Mehabalarr bugün bölümü erken atıyorum.
Notu koyan kişiyi merak ediyor musunuz bakalım?
Fazla merak iyi değildir :) Buyrun bir an önce okuyun iyi okumalarrr ;)
Ne yapmalıydım? Notu koyanın kim olduğunu bilmediğim halde kütüphaneye mi gitmeliydim yoksa Özgür'le mi konuşmalıydım?
Bir an önce cevabını vermem gereken bu sorulardan beni Harun'un sesi ayırdı. "Esin? Amfiden öyle bir uçarcasına çıktın ki çoktan Özgür'ün yanındasındır diye düşünmüştüm" dedi. Yüzümde bir saniyelik bir gülümseme oluşsa da anında yok oldu çünkü aklım nottaydı "Harun" dedim tereddütlü bir şekilde "Efendim partner, bir sıkıntı mı var?" diye sordu yüzümü inceleyerek. "Şeyy... Benim kütüphaneye gitmem gerek. Sen Özgür'ün yanına gider misin?" diye sordum rica ederek. "Bir dee 15 dakika içinde yanınıza gelmezsem siz de kütüphaneye gelin" dedim. Biraz fazla şüpheci oldu belki ama ne zaman ne olacağı hiç belli olmaz sonuçta. "Olur, olur da neden böyle bir şey istiyorsun ki?" dedi merakla. "Sonra anlatırım gitsem iyi olur" dedim acele ederek.
Kim olduğunu bir an önce öğrenmeliydim. Ve tabi ki niyetinin ne olduğunu... Yani tamam Özgür de not koyuyordu ama biz şimdi çıkıyorduk. Başka biri neden dolabıma not bıraksın ki?
~~
Kütüphaneye girdiğimde biraz kenara çekilerek etrafı izleyip o kişiyi bulmaya çalıştım ancak hiçbir fikrim yoktu. Biraz ilerleyerek bir kitaplığın yanında durdum ve kitaplarla ilgileniyormuşum gibi yaptım. Çok geçmeden bana doğru gelen adımların sesini duydum. Buna rağmen "Beni özledin mi prenses?" cümlesiyle irkilmeme engel olamadım. Kafamı hızla çevirdiğimde Taner'le karşı karşıyaydım.
Son olaydan sonra beni rahatsız etmeyi kesmişti. Bense direk o yokmuş gibi davranıyordum. Peki şimdi ne değişmişti?
"Ne istiyorsun?" diye sordum. İşin ucunda o varsa iyi bir şey olacağını düşünemiyorum nedense. "Aaa böyle kaba davranma ama o kadar muhabbetimiz var" dedi kırılmış gibi yaparak. "Benimle bir daha asla iletişime geçme" dedim.
Onunla konuşacak bir şeyim yoktu. En son insanlara rezil etmişti beni. Herkesin sanki ona umut verip Özgür'le çıkmaya başlamışım gibi düşünmesini sağlamıştı.
Gitmek için arkamı döndüğüm anda kolumu sertçe tutup beni geri çevirdi. Bu ani hareket yüzünden omzumu kitaplığa çarpmıştım. Acıyla bir 'ahh' sesi çıkardım olabildiğince kısık sesle. Etraftaki insanlar 'Çık çık... Kütüphanede gürültü yapılmayacağını bilmiyor mu?' dercesine bakıyorlardı. Zaten az duyarlı olsalar benim sıkıntılı bir durumda olduğumu anlarlardı. "Bırak kolumu!" dedim omzumun sızısını yok saymaya çalışarak. "O kadar basit değil Esin Hanım, önce hesap vereceksin" dedi.
Yaa deli olucam daha ne hesabından bahsediyor bu?
Tam bunu ona soracakken Özgür'ün sesini duydum. "Çek elini" dedi sert ama alçak bir sesle. Anlaşılan Harun hemen söylemişti, Özgür'se duyar duymaz gelmişti. Ne yalan söyleyeyim onu görünce bir anda kendimi güvende hissettim. Taner sırıtıyordu. "Çekmezsem ne olur lan?" dedi kışkırtma çabasıyla. Görünüşe bakılırsa işe de yaramıştı. Özgür Taner'i ittirerek "O zaman icabına ben bakarım" dedi kendinden emin bir şekilde. Bundan sonrası tehlikeliydi işte. Sinirine hakim olamazsa başı okulla belaya girerdi. Sırf bu yüzden yanına gidip "Özgür boş ver hadi gidelim" dedim. Yüzüme bakıp ne yapması gerektiğine karar vermeye çalışıyordu. Taner "Ne oldu? Şişkin pazılarımdan korktun mu yoksa?" dedi kibirle.
Salak! Bilmiyorsun ki aslında Özgür'ü ikna etmeye çalışmam senin için iyi bir şey.
Özgür sinirle yumruklarını sıktı. "Ne korkcam lan senden?" dedi Taner'in üstüne giderek. Taner hiç kıpırdamadı. "Onu bende sevdim" dedi Özgür'ü ittirerek. Bana bir bakış atıp "Bence o da beni seviyor" dedi. Özgür onu yakasından tutup "Ne diyon lan sen? O beni seviyor lan beni seviyor" diye bağırdı. Ben resmen yalvarmaya başlamıştım. "Özgür lütfen..." Harun yanımıza gelip "Özgür gidelim" dedi gözleriyle bir şey anlatıyordu sanki. Özgür Taner'in yakasını bırakıp sertçe itti. Taner arkasında duran kitaplığa çarptı. Gürültü yüzünden etrafımız kalabalıklaşmıştı. Özgür onlara bakıp elimi tuttu ve beni de kendisiyle dışarı çıkarmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜTÜPHANE
Romantikİlk görüşte aşka inanır mısınız? Eğer cevabınız evetse bu hikayeyi okumayabilirsiniz.Çünkü bu hikaye zamanla aşık olmanın hikayesi... Bir tarafta dolabında esrarengiz hediye ve notlar bulan Esin diğer tarafta ona nasıl açılacağını bilmeyen esrarengi...