İyi akşamlar :)
Multimedia'da Harun var...
Bu bölümde esrarengiz çocuğun bakış açısına yer verdim. Umarım beğenirsiniz. İyi okumalar :)
Nihayet dersten çıktım. Bu his üniversiteye gidince geçecek mi sanıyordunuz? Kesinlikle hayır! Hatta arttığını söyleyebilirim. Çünkü her şey burada daha ciddi. Ayrıca makettir çizimdir bunlar her babayiğidin harcı değil yani. Gece geç saatlere kadar açık bir zihin ve güçlü bir bilek ister. Her neyse…
Esrarlı meselemde yeni bir gelişme var mı diye bakmaya gidiyorum şu anda. Dolabıma vardım ve kapağı heyecanla açtım. Tamam, kabul ediyorum her ne kadar bitirmeye çalışsam da bir taraftan da hoşuma gitmiyor değil ama sonunda üzülmek istemediğim için bulaşmamalıyım ben bu işe. Dolabımın içine baktım ve bir değişikliğin olmadığını gördüm. Belli ki bugün bakmamıştı. Garip bir şekilde hayal kırıklığına uğradım. Tam gidecekken bir şey dikkatimi çekti. Farklı bir not vardı.
”Sadece bana bir şans vermeni istiyorum eğer kim olduğumu bilmemen seni korkutuyorsa çıkışta 2. Katın merdivenlerinin önünde buluşalım dipnot: lütfen gel”
Ne, nasıl yani? Ben bitirmeye çalışırken çocuk kimliğini açığa çıkarmak mı istiyordu? Önce kesinlikle olmaz diye düşündüm. Ama sonra kendimi neden olmasın diye düşünürken buldum. Ne yapmalıydım? Son derse girmeme 8 dk. Kalmıştı. Biran önce karar vermeliydim. Birine danışmalıydım. Birkaç adım ileride Esma ve Dilek‘in sohbet ettiğini gördüm. Onlara soramazdım. Önceki olayları da bildiği için Hilal’i aramak en doğrusu gibi geldi. Daha sonra telefonumu elimi aldım kısa bir tereddütten sonra Hilal’i aradım. 2 kere çaldıktan sonra pişman oldum, tam kapatacaktım ki Hilal telefonu açtı. “Dersten şimdi çıktım bir şey mi oldu?” diye sordu. ”…” hala kararsızdım. ”Esin bir sorun mu var? Yoksa esrarlı eleman bir şey mi yaptı? ”dedi endişeyle. Arada birinin benim için endişe duyduğunu hissetmek güzelmiş. Tamam, susuyorum susuyorum. “ Yani şeyy… Aslında ben bir şey yaptım.” Dedim artık başlamıştım ve devamını içimde tutamazdım. ”Ne, ne yaptın? Kızım gevelemesene anlat işte” dedi heyecanla. Sonrada her şeyi anlattım işte. Önce dünkü olayı anlatmadım diye trip attı ama kesinlikle gitmemi, gitmezsem daha sonra pişman olacağımı söyledi. “Ta-tamam “dedim titrek bir sesle ve telefonu kapattım. Nedenini bilmediğim bir şekilde korkuyordum. Ama kararımı vermiştim. Yine de onunla buluşacaktım.
-Esrarengiz çocuğun bakış açısı-
Bugün yine gizlice Esin’i izledim. Şu noktayı açıklığa kavuşturalım sapık filan değilim. Her zaman ki gibi sadeliği ve herkesten farklı saf güzelliğiyle karşımda duruyordu. Her zamanki gibi dersten önce kütüphaneye uğramıştı. Kütüphane… Henüz bilmese de bizim için özeldi kütüphane. Ona açılmak istiyordum ama reddetmesinden korkuyordum. O yüzden bir süre daha notlarla idare etmem gerektiğini düşündüm. Belki böylece ne kadar çok birbirimize benzediğimizi, aynı şeylerden hoşlandığımızı o da anlardı. Belki ön yargılı olmazdı o zaman bana karşı. Ben bunları düşünürken o da kitap bırakıp çıktı.
İyi dersler sevgilim…
Bir nedenim yoktu ama yine de ona bugün de bir not yazmak istedim. Bağımlılık mı yapmıştı ne! “Keşke biraz daha fazla gülümsesen…” yazdım küçük bir kâğıda. Genellikle yalnız takıldığını ve çok gülmediğini fark etmiştim. Ama nedenini bilmiyordum. Çoğunluğun derste olduğu bir aralık notu koymaya gittim. Etrafa belli etmeden sanki kendi dolabımmış gibi davrandım. Ancak kötü bir sürprizle karşılaştım. Şimdiye kadar koyduğum her şey oradaydı ve bu seferki not banaydı. ”Lütfen buna bir son ver bundan sonra böyle şeylerle karşılaşmak istemiyorum. ”yazıyordu. Ondan böyle bir karşılık geleceğini beklemediğim için şaşırmıştım. Ama haksız olduğunu da söyleyemezdim. Rahatsız olmuş olmalıydı fakat buna bu şekilde son verecekte değildim. Başladığım işi her zaman bitirirdim. Özellikle de bu böyle bitmeyecekti. Benim içinde henüz erkendi ancak daha fazla beklemeyecektim. Koymayı düşündüğüm kâğıdı elimde buruşturup ilerideki çöp kutusuna basket attım. Yeni bir kâğıt çıkarıp “Sadece bana bir şans vermeni istiyorum eğer kim olduğumu bilmemen seni korkutuyorsa çıkışta 2. Katın merdivenlerinin önünde buluşalım dipnot: lütfen gel ”yazdım. Daha sonrada bunun sıradan bir buluşma olmadığını bir şeyler yapmam gerektiğini düşündüm. Kabanımı giyip dışarı çıktım ve en yakın kitapçıya gittim. Esin’in kalbine giden yol büyük ihtimalle kitaptan geçiyordu. Anlamlı bir şey almalıydım. Geriye tek sıkıntı kalıyordu o da o anlamlı şeyin ne olduğuydu. Acaba zaten okumuş olduğu ama anlamlı olan bir kitap mı almalıyım yoksaa okumak isteyebileceği bir kitap mı? Rafların arasında heyecanla ilerlerken birden durdum. Bir adım geri gidip sağımda duran rafa tekrar baktım. Bu kitabı okumamıştım ama şu an da önemli olan adıydı: Sen benim diğer yarımsın…
~~
Okula geldiğimde dersten çıkmasına 20dk. Vardı. Kütüphaneye gidip sakinleşmeye çalıştım. Onu burada ilk kez görüşümü, onu defalarca gizlice izleyişimi düşündüm. Geçenlerde çocuğun biri ona çarpıp elindekileri düşürmesine sebep olmuştu. O çocuğa çok sinirlenmiştim. Esin’in yanına gidip gitmemekte de kararsız kalmıştım. Tam o çıkacakken de yerdeki görmediği kalemi alıp ona seslenmiştim. Tam olarak yüzüme bakmamıştı. Şu an da merak ediyorum. Acaba yüzümü görse beni hatırlar mıydı? Ben o halini çok iyi hatırlıyorum yakından çok daha güzeldi ve kaşlarını çatması tatlılığından hiçbir şey eksiltmiyordu…
Elimdeki kitabın güzel olmasını umdum. İlk sayfasını açtım ve aklıma gelen şey ilk karşılaşma için fazla mı gelir? Diye düşündüm…
Buluşma yerine 7 dk. Önce geldim. Ve o geldikten sonra ortaya çıkmaya karar verdiğim için bir kolonun arkasına saklandım. Dakikalar geçmiyordu sanki. Onu geçen yılın 2. Döneminde kütüphanede görmüştüm ilk defa. Hiçbir şey hissetmemiştim hatta hiçbir neden yokken sıradan bir kız olduğunu düşünmüştüm. Sonra onu ara sıra görmeye başladım. Ve bir zaman sonra görmelerim rast gelmekten çıktı. Bir baktım ki ben onu takip ediyorum…
Ben yine derin düşüncelerime dalmışken insanların çıkmaya başladığını fark ettim.
10 dk. Olmuştu ama hala gelmemişti. Biraz sonra geleceğinden umudumu kestim. Notumu görmemiş olabilir miydi? Hem görse bile neden gelsin ki? Kız bana onu rahat bırakmamı söylüyor ben ona buluşalım diyorum. Aptal aptalll…
Tam gidecekken onun geldiğini gördüm etrafına bakınıyordu. Gelmişti gelmiştiii. Daha fazla ne bekleyebilirdim ne de onu bekletirdim bu andan itibaren. Bir adım atarak olduğum yerden açığa çıktım. Ama yanına gitmemi engelleyen bir şey oldu. Harun Esin’in yanına geldi. Biraz geri çekilip onları izledim. Bir şeyler konuştular. Ne konuştuklarını duyamayacak kadar uzaktaydım. Zaten duymakta istemiyordum. Aralarında bir şey mi vardı? Bu görüntü boştaki elimi sıkıp yumruk yapmama sebep oldu. Ardından birlikte uzaklaşmalarını seyrettim. Gözlerim elimde sıkıca tuttuğum kitaba kaydı daha sonra da birkaç adım uzağımda duran çöp kutusuna…
Nasıl buldunuz? Oy ve yorumlarınızı bekliyorum...
Diğer bölümde olayların Esin tarafından nasıl gözüktüğünü okuyacaksınız. İyi akşamlar :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜTÜPHANE
عاطفيةİlk görüşte aşka inanır mısınız? Eğer cevabınız evetse bu hikayeyi okumayabilirsiniz.Çünkü bu hikaye zamanla aşık olmanın hikayesi... Bir tarafta dolabında esrarengiz hediye ve notlar bulan Esin diğer tarafta ona nasıl açılacağını bilmeyen esrarengi...