" Hector ? "
Alexandra donup kaldı. Hector bu evi nereden biliyordu ve burada ne işi vardı ?
" Merhaba tatlım. Hayat bizi birbirimizden ayırmıyor gördün mü ? "
" Zırvalamayı kes ve bana evimde ne işin var hemen açıkla ! "
Hector boğazını temizleyip konuştu.
" Evimiz diyecektin sanırım . Annen öldüğü için, benimde ev üzerinde hakkım var. Düşündüm ve buraya taşınmaya karar verdim. Ayrıca bunca zaman sonra çıkıp gelmek te ne demek ? Annenin ne zaman öldüğünden haberin var mı ? Öylece ortadan kayboldun gittin. Şimdi gelmiş evimde ne işin var diysorsun ? "
Alexandra öfkesini bastırmaya çalışıyordu ama oldukça zorlanıyordu.
" Bak Hector ! Artık annem yok. O yüzden sana yumuşak davranmayacağım . Hemen evimden defol , yoksa senin için hiç iyi olmayacak. "
Alexandra Hector'un yüz hizasında kapıya yumruk attı.
" Bak sen küçük sıçana ! Büyümüşte üvey babasına el kaldırıyor ! Hiçbir yere gitmiyorum tatlım. İstersen beninle beraber yaşayabilirsin. Sen çalışırsın para kazanırsın, bende evde kalmana izin veririm ne dersin ? "
Alexandra Hector'un karşısında daha fazla sırıtmasına dayanamadı ve bu kez yumruğunu suratının ortasına geçirdi.
Hector eliyle burnunu tutarak yerde kıvranmaya başladı.
Genç kız onu yakasından sürükleyerek dışarı attı.
" Evimi pis kanınla kirletmeye kalkma sakın ! Şimdi defol burdan ! "
Hector kazağının ucuyla kanı durdurmaya çalışırken tehditler savuruyordu.
" Bunun hesabını vereceksin. Hemde çok ağır olacak ! "
" Kim hesap veriyormuş ? "
Leroy elinde tuttuğu bıçağın ucunu Hector'un ensesinde gezdiriyordu.
" Sende kimsin be ? Ben onun üvey babasıyım, karışma ! "
Leroy düşmanca gülümsedi. Alexandra onu tanımasa , kesinlikle korkardı.
" Orda dur bakalım. Alexandra' yı ilgilendiren herşey beni ilgilendirir. Görüyorum ki sende onu rahatsız ediyorsun. Hatta bununla da kalmayıp tehdit ediyorsun. "
Leroy buz gibi bakışlarıyla Hector'un göz hizasına indi. Ağzını açmaya zorlayıp, bir eliyle dilini tutup diğer eliyle de bıçağı diline dayadı.
" Bir daha Alexandra'yı tehdit etmeye kalkacak olursan dilini keserim anladın mı beni ? "
Hector korkuyla başını salladı.
" Ayrıca seni Alexandra'nın yakında görürsem - Leroy elindeki bıçağı Hector'un bacağına sapladı - bacağını kopartırım . "
Leroy hızla bıçağı sertçe geri çekti.
Hector inleyerek bacağını tuttu. Arkasına bile bakmadan uzaklaştı.
" Gerek yoktu Leroy kendim hallediyordum . "
Alexandra omuz silki.
" Benim görevim bu . "
Leroy göz kırpıp , Austin' e yardım etmek için arabaya geri döndü.
Alexandra kapının eşiğinden ürkekçe adımını attı. Buraya en son ne zaman gelmişti ? Son zamanlarda o kadar çok şey yaşamıştı ki , kendine ayıracak hiç vakti olmamıştı. Herşey yerli yerindeydi. Hala babasının ve annesinin kokusunu hissedebiliyordu. Derin bir nefes alıp , merdivenlerden çıktı. Odasının kapısına geldiğinde , eli kapının tokmağında bir süre bekledi. Cesaretini toplayıp odaya girdi. Camın kenarındaki yatağına baktı uzunca. Korktuğu gecelerde babasının gelip baş ucunda ona hikayeler anlattığı günler geldi aklına. Göz yaşlarının akmasına izin verdi. Yavaş adımlarla yatağına yaklaştı. Sırt çantasını açıp yatağa oturdu. İçerisinden ayıcığını ve ailesiyle birlikte olan resmi çıkardı. Zaten başka da birşey yoktu. Çerçeveyi komodinin üzerine koydu.
Leroy'in odanın kapısına vurmasıyla dikkati dağıldı.
" Babanı getirmişler. İstersen daha fazla bekletmeyelim. "
Alexandra boğazında oluşan düğümden dolayı cevap veremedi. Bunu yapamazdı. Onu kendi elleriyle toprağa gömemezdi.
Leroy durumu anladı.
" İstersen burada bekle. Bitince seni çağırırım. "
Genç kız başıyla onayladı.
Arka bahçelerinde aile mezarlığı yapmak istemişti. Babasından ayrılmak istemiyordu. Yanında olsun istiyordu. Ayakkabılarını çıkarıp yatağa uzandı. Bütün bu olanların rüya olmasını o kadar çok istiyordu ki. Daha fazla direnmeyip kendini uykuya teslim etti.
" Alexandra.. "
Genç kız birinin ona seslendiğini duyuyordu ama o kadar çok yorgundu ki gözlerini açamıyordu.
" Özür dilerim Alexandra. Yanında olamadığım. Sana yeterince yardım edemedim. "
" Elizabeth? "
Alexandra zar zor ayılıp , boğuk bir sesle cevap verdi.
" Uyanmışsın . Nasılsın ? "
" İyiyim. Sayende. "
Elizabeth ne söyleyeceğini bilmiyordu.
" Kendini suçlamana gerek yok Elizabeth. Sen elinden geleni yaptın. Hem annen için üzgünüm. Sonuçta annendi. Onu öldürdüm. "
" Yapma Alexandra. Annem filan değildi o ! Neredeyse beni öldürüyordu. Sen olmasaydın şuanda burada olmazdım. "
Alexandra derin bir iç çekti. Bilmiyorum Elizabeth. Herşey o kadar çabuk gelişti ki. Şuan gerçeği ayırt etmekte zorlanıyorum.
Uzun bir sessizlik oldu.
" Uyanmışsın. "
Leroy'in gelmesiyle ortamdaki sessizlik bozuldu.
" Ben aşağıda bekliyorum . "
Elizabeth'in odadan çıkmasıyla, Leroy yatağın kenarına usulca oturdu.
" Nasıl oldun ? Daha iyi misin ? "
Alexandra derin bir çekip kafasını olumsuzca salladı.
" Bunun üstesinden nasıl geleceğimi bilmiyorum. "
Leroy genç kızın ellerini avcunun arasına aldı.
" Tek değilsin , ben yanındayım. Elizabeth ve Austin de öyle. Beraber üstesinden geleceğiz. "
" Teşekkür ederim Leroy. Herşey için. İyi ki varsın . "
Leroy gülümseyip kalktı.
" Aşağıda yalnız olmak istersen , anlarım. "
" Evet , son bir veda daha edeceğim. Yoksa içimde büyüyecek. "
Leroy anlayışla başını sallayıp odadan çıktı.
Alexandra ağır bir şekilde yataktan çıkıp dolabına doğru yürüdü. Herşey olduğu gibiydi. Ara sıra buraya geldiği için, kendine uygun bir kaç kıyafeti vardı. Üzerini değiştirip odasından çıktı. Sanki hala beş yaşındaydı. Babası merdivenin sonunda onu bekleyip gülümsüyordu. Annesi kahvaltı hazırlıyordu. Göz yaşlarının akmasına izin verdi. Yavaşça merdivenlerden indi. Arkadaşları oturmuş , ona anlayışla bakıyorlardı .
Alexandra hiçbir şey söylemeden kapıyı açıp, bahçeye çıktı. Soğuk hava yüzüne çarptı ama üşümedi . İçindeki yangın o kadar büyüktü ki , soğuk onu etkilemiyordu.
Yavaşça arka bahçeye gittiğinde adımları durdu. Babasının ve annesinin mezarı yan yanaydı. Buna hazır değildi. Hiçbir zaman da olmayacaktı. Mezarın başına oturup başını toprağa koydu. Hıçkıra hıçkıra ağladı.
" Anne , baba ? Ben ne yapacağım şimdi ? Neden böyle gittiniz ? "
Genç kız ağlamaya devam etti.. Dakikalarca. Göz yaşları akmayı bırakana kadar.
Ayağa kalktı. Derin bir nefes aldı. Kendinden emin bir şekilde konuştu.
" Merak etmeyin. Asla intikamınızı almadan ölmeyeceğim. "
" Herkes için ayrı bir ölüm şekli hazırladım. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Koruyucu ~TAMAMLANDI~
Fantasy"Benden ne istiyorsun?" diye seslendi ürkek bir sesle . ... Cevap gelmedi . Genç kız ayağının acımasına aldırmadan koşmaya devam etti. O kadar hızlı koşmuştu ki göğsü yırtılırcasına nefes alıyordu. Gözü soğuktan buğulanmış , önünü net göremiyord...