyle oldu işte. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Koruyucu ~TAMAMLANDI~
Fantasía"Benden ne istiyorsun?" diye seslendi ürkek bir sesle . ... Cevap gelmedi . Genç kız ayağının acımasına aldırmadan koşmaya devam etti. O kadar hızlı koşmuştu ki göğsü yırtılırcasına nefes alıyordu. Gözü soğuktan buğulanmış , önünü net göremiyord...