Merhabalarrr... Madem yayınlamaya başladık arayı çok uzatmayalım değil mi?
Yeni bölüm sizi bekler ;)
Abimi sağ salim uğurlamıştık. Çok şükür beklediğimizden iyi geçmişti. Her şey iyi güzel hoştu, ta ki şu ana kadar. Özgür'le birlikte okula gidiyorduk ve birden tartışmaya başladık. İnanın bana neden tartıştığımızı bile hatırlamıyorum. Fakat artık bu ani parlayıp sönmelerine bir son vermeliydi.
"Özgür bence sende sinir problemi var" dedim bendeki de ne cesaretse artık.
"Ne? Bende mi sinir problemi var" dedi şaşırarak.
"Evet" dedim lafımın arkasında durarak.
"Bunu da nereden çıkardın?" diye sordu.
Bu sırada okula giriş yapmıştık ancak tartışmaya devam ediyorduk.
"Nereden mi çıkardım? Daha çıkmaya başlamamıştık bile Burak'a yumruk attın, Taner'le olanları söylememe gerek yok zaten..." dedim.
"Tamam işte, ben yerli yerinde sinirleniyorum" dedi hala kendini savunarak.
"Bence bu olaylarda kaba kuvvete gerek yoktu, konuşup çözebilirdik" dedim şu cümlede ne kadar haklıyım işte ondan emin değildim.
"Kusura bakma Esin ama çok safsın" dediği anda ona hayretle baktım. Bana dolaylı yoldan salak mı demişti?
Gürültüyü duyduğum anda prova odasının önünde olduğumuzu fark ettim. O kadar hararetli tartışıyorduk ki ne zaman geldiğimizi fark etmemişim.
Bir saniye!
Gürültü içeriden geliyordu. Özgür'le sessizce içeri girdik. Ancak kimse bizi tınlamadı. Çünkü Berk ve Hilal kavga ediyordu.
Hilal "Dışarı çıkmak için vaktim yok diyorsun sonra da seni alışveriş merkezinde görüyorum. Bu çok mu normal yani?" diye bağırıyordu.
Berk "Ya tamam ama cidden benim suçum değil" diye kendini savunmaya çalışıyordu. Herkes onları izlerken Hilal "Berk yeter artık daha fazla konuşmak istemiyorum." Dedi ve hızlı adımlarla odadan çıktı.
Berk donakalmıştı "Az önce bana Berk mi dedi?" diye sordu bize bakarak. Sonra da gidip masaya bir yumruk çaktı. Özgür "Bak bir de bana diyorsun sinir problemin var diye, normal demek ki" diye söylendi. Ona kötü bakışlar attım.
Acaba lanetlendik mi diye düşündüm kendi kendime. Kimseden çıt çıkmıyordu. "Biri bize beddua mı etti, ne oluyor böyle?" diyerek sessizliği bozdum. O anda Sarp'ın sırıtışını gördüm.
Eyvah soğuk espri dalgası hızla yaklaşıyor derken Harun Sarp'ın ağzını kapattı. "Sakın gıkını çıkarma yoksa millet sinirini senden çıkarır." Dedi.
~~
Öğle boşluğunda kafeterya da buluşmuştuk ancak kimsenin tadı yoktu. Tamam Özgür'le küs değildik ama... Bilmiyorum belki de öyleydik. Düşüncelerimden Harun'un sesiyle sıyrıldım. Yanında oturan Kübra gülümsüyordu. Harun "Biz Kübra'yla çıkıyoruz" dedi. Nedense hiç şaşırmadım. Geçenlerde çıkışta onları gördüğümde bir şeyler olduğunu anlamıştım zaten. Artı birde paintball'a gelmeyeceğini Emel'in haberi yokken bilmesi var tabi. Kübra'nın kötü biri olduğunu hiç düşünmedim ancak Emel'le birlikte Harun'u Kübra'ya yapmaya çalıştıklarını anlayamayacak kadar saf değildim. Bu yüzden de tereddütlüyüm. Umarım Harun sadece hisleriyle hareket etmiştir.
Harun "Esin sen bir şey söylemeyecek misin?" diye sordu. Herkes bana bakıyordu. Hay aksi yine düşüncelere dalmışım. "Ha evet tebrik ederim" dedim utanarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜTÜPHANE
Roman d'amourİlk görüşte aşka inanır mısınız? Eğer cevabınız evetse bu hikayeyi okumayabilirsiniz.Çünkü bu hikaye zamanla aşık olmanın hikayesi... Bir tarafta dolabında esrarengiz hediye ve notlar bulan Esin diğer tarafta ona nasıl açılacağını bilmeyen esrarengi...