14. Bölüm

1.6K 102 24
                                    

Merhabalarr yeni bir bölümle daha karşınızdayım. Koyduğum şarkıyı dinlemenizi tavsiye ederim. Benim sevdiğim bir şarkıdır.

Bölüm sonundaki duyuruyu okumadan geçmeyin!

İyi okumalarrr...

Birkaç gündür projenin yüzüne bakmamıştık o yüzden 2 gündür Harun’la son çalışmalarımızı yaptık. Ve sonunda Perşembe günü bitirdik. Haftaya sunum vardı. Tokalaştık ve iyi bir ekip olduğumuza karar verdik. Prova odasından çıkarken içim biraz da buruktu açıkçası. Harun’la yine görüşecektim sonuçta ama onların provalarını, Sarp’la Berk’in tartışmalarını hatta Sarp’ın iğrenç esprilerini bile özleyecektim. Bir de Özgür vardı tabi…

Ona açılabilecek özgüven yoktu bende. Zaten böyle birinin benim gibi birini sevmesi zordu. Müzik grubunun lideri, yakışıklı, sempatik ne ararsan vardı onda. Haliyle elini sallasa ellisiydi yani…

Bu düşüncelerle yurda gittim. Peki ama ben bu şekilde nasıl yaşayacaktım?

~~

Hilal de yeni gelmişti. Ama kabanını bile çıkarmadan telefonla konuşuyordu. Ve sanki… Normalden daha mı kibar konuşuyordu? O telefonu kapattığında onun bana yaptığı muameleyi yaptım. Kollarımı bağlayıp tek kaşımı kaldırdım ve “Ne iş?” diye sordum. Onun cevabı ise şoka girmeme sebep oldu. “Valla ben senin gibi naz niyaz yapamayacağım, Hulusi’yle konuşuyordum” dedi.  Ama insana da hiç gıcıklık yaptırmıyor ya… Neyse… “Bak senn…” dedim. “ Ne konuşuyordunuz?” diye sordum. “Beni konsere davet ediyor” dedi. Buna gülmeden edemedim. Ancak o benim gülmeme bozulmuştu. “Komik olan ne?” diye sordu. “Grubun solisti senin kuzenin, zaten gitmeyecek miydin? Hatta dün kıyafet bakıyordun” dedim. “Off Esin romantizmden hiç anlamıyorsun” dedi. Bu sefer de ben bozulmuştum. “Haklısın pek anlamam” dedim…

~~

Projeyi de bitirdiğimize göre kitabımı rahat rahat bitirebilirdim. Yaşasınnn… 

Kitabımı bitirdiğimde ne yapsam diye düşündüm ve kulaklığımı takıp şarkı dinlemeye başladım. Çalan ilk şarkı Bora Duran’ın sen de gidersen şarkısıydı. Bunu duyunca bir garip hissettim. Başka şeyler düşünmek istemediğim için şarkıyı değiştirip kitap hakkında düşünmeye başladım. Bu kitaptan öğrendiğim bir şey varsa o da insanların seni kendine verdiğin değerle aynı ölçüde gördüğüydü. Ve sanırım benim özgüvene ihtiyacım vardı…

~~

Cuma günü fazlasıyla sıradan geçiyordu. Sıradan derken Taner’in takılmaları da işin içindeydi tabi ki. Bir aralık kütüphaneye uğradım. Hiçbir neden yokken Özgür’ün masasına gittim. Bir sandalyeye oturup yaslandım ve gözlerimi kapattım. Bir süreliğine zihnimi serbest bıraktım. Onun burada neler yaptığını neler hissettiğini düşündüm. Gözlerimi açtığımda Özgür karşımda duruyordu.

Kurduğum hayalden çıkamadığımı düşündüğüm için gözlerimi kapatıp tekrar açtım ancak o hala oradaydı. Ne zamandır oradaydı?

 “Merhaba” diyerek karşımda duran sandalyeye oturdu. “Merhaba” dedim bende. “Ne yapıyorsun burada?” diye sordu. Önümde kitap mitapta yoktu ne diyecektim ben şimdi? “Şey…  İhtiyacım olduğunda gelebileceğimi söylemiştin bendee…” Güldü. “Sakin ol, niyetim seni sorgulamak değildi.” dedi. “İstediğin zaman gelebilirsin” diye ekledi. Ohh… Niye strese sokuyorsun insanı o zaman? “Aslında ben de tam seni arayacaktım buraya geldim ve seni gördüm.” dedi. “Ne için?” Diye sordum merakla. Biliyorsundur gelecek hafta Çarşamba Hilal’in doğum günü” dedi. Kafamla onayladım. “Ona hediye almam lazım. Sen nelerden hoşlandığını biliyorsundur. Yarın müsaitsen benimle hediye bakmaya gelir misin?” dedi. Gözlerimden sonra şimdi de kulaklarımdan şüphe ediyordum. Amacı farklı olsa bile beni bir yere çağırmıştı… Benim uzun süren sessizliğimden olacak ki “Müsait değilsen sorun değil, yani bulurum bir şe…”derken atladım. “Yok, ne işim olacak gelirim tabi” diye. Ahh yine yaptım. Bunun üstüne güldü. Peki, o zaman ben sana yeri zamanı mesaj atarım akşam” dedi. “Peki” dedim bende gülümseyerek.

~~

Bir günün sıradanlığı bu kadar mı güzel bozulurdu…

 Neşeli bir şekilde sınıfa giderken Taner ortaya çıktı. “Seni gülerken görmek ne güzel” dedi. Ki… Bu cümle yüzümün düşmesine sebep oldu. Günün sıradanlığını bozan güzellik de bu şekilde bozuluyordu demek ki…

“Hı hı sana da merhaba, iyiyim sen nasılsın? Hmm tamam, benim bir işim var, sonra görüşürüz” dedim ve yürümeye başladım. O ise şaşkınlıkla bakakalmıştı. Sanırım özgüvenim sadece Taner’i görünce işliyordu.

~~

Çıkışta sağanak yağmur vardı. Kabanımın şapkasını taktım. Tam yağmura adım atacaktım ki Özgür bana seslendi. “Esin bugün sizi ben bırakacağım, biz arabaya gidelim Hilal de oraya gelecek” dedi. “Tamam” dedim ve birlikte hızlı hızlı yürümeye başladık. Arabaya geldiğimizde ben tam arka kapıya yönelmiştim ki Özgür “Öne otursana” dedi. “ Hilal gelince…”diye söze başlamıştım ama o “Ya ne olacak, ıslanıyoruz bin hadi” dedi. Bende uslu bir çocuk gibi söz dinleyip öne oturdum.

Bir süre sessizlik oldu. Sonra Özgür dönüp bana baktı. Gülümseyerek “Çok tatlı gözüküyorsun” dedi. Bu kalbimin bir kez daha teklemesine sebep oldu. Bahsettiği şeyin kabanımın tüylü şapkası olduğunu çok geçmeden fark ettim. Onu indirdiğimde bozulmuş olduğuna emin olduğum saçlarımı düzeltmeye başladım. Özgür de tam yardım için elini uzatmıştı ki Hilal can havliyle kendini arka koltuğa attı. “Selam gençlerr” dedi. Yanlış anlamamıştır dimi? “Ne susuyorsunuz? hadi gidelim.” Dedi. Böylece harekete geçtik.

~~

Yurdun önünde durduğumuzda Özgür’e veda edip koşarak içeri girdik. Hilal içeri girerken “Yarın Berk’le buluşacağım” dedi heyecanla. “ Vay be… Baya hızlısınız” dedim. “Öyle mi diyorsun, yok ya düşündüğün zaman önceden de tanışıyorduk” dedi. “İyi bakalım hayırlısı olsun” dedim gülerek…

        Özgür mesaj atmıştı. Yarın 12’de **** kafede buluşalım demişti. Acaba ben ve Özgür için de mutlu bir son var mıydı?

 Heyy bölümü nasıl buldunuz oy ve yorumlar lütfennn...

15. Bölüm fazlasıyla önemli bir bölüm olacak kaçırmayınn :)

!DUYURU!

Her gün yayınladığım için bölümlerim biraz kısa farkındayım. Bugün arkadaşlarım bölümler kısa olduğu için pek bir şey anlamadıklarını, tadının çıkmadığını söylediler. Bu yüzden bölümleri 2 günde bir ve yayınladığım gün art arda 2 bölüm yayınlama kararı aldım. Bu konu hakkındaki görüşlerinizi belirtebilirsiniz. İyi akşamlarr :)

KÜTÜPHANEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin