20. Bölüm

1.4K 99 30
                                    

Heyy yine ben... Hızımızı kesmeden yeni bölüme merhaba diyelim :)

Okuyun okuyun...

Az önce olanlar rüya mıydı, yanımda yürüyen kişi gerçekten Özgür müydü ve biz çıkıyor muyduk?

Aniden bana baktı ve benim ona baktığımı gördü. Sıcak bir şekilde gülümsedi. Sevimli gamzesini hiç bu kadar yakından görmemiştim. Kısa bir süre sonra farkına varmadan tekrar onu izlemeye başlamıştım. Ben ona bakarken o beni yine yakaladı. Bu sefer hızlıca kafamı önüme çevirdim.  Çocuk beni ilk günden sapık zannedecekti…

Birlikte Hilal’in doğum gününe gidiyorduk. Yolda yürürken bir iki defa ellerimiz çarpıştı. Kendimi garip hissettim. Hani böyle rüzgâr suratına eser de nefes alamazsın ya işte öyle. Acaba o da benim gibi hissediyor muydu?

Özgür birden durdu. Ben neden durduğunu anlamaya çalışırken o elimi sıkıca tuttu. Bir ellerimize bir bana bakıp gülümseyerek “ Böylesi daha iyi” dedi. Bencedee dedim içimden. İkimizde istemsizce gülümsüyorduk.

~~

Kafeye girip biraz kalabalık gruba doğru yürümeye başladık. Biraz utansam da mutluydum. Umarım bu mutluluk bozulmazdı…

Hilal bizi gördü sonrada birbirine kenetlenmiş ellerimizi  “Yess” diye bağırdı. “ Nihayett” diyerek bize doğru koştu ve ikimize birden sarıldı. Ayrıldığımızda Berk’i gördüm. “Hayırlı olsun” dedi gülerek. Özgür’le çak yaptılar. Sonra da Sarp ve Harun geldi. Sarp “İşe bak çifte kutlama” dedi. Harun’sa şaşırmış görünüyordu. Yine de gelip bizi tebrik etti. Etrafıma bakındığımda Hilal’in arkadaşları ‘Ne oluyor ya burada?’ der gibi bakıyorlardı.

-Hilal’in bakış açısı-

Özgür 2 gündür okula gelmiyordu. Gelmemesinin sebebi büyük ihtimalle Esin’le ilgiliydi ama tam olarak ne olduğunu kestiremiyordum. Onların yüzünden doğum günümü neşeyle karşılayamamıştım. Bunun acısını onlardan çıkartacaktım…

Esin sabah bana aldığı hediyeyi vermişti. Benim gibi bir Potterhead için oldukça güzel bir hediyeydi. Keşke kutlamama da gelseydi. Aslında keşke ikisi birlikte gelebilseydi…

Doğum günü dileğimi pastasız dilesem olmaz mıydı? Lütfen lütfenn bir araya gelsinler, ikisi de mutlu olsun…

~~

Arkadaşlarla kafede buluştuk. Ben Hulusi’yle beraber gittim. Son zamanlarda aramız baya iyiydi.

Millet “Hadi pastayı kesmeyecek misin?”  filan diye söylenmeye başlamıştı ama içimde bir his vardı. Biraz daha beklemeliydim sanki. Gözüm bir anda kapıya kaydı ve el ele tutuşarak içeri giren Esin’le Özgür’ü gördüm.

 Biliyordumm! Ben kahin filan mıyım acaba? Hani Merlin’deki Morgana gibi filan yani… Falcılığa mı başlasam ki? Neyse bunu müsait bir zamanda düşünürüm.

Tabi farkında olmadan haykırmış olabilirim, hatırlamıyorum. Koşarak onlara sarıldım. Herkes ‘Ne oluyo abi? Neyi kaçırdık?’ bakışları atıyordu. Doğum günü sahibi olarak açıklama yapmalıydım.

“Ihım ıhım… Arkadaşlar bu kuzenim Özgür büyük ihtimalle tanıyorsunuz zaten ve bu da tatlı cadı Sabrina, şaka şaka oda arkadaşım Esin. Görünüşe bakılırsa yılın çifti olmaya aday kendileri” dedim gülerek.

Esin fazlasıyla utanmıştı. Yüzü al al olmuştu. Özgür’se halinden baya memnun gözüküyordu. Çakalll kaptın tabi masum, güzel kızı sırıtırsın öyle… Aman aman Allah bozmasın…

~~

Kutlama sonrasında Hulusi ve ben en sona kalmıştık. Sakin sakin yürürken pat diye durdum. Ne olduğunu anlamak için o da durdu. “Hulusi benimle çıkar mısın?” diye sordum damdan düşer gibi. Öksürmeye başladı. Çocuğa nasıl bir şok yaşattıysam artık tükürüğü genzine kaçmıştı. Hayatını kurtarmak için sırtına patlattım bir tane “Napıyorsun kızımm öldürcen mi beni?” dedi. “Ya ben öksüreğin geçsin diye şey etmiştim sert mi oldu?” diye sordum masum bir şekilde bakarak. “Tamam tamam iyiyim” dedi. Şimdi asıl konuya dönmeliydik. “ 5dk. Daha beklesen teklifi ben edecektim. Ayrıca nerede görülmüş kızların çıkma teklif ettiği?” dedi sitemle. Omuz silktim “Neden olmasın ki?” dedim. Sonra da “Sanırım Esin’le Özgür’ü görünce gaza geldim. Cevap vermedin?” diye devam ettim.  “Tabi ki de kabul ediyorum” dedi sırıtarak. Heyecanla boynuna atladım. O da bana sarıldı. Ayrılırken de kıvırcık saçlarını karıştırdım. “Bak bu olmadı işte” dedi. Saçlarını düzeltmeye çalışırken. “Şeyy…  Seni ilk gördüğümden beri bunu yapmak istemiştim” dedim. Bana gözlerini kısarak baktı. “Beni o zamandan beri kesiyor muydun yani?” dedi. Bir kahkaha patlattım. Ardından hemen ciddileştim “Hemen havalanma, ayrıca artık sevgili olduğumuza göre böyle şeylere alışmalısın” dedim. “Peki patron” dedi ellerini kaldırarak. Hah şöyle yola gel… Sonrada gelip elini omzuma attı. “Derse geç kalmayalım değil mi sevdiceğim?” dedi. Kafamı salladım.

Mutluyum-mutlusun-mutluuu…

Ne de olsa bazı şeyler değişir zamanla...

Bölümü nasıl buldunuz? Uzun bir bekleyişten sonra çiftler bir araya geldi umarım sevmişsinizdir. Oy ve yorumları bekliyorummm...

Bu arada kapak fotoğrafını beğendiniz mi?

Gelecek bölümlerde görüşmek üzere, şimdilik hoşça kalınn ;)

KÜTÜPHANEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin