Yeni bir bölüm, her ne kadar biz neredeyse okulu bitirecek olsakta onlar için yeni bir dönem. :)
Eee hazır mıyız? Buyurun... Yeni bölüm sizi bekler :)
Yeni bir döneme başlamanın kötü yönlerinden biri de sabah istediğin saatte kalkamamaktı. Yatakta oturur vaziyet aldığımda gözlerimi hala açık tutamıyordum. Telefona gelen mesaj sesiyle irkildim. Gözlerimi açık tutmak için savaş vererek telefona baktım.Gönderenin kim olduğunu gördüğüm anda yüzüme istemsiz bir gülümseme yayıldı.
Gönderen: Özgür
Günaydın bitanem <3 kütüphanede buluşmaya ne dersin?
Gönderen: Ben
Hmm... Neden olmasın? :)
O birazdan derse girecek olmalıydı. Bu yüzden onun çıkışına yetişmeliydim. Kalkıp hazırlanmaya başladım. Hilal henüz uyuyordu. O uyku düzenine benden daha zor alışacak gibiydi. Çünkü tam anlamıyla bir uykucuydu. Alarmı açık mı diye kontrol edip sesini son sese ayarladım. Malum normalde alarmın üstüne bir de ben faktörü vardı.
Çantamı aldıktan sonra Hilal uyanmasın diye kapıyı hafifçe kapatıp çıktım. Durağa gidip beklemeye başladığımda yanımda duran iki kız sevgililer günü hakkında konuşuyordu. Kafamı gülerek iki yana salladım.
Pff... Sevgililer günüymüş...
Sonra bir anda dank etti.
Benimde bir sevgilim vardı!
Eyvahlar olsun!
Bünye alışık olmayınca tabi böyle şeylere, aklıma hiç gelmemişti. Birden panik oldum. Ne yapmalıydım, ne zaman hediye bakmalıydım, en önemlisi ne almalıydım? Neden böyle anlarda insanın aklına bir şey gelmezdi ki? Bunu Hilal'le konuşsam iyi olurdu.
~~
Otobüsten indiğimde saatime baktım. Özgür birazdan dersten çıkardı. Girişe doğru yürürken kafamda bir ampul yandı. Acaba olabilir miydi? Bunu bir araştırmak lazımdı.
Binaya girdiğimde dolabımın yanından geçtim ve aklımda güzel anılar canlandı. Birkaç adım geri atıp herhangi bir not bulamayacağımı bilsem de dolabımı açtım.
Gözlerime inanamıyordum. Dolabımda bir not vardı. 'Her şey böyle başladı...' yazıyordu. Bu yazıyı çok iyi tanıyordum. İlk yazdığı notlara defalarca bakmıştım. Özgür de mi benim gibi bunları özlemişti? Notu düzgünce bir defterimin arasına koyduktan sonra dolabımı kapattım.
Biraz ilerlediğimde Harun'la karşılaştım. Az önceki notun etkisiyle gülümsüyordum. "Yeni bir döneme başlamak nasıl bir duygu?" diye sordum. "Ahh ahh... Bütün tatil boyunca okul başlasa da yeniden çizim yapıp dursam, geceleri uyumasam diye düşleyip durdum" dedi alaya alarak. "Al benden de o kadar. Gözümde tüttü resmen" dedim onu onaylarken. Tek kaşını kaldırarak "Ve sende bu yüzden gülüyorsun öyle mi?" diye sordu. Off... Kendimi salak hissettim... "Şeyden..." dedim utanarak. "Özgür'den?" dedi onu onaylamamı beklerken. Kafamı salladım. O da gülümsedi.
Yalnız... Bu gülümsemede hüzün mü saklıydı sanki, yoksa bana mı öyle gelmişti?
"Özgür'le görüşecekseniz bekletme hadi" dedi anlayışlı insan. "Tamam derste görüşürüz" dedim el sallayıp yavaşça ilerlemeye başlarken. Umarım bir sıkıntısı yoktur...
~~
Kütüphaneye girdiğimde içim huzurla doldu. İki yıldır ister iyi ister kötü günümde geldiğim yegâne yer...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜTÜPHANE
Romanceİlk görüşte aşka inanır mısınız? Eğer cevabınız evetse bu hikayeyi okumayabilirsiniz.Çünkü bu hikaye zamanla aşık olmanın hikayesi... Bir tarafta dolabında esrarengiz hediye ve notlar bulan Esin diğer tarafta ona nasıl açılacağını bilmeyen esrarengi...