21. Bölüm

1.5K 88 12
                                    

Merhaba ben geldim.

Yeni bölüme hazır mısınız bakalım?

Cevabınız evetse buyrun iyi okumalar...

-Esin Avcı’nın bakış açısı-

Vay be cidden bir erkek arkadaşım vardı. Ders aralarında görüşmüştük daha sonra da beni sınıfın kapısına kadar getirmişti. Sanki… Sanki gökkuşağından kayıyormuşum gibi hissediyordum. Derslerin bitmesini başka bir sebepten istiyordum artık. Onu görmek istiyordum…

~~

Son dersten çıkar çıkmaz yanına gittim. Onun bir dersi daha vardı. Sınıfın kapısından adımını atarken benim geldiğimi görmüş ve resmen yüzü aydınlanmıştı. Oda beni seviyor ooo oo bile bile kafa tutuyor… Tövbe tövbe nerden aklıma geldi ya bu…

“Benim dersim bitti” dedim. “Benim bir dersim daha var boşuna bekleme sen” dedi. Poff ama ben onu yalnız bırakmak istemiyorum kii. Kendime inanmıyorum, insan bir günde 150 derece değişir mi abi? Yüzümün düştüğünü fark etmiş olmalıydı. “Akşam mesaj atarım hemm yarın da görüşcez sonraki günde sonraki günde, bir süre sonra yüzümü görmekten sıkılacaksın” dedi. Güldüm “ Sen öyle zannet! Dua et ki sen benden sıkılmayasın çünkü peşini bırakmaya hiç niyetim yok” dedim cadaloz kızlar gibi. Bir dakika ya ben nasıl bu kadar özgüvenli konuşabildim? Gerçekten değişiyordum, hatta herkes her şey değişiyordu. “Valla benim hiç şikâyetim yok” dedi gülerek. “Çok ödevin var mı?” diye sordu ardından. Hayatın gerçeklerine hoşgeldinizzz. “Var biraz” dedim biraz sıkıntılı. “Hmm tamam seni ona göre meşgul edicem de o yüzden. Sonra benim yüzümden ödev yapamadın diye hocayla bozuşma. Allah bilir sonra beni de azarlarsın sen, senin yüzünden diye” dedi kibirli bir havayla “Bak senn…  Çok eminsin yani senin yüzünden ödevleri, dersleri boşlayacağıma” dedim. Biraz bozuldu mu ne?

  “Yanii” dedi. Evet evet bozulmuştu.  “Şaka yapıyorum” dedim gülümseyerek. Birazdan dersi başlayacaktı. İstemesem de gitmeliydim artık. “Pekâlâ, Özgür Bey iyi dersler, dersini iyi dinle, akşam da beni çok tutma ki hocadan fırça yemeyeyim” dedim yarı ciddi yarı esprili. “Talimatlar alınmıştır” dedi. “ Görüşürüz öyleyse” dedim gitmeye hazırlanarak. “En kısa zamanda” dedi o da buna karşılık.

Tam arkamı dönüp bir adım atmıştım ki bana seslendi. “Esin…” “Efendim?” dedim arkama dönerek. Gelip yanağıma küçük ama kalbimin durmasını sağlayacak bir öpücük kondurdu. “ Şimdi gidebilirsin” dedi ardından. Bir şey söyleyemedim sadece kafamı sallayıp okulun çıkışına yürümeye başladım. İlk öpücük…

~~

Yurda gidince annemle konuştum. “Esin, kızım sesini ilk kez bu kadar iyi duyuyorum. Her şey yolunda herhalde” dedi mutlu bir şekilde. “ Evet” dedim ben de. Hiç olmadığı kadar iyi her şey…

“Peki, bunun özel bir nedeni var mı?” diye sordu. İma mı seziyorum ben? “ Özel neden mi? Yoo ne olabilir ki? Yok öyle bir şey.” Bravo Esin çaktırmama işinde 1 numarasın(!) “Hıı öyle diyorsan öyledir” dedi. Anne ama sende…

“Eee babamla abim nasıl?” diye sordum. Konuyu değiştirmeye çalışarak. Havadan sudan sohbet ettik işte sonra da.

 Özgür’ü bizimkilere anlatmamda bir sakınca yoktu aslında ama ne biliyim yüz yüze konuşmak istemiştim işte. Gerçiii telefonda daha mı rahat olurdu ki? Neyse bunu zamanla düşünürüm.  Şurada 1 gün bile olmadı çıkmaya başlayalı…

~~

Hilal odaya şarkılar mırıldanarak girdi. Önce her zamanki hali diye düşündüm ama vardı bir gariplik. Yüzüne dikkatle baktım. Tam ağzımı açacaktım ki “ Bil bakalım ne olduuu?” diye bağırdı. “Berk’le çıkıyor musunuz?” dedim doğru tahminde bulunduğumu ümit ederek. “ Evvettt” dedi tekrar bağırarak. Ona “Sessiz ol biraz, şikâyete gelecekler” dedim. “Amann… Gelirlerse gelsinler hiç biri umurumda değil” dedi. “Eee anlatsana nasıl teklif etti?” diye sordum merakla. Şöyle bir etrafa bakındı sonra da “Aslında teklifi ben etmiş olabilirim” dedi. Şok geçirdim. “Nasıl yaa?” dedim. “ Ya niye herkes böyle tepki veriyor, kızlar teklif edemez diye bir yasa var da benim mi haberim yok?” dedi. “ Ya tamam ne biliyim garip geldi” dedim toparlamak için “Neyse boşver bunları o ne dedi?” diye sordum. Bir kahkaha attı “Benim yüzümden boğuluyordu çocuk, tükürüğü genzine kaçtı.” Dedi. Buna bende güldüm. Gazete başlıkları gözümde canlandı bir an-Tükürüğünde boğuldu-  “Sonra da az sabretseydin ben edecektim dedi” dedi hülyalı hülyalı. “Sonuç olarak çıkıyorsunuz yani?” dedim.  “Yeahhh “ diyerek bana sarıldı. Sonra ayrılıp onun yatağının üstüne oturduk. “Desene bugün ikimiz içinde mutlu bir gün” dedim kendimi de olaya dahil ederek. “ Anam! Doğru… Siz ne iş?” dedi göz kırparak. “Yaa sabah kütüphanede onun…” Eyvah az kalsın gizli yeri söylüyordum. “Eee?” dedi sabırsızca “Ders çalışıyordum sonra gelip karşıma oturdu.” Dedim. “2 gündür neredeymiş, herkesin içinde soramadım?” dedi sorguya çeker gibi. Biraz rahatsız olarak “Bana zaman tanımak istemiş şey için… Ona karşı olan hislerimden emin olmam için” dedim. “Bak sen bizim Özgür’eee “dedi keyifli keyifli. “Gerisini biliyorsun işte bende ona itiraf ettim, sonra da kafeye geldik zaten” diye konuşmamı tamamladım. “Bu mudur yani, bu kadar mı?” Diye sordu. “ Afedersin de başka ne bekliyordun?” diye sordum bende ona. Sinsi sinsi sırıtarak “Ne biliyim? Öpüşmediniz mi mesela?” dedi. Aniden ayağa fırladım. Gözlerim yuvalarından çıkacaktı neredeyse. “ Hilalll ne diyorsun sen? Siz baya rahatsınız herhalde” dedim şüpheyle. O ise durmadan gülüyordu. “ Komik olan ne?” dedim sinirle “ Yaa şaka yaptım ama sen de çok masumsun be kızım olsa ne olacak ki?” dedi. Buralar biraz sıcak mı oldu sanki? Ben cevap vermeyince o devam etti. “ Kendini bu fikre alıştırsan iyi olur tatlım. Merak etme Özgür seni incitecek bir şey yapmaz zaten” dedi.

Tam bu sırada mesaj geldi. İyi insan lafın üstüne… Hilal “ Bak sen, bak şuna… Kimden geldiğini nasıl da belli ediyor.” dedi. Ona kötü bir bakış atıp kendi yatağıma gidip oturdum.

Gönderen: Özgür

İyi akşamlar SEVGİLİM “gülen surat”

Gönderen: Ben

İyi akşamlar “utanmış gülen surat”

Ö: Çok hoşuma gitti bi daha dicem nasılsın sevgilim? “sırıtan surat”

Ben tam yazacakken tekrar mesaj geldi.

Ö: zahmet etme ben senin yerine koyarım “utanmış gülen surat”

Yaa dalga mı geçiyor bu benle? Ben diyemem sanki diyebilir miyim? Derim tabii…

E: İyiyim SEVGİLİM sen nasılsın?

Ö: İyiyim seni düşünüyorum <3

Ayh çok tatlı yaa… Diye içimden geçirdiğimi düşünürken Hilal’in sesiyle öyle olmadığını fark ettim. Yanımda durmuş çaktırmadan mesajlarımı okuyormuş. Daha da garibi ben bunu fark etmedim.“Hee çok tatlısınız maşallah” dedi gülerek.  “Nesi komik şimdi bunun?” dedim. “Nasılsın-iyiyim, Allah iyilik versin, amcamgilde iyidir inşallah…” dedi bu sefer bir kahkaha attı. “Daha ilk günden ne konuşalım Hilal?” dedim. Omuz silkip “Aman ne yaparsanız yapın ben ders çalışcam” deyip beni rahat bıraktı.

Bir süre mesajlaştıktan sonra…

Ö: Hadi bakalım doğru dersinin başına…

E: Aklımda sen varken nasıl çalışcam ben şimdi?

Ö: Hmm… Haklısın işin baya zor “sırıtan surat”

E: Özgürrr

Ö: Efendim sevgilimmm?

E: İyi akşamlar “gülen surat”

Ö: Sanadaa “gülen surat”

Vee mesajlaşma biterr.

Derin bir iç çektim. Sonra aklıma bir fikir geldi. Telefonumu yeniden elime alıp Harun’u aradım. “Efendim?” diye açtı telefonu “Müsaitsen senden bir şey rica edecektim” dedim kibarca “Tabi ne için?”

 Sakin bir bölümdü sanki ha? Yeni bölüm birazdan gelir. Bu arada ne yapıyoruz? Oy ve yorumları unutmuyoruzz...

KÜTÜPHANEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin