Merhabalar. Çok geçmeden ikinci özel bölümü de yazmak istedim. Önceki bölümde Esin ve Özgür'den bahsetmiştim. Diğer karakterleri de merak ettiğinizi düşünerek bu bölümü yazdım. Umarım beğenirsiniz. İyi okumalar dileyip sizi bölümle baş başa bırakıyorum :)
Hilal'in bakış açısı
Hilal Özkan olarak son zamanlarımı geçiriyor Hilal Turan olma yolunda ilerliyordum. Boy aynasına baktığımda hiç kendime bakıyormuşum gibi gelmiyordu. Kaptan Jack Sparrow'a benziyordum.
Şaka şaka.
Güzel bir kır düğününe yakışır şekilde fazla şatafatlı olmayan bir gelinlik seçmiştim. Pembe beyaz çiçeklerden oluşmuş güzel tacım dağınık topuz yapılmış saçlarıma tutturulmuştu ve duvağım taçtan yerlere kadar iniyordu.
Gelin odasında beklerken ara sıra birileri girip çıkıyordu. Şimdi ise annemle Esin vardı. Bir anda kapı açıldı ve Hulusi belirdi. Annem "Oğlum düğünden önce görmek uğursuzluk getirir" derken Esin kapıya gidip beni görmesini engelliyordu. Sırıtarak gidip kapıyı ittirerek kapattım. Esin kıkırdarken annem "Gelinlik kız oldun ama hala büyümedin" diye söylendi. Ne yapıyım eğlenmeyi seviyordum. "Off bu topuklularla zıplanmıyor" derken kendimi koltuğa bıraktım. Esinin gözleri fal taşı gibi açıldı.
"Dikkat et saçların bozulacak."
Annem çık çıklayarak "Esin sen şu deliye mukayyet ol kızım ben bir eksik var mı bakıyım" diyerek çıktı.
"Eee gelin hanım heyecanlı mısın?"
"Biraz"
Tam bu sırada kapı tekrar açıldı. Hulusi içeri girip kapıyı kapattı. Ağzını o yapıp derin bir nefes verdi. "İnsanın müstakbel eşiyle konuşmasında ne var anlamadım" diyerek bir iki adım attı. Gülerek "Senin ne işin var burada?" diye sordum. "Baktım olay mahalli temiz geliverdim." Esin çıt çıkarmadan dışarı çıktı. Hulusi "Bak işte halden anlayan insan" deyip gösterdi. Ayağa kalkıp yanına gittim.
"Hulusi?"
"Sevdiceğim? Var mı canını sıkan bir şey? Her şey istediğin gibi mi?"
"Hmm... Aslında düğün Harry Potter temalı filan olsa güzel olabilirdi ama bu da fena değil" deyip güldüm. Öyle bir şey yapacak olsam annem beni öldürürdü.
"Neyse ki ben varım" deyip ellerini belime sardı. Dışarıdan hafif bir kıkırdama sesi gelince Hulusi'nin kaşları çatıldı. Gidip kapıyı açtığında Sarp içeri uçarcasına giriş yaptı. Bana çarpmasın diye biraz geriledim. Sarp pişmiş kelle gibi sırıtıyordu.
"Ne işin var lan burada?"
"Kardeşim her ne yapıyorduysanız evlenmeden olmaz" dediğinde Hulusi kafasına bir tane geçirdi.
"İnsana düğün gününde bari rahat ver" dediğinde Sarp alınmış gibiydi.
"Güceniyorum ama hep benim üstüme geliyorsunuz" diyerek kapıyı gösterdi. Gülümseyen bir Özgür ve kızarmış yanaklarıyla kaçıp kaçmamak arasında kalmış gibi görünen Esin karşımızdaydı.
Hulusi "Abi siz de mi?" "dediğinde Esin "Hayır hayır" diye karşı çıktı. Özgür "Hazırlıklar tamammış birazdan sizi çağıracaklar demek için geldik" dedi ve onlar da içeri girdi.
Esin'in mavi elbisesiyle Özgür'ün kravatı ve lacivert ayakkabı çantasıyla Özgür'ün takımı uyum içerisindeydi. Davranışlarından zaten belli olsa da görünüş olarak da çift oldukları anlaşılıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜTÜPHANE
Romanceİlk görüşte aşka inanır mısınız? Eğer cevabınız evetse bu hikayeyi okumayabilirsiniz.Çünkü bu hikaye zamanla aşık olmanın hikayesi... Bir tarafta dolabında esrarengiz hediye ve notlar bulan Esin diğer tarafta ona nasıl açılacağını bilmeyen esrarengi...