Pekala, ara vermeden okumaya devam edebilirsiniz...
Kütüphaneden çıkarken ruh gibi hissediyordum. Ne yapmalıydım? Onu sevdiğimi umduğunu söylemişti… Bunun cevabını biliyordum. Bende onu seviyorum…
Ama öbür taraftan da hayal kırıklığına uğramaktan korkuyorum, beni üzmesinden, beni bırakıp gitmesinden korkuyorum. Sesinizi duyabiliyorum. ‘Salak kız çocuk seni seviyor sende sevdiğini söylüyorsun öyleyse sorun ne?’ diyorsunuz. Bu kadar basit değil işte, hem de hiç değilll. Benim yaşadığım yalnızlık duygusu basit bir ergen problemi değil. O kadar çok yaşadım ki bu duyguyu korkaklaştım zamanla. Evet, kabul ediyorum ben bir korkağım…
~~
Koridorda ilerlerken Harun’un sesini duydum. “Esin veda etmeden mi gidiyorsun?” Ona döndüğümde ağlamaktan şişmiş gözlerimi gördü ve yüzündeki gülümseme soldu. “Esin…” dedi. “Sorun yok yurda gidiyorum” dedim. Anlatmak istemediğimi anlamış olmalıydı. “Hem senin sahnede olman gerekmiyor mu şimdi?” dedim ona. “Özgür bir anda yok oldu, konseri kısa kesmek zorunda kaldık Sarp DJ’lik yapıyor şu anda” dedi. Benim yüzümden konseri mi bırakmıştı?
~~
Yurda gider gitmez duşa girdim. Rahatlamaya ihtiyacım vardı. Çıkınca Hilal’i beklemeye başladım. Ben tam onu yakın arkadaşım olarak görmeye başlamışken bunu bana nasıl yapardı, nasıl sadece ona anlattığım şeyleri başkalarına söyleyebilirdi?
Odaya girip beni gördüğünde yüzü gülüyordu. Anlaşılan bazıları için güzel bir akşamdı. “Neden haber vermeden gittin?” diye sordu. “Özgür’e benim hakkımda her şeyi anlattın mı?” diye sordum. Aynı anda yüzü düştü. “Esrarengiz çocuğun Özgür olduğunu söylemediğinde sana kızmamıştım. Sonuçta o senin kuzenindi ve sırlarını saklamalıydın. Ama sen gidip benim sırlarımı nasıl anlatırsınn?” dedim. Sonlara doğru sesim yükselmişti. Ben özür dilemesini beklerken o da bana yüksek bir sesle cevap verdi. “Yaptığım şey doğru olmayabilir. Ama bu senin aptal olduğun gerçeğini değiştirmez.” Dedi.
Yüzüne hayretle baktım. Dilim tutulmuştu. “Fark etmedim mi sanıyorsun? İkinizin de birbirinizi sevdiğinizi fark etmedim mi?” kısa bir nefes alıp devam etti. Bu sefer daha sakin bir sesle “Esin kör müsün yoksa görmek mi istemiyorsun, birbirinizi nasıl tamamladığınızın farkında değil misin?” dedi. “Bu ne demek oluyor?” dedim. “Bak senin için nasıl sadece ailen varsa onun da sadece grup arkadaşları var. Anne baba sevgisi nedir bilmez o. Küçükken ne zaman görsem teyzem de eniştem de çalışıyor olurdu. Özgür’ün durumu belki de seninkinden daha zor ne dersin?” dedi ve kapıyı çarpıp çıktı. Bilmiyordum, onun da böyle bir şeyler yaşadığını duymamıştım hiç…
~~
Hilal odaya döndüğünde uyuyor taklidi yaptım ancak uyumak imkânsızdı. Bütün gece düşündüm. Onu başka biriyle görsem hiç mi canım yanmayacaktı? Kesinlikle yanardı… Beni sevdiğini söylemişti benim ona inanmam için uğraşmıştı. Hem o da benim gibiyse beni bırakıp gitmezdi değil mi?
Bir karara varmıştım. Yarın gidip Özgür’le konuşacaktım ve onu sevdiğimi söyleyecektim. Sanırım o benim diğer yarımdı ve insan diğer yarısı olmadan tam bir hayat yaşayamazdı…
~~
Sabah verdiğim kararın heyecanıyla uyandım. Hilal’le dün akşamdan beri konuşmamıştık. Ben hazırlanıp çantamı aldım ve kapıdan çıkmak üzereyken Hilal “ Bir dakikan var mı?” diye sordu. Onunla küs kalmak istemiyordum ancak ister istemez güvenim sarsılmıştı. Olumlu anlamda başımı salladım. “Ben… Dün biraz ağır konuştum. Özür dilerim, özellikle sen o haldeyken üstüne bu kadar gelmemeliydim.” Dedi. Sonra devam etti. “Ayrıca… Senin özelini Özgüre anlattığım için de üzgünüm. Ama yemin ederim ki tek amacım sizin iyiliğinizdi. İkiniz de benim için değerlisiniz ve mutlu olmanızı istiyorum” dedi. Söyledikleri yumuşamamı sağlamıştı. “Beni affedebilecek misin?” dedi son olarak. “Tabi ki” dedim. “Ve Özgür’ün de benim gibi olduğunu keşke daha önce öğrenseydim” diye devam ettim. Birbirimize sarıldık. Ayrıldığımızda “Sanırım bugün ona itiraf edeceğim” dedim. Hilal bir çığlık attı. “İnanmıyorum sonundaaa” diye haykırdı ardından. Onu zor susturdum bütün yurdu ayağa kaldıracaktı.
~~
Okula gittiğimde yerimde duramıyordum. Bu yüzden bahçeyi birkaç kere turlamış olabilirim. Uzun bir beklemenin ardından ders saati yaklaştı. Ancak ben onun geldiğini görmemiştim. Gözden kaçırmış olabilir miydim? Prova odasına bakmayı düşündüm ancak dersi kaçıramazdım. Dersten çıkar çıkmaz oraya gidecektim.
~~
Amfiye girdiğimde nereye otursam diye bakındım. Konser gecesindeki konuşma yüzünden Esma ve Dilek’in yanına gitmek istemiyordum. Taner her zamanki gibi sırıtarak bana bakıyordu. Onu görünce hemen kafamı çevirdim. Sinirimi bozuyordu. Sonra Harun’u gördüm. Bana gülümseyerek el salladı. Ben de onun yanına gittim. “ İyi gözüküyorsun” dedi. “İyiyim” diye karşılık verdim ben de. “Sen nasılsın?” diye sordum. “İyi sayılır. Dün geceden beri Özgür’ü görmedim senin bir bilgin var mı?” diye sordu. Özgür’den haberleri yok muydu? “Haberim yok, bir şey olmamıştır dimi?” dedim panikle. “Sakin ol yoktur bir şeyi, belki biraz kafa dinlemek istemiştir” dedi. Umarım öyledir…
~~
Ders geçmek bilmedi sanki. Biter bitmez Harun’la birlikte prova odasına gittik. Berk oradaydı. Harun’la yumruk tokuşturdular. Harun “Özgür’den haberin var mı?” dedi. Buna karşılık Berk “Hayır” dedi kafasını sallayarak. “Telefonu da kapalı, bence kafa tatili vermiştir” dedi. Harun “Ben de öyle düşünüyorum arada yapar böyle şeyler” dedi. Ama nedense beni rahatlatmak için söylüyormuş gibi gelmişti. Belki de sadece benim kuruntumdu…
~~
Öğle boşluğunda Hilal aradı. “Ne yaptın, konuştunuz mu, çıkıyor musunuz, biz şimdi görümce mi sayılırız?” Dedi taramalı tüfek gibi. Normalde olsa bu söylediklerine gülebilirdim. “Maalesef hayır, Özgür bugün okula gelmedi” dedim. “Hadi bee” dedi. Ardından “Kapat telefonu arıycam ben seni şimdi” diye devam etti.
2 Dakika sonra telefonum çaldı. Tabi ki de Hilal arıyordu. “Efendim?” dedim. “Özgür’ü aradım ama telefonu kapalı” dedi. “ Biliyorum çocuklarda aradı” diye karşılık verdim. “Sıkma canını yarın konuşursunuz” dedi. Yarına kadar nasıl bekleyecektim.
~~
Bugün fazlasıyla yavaş geçmişti. Nihayet çıkış saati geldiğinde amfiden Harun’la çıktık. “Ben bir çocuklara bakıyım görüşürüz” dedi. “Görüşürüz” dedim bende. İhtiyacım olmayan kitapları bırakmak için dolabıma gittim. Dolabımın kapağını açtığımda gözlerime inanamadım. Dolabımda bir paket vardı. Dikkatli baktığımda Özgür’le Hilal için hediye almaya çıktığımızda onun bana aldığı hediyenin paketi olduğunu fark ettim. O gün olaydan sonra kafede unutmuş olmalıydım. Burada olabilir mi diye etrafıma baktım ama burada değildi. Bunu koymak için okula gelmiş olabilir miydi yoksa dün akşam mı koymuştu?
Evettt, bir haftanın daha sonuna geldik. Hikayeden memnun musunuz? İyi kötü bütün düşüncelerinizi söyleyebilirsiniz, böylece dışarıdan nasıl göründüğünü anlayabilirim. Ve lütfen beğendiyseniz oylamadan geçmeyinnn...
KÜTÜPHANE'de gelecek hafta....
Esin Özgür'le konuşabilecek mi? Özgür nerelerde? Hilal ve Berk'in durumu ne olacak? Hepsi ve daha fazlası sizlerle olacak.
Takipte kalınn ;)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜTÜPHANE
Romanceİlk görüşte aşka inanır mısınız? Eğer cevabınız evetse bu hikayeyi okumayabilirsiniz.Çünkü bu hikaye zamanla aşık olmanın hikayesi... Bir tarafta dolabında esrarengiz hediye ve notlar bulan Esin diğer tarafta ona nasıl açılacağını bilmeyen esrarengi...