Heyy beni özlediniz mii?
Tamam beni özlememiş olabilirsiniz peki ama ya
Bazen fazla duygusal olsa da bizden bir şeyler taşıyan Esin'i,
Bazen fazla kıskanç olsa da tatlı olan Özgür'ü,
Bazen fazla çılgın olsa da şahsına münhasır Hilal'i,
Bazen fazla cool olsa da özünde canayakın olsan Berk Hulusi'yi,
Bazen fazla asosyal olsa da yardımsever Harun'u,
Bazen fazla sulu olsa da halktan biri olan Sarp'ı da mı özlemediniz?
Kütüphane... Kaldığı yerden devam ediyor...
Yeni bölümlere hazır mısınız?
Bugün sıkıcı bir pazartesi günü olabilir ancak şimdi Kütüphane zamanı... İyi okumalar ;)
Otobüste pencere kenarına oturmuş yarı uyuklar bir vaziyette dışarıyı izliyorum.
Evet evet otobüs... Daha doğrusu BURSA, ANKARA VE OTOBÜS... Çektiğim eziyeti bir düşünün isterseniz. Ankara'ya normalde uçakla gelecektim ancak herkes okula döndüğü için yer bulamadık maalesef.
Evden ayrılırken bizimkileri bırakmayla Özgür'e kavuşma hislerinin arasında sıkışıp kalmıştım. Bir yanım sevinirken bir yanımda üzülüyordu çaresizce.
Ha bu arada!
Yeri gelmişken söyleyeyim bizimkilere söyledim.
Özgür'ü...
Karşılarına geçip utana sıkıla 'Benim bir erkek arkadaşım var' dedim. Bu deneyimi ilk kez yaşıyordum ve söylerken yüzlerine bile bakamamıştım. Beni normalde pek tınlamayan abim birden özüne dönüp 'Nasıl yani, bizim niye haberimiz yok, kim kızım o?' sorgu cümlelerini sıralamıştı. Ona ters bir bakış attım. 'Fark ettiysen şu anda haber veriyorum ve az sabredersen anlatıcam' diye cevap verdim. Her neyse abim dışında kimse sorun çıkarmamıştı.
Bak yine sinir oldum, erkek arkadaş yapınca mı kıymete bindik?
~~
Otobüs durduğunda uyuşmuş bacaklarım yüzünden yerimden zor kalktım. Dışarı çıkıp bavulumu bulmaya çalıştım. Görevliden yardım istedim. Adam bavulu bildiğin fırlattı abi. O anda içimden 'Kafama atsaydın' demek geldi ama o kadar yorgundum ki uğraşamayacaktım. Maazallah kavga mavga çıkar kız başıma...
Pöff bize yine yurt yolu gözüktü...
Bavulumun çekçeğinden tutup iki adım attığımda bir ses duydum "Sevgilim?" anlamak için bekledim. Tövbe yarabbi özlemden Özgür'ün sesini mi duyuyordum şimdide? Kafamı iki yana sallayıp bir adım daha attığımda yine aynı sesi duydum. "Sevgilimm" ihtimal vermiyordum çünkü Özgür'ün bu saatte geleceğimden haberi yoktu. Yine de arkama yavaşça dönüp baktım. Özgür hala durmakta olan otobüse yaslanmış kollarını bağlamış bir vaziyette sırıtarak bana bakıyordu. Gerçek olup olmadığını anlamak için gözlerimi kırpıştırdım. Bu anda Özgür bana doğru yürümeye başladı. Yanıma geldiğinde "Beni hiç özlemedin herhalde?" dedi sitemle. Gülerek tam manasıyla boynuna atladım ve istemsizce bir kahkaha attım. "Hayal gördüğümü zannettim" dedim. Buna karşılık o da güldü biraz uzaklaşarak "Benim gibi biri anca hayallerde olur zaten, kıymetimi bil bence" dedi. "Şuna bak yaa... Sen kendini ne sanıyorsun?" dedim buna karşılık. Dudaklarıma anlık bir öpücük kondurup "Senin sevgilin" dedi gülmeye devam ederken. "Cidden sen nerden öğrendin bugün bu saatte geleceğimi?" diye sordum merakla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜTÜPHANE
Romanceİlk görüşte aşka inanır mısınız? Eğer cevabınız evetse bu hikayeyi okumayabilirsiniz.Çünkü bu hikaye zamanla aşık olmanın hikayesi... Bir tarafta dolabında esrarengiz hediye ve notlar bulan Esin diğer tarafta ona nasıl açılacağını bilmeyen esrarengi...