Özel Bölüm-1 "Ben onun eşiyim"

803 50 28
                                    

Upuzun bir süre buralarda değildim. Evde dolaşırken doğru ya ben bir hikaye yazmıştım diye düşündüm. Bunu da neden bir özel bölüm yazmıyorum takip etti. Aslını söylemek gerekirse biraz paslanmışım. İstediğim kadar güzel olmasada paylaşmak istedim. Esin ve Özgür'ün gelecekteki bir gününü merak ediyorsanız buyurun iyi okumalar :)




Özgür bana evlenme teklif ettikten bir yıl sonra evlenmiştik. O mezun olmuştu bense son sınıfı okuyordum. Anlayacağınız okuldaki son yılım evli bir öğrenci olarak geçmişti. Özgür mezun olduğunda ayrılmamak adına Ankara'da iş bulmuştu. Ben okulu bitirdiğimde ise aile şirketlerinin İstanbul şubesinde çalışmaya başladık. Ben başlarda kendimi yük gibi hissetsemde Özgür başka türlüsünün ailesine ayıp olacağını hiçbir şekilde yük olmadığımı söylemişti.

Şu anda şirkete yakın bir kafede Hilal'le oturuyordum. Hilal kendi eczanesini açmıştı. Berk de işini burada bulmuştu. Farklı şehirlerde yaşamadığımız için çok mutluydum. Bu yaz evlenme kararı aldıkları için fazlasıyla meşguldüler. Çantasını karıştırıp bana bir davetiye uzattığında ilk tepkim "Çok şekerr" oldu. Sol tarafta Berk'in kıvırcık saçlarını sağ tarafta ise Hilal'in düz uzun saçlarını simgeleyen çizimler vardı.

"Tam sizlik olmuş" dedim beğenimi belirtirken. Gülümsese de canı sıkkın gibiydi. "Heyy, neyin var?" diye sordum. İsimlerinin yazılı olduğu yeri işaret etti. Berk & Hilal "Şuna bakar mısın? Hulusi ismini yazdırmak istemedi beyefendi. Ben biliyormuşum başkasına gerek mi varmış" Nasıl tepki vereceğimi bilemedim.

" Bu yeni bir şey değil sanki?"

Derin bir iç çekti "Haklısın sanırım. Bilmiyorum her şey üstüme üstüme gelmeye başladı. Annem tutturdu en iyisi en güzeli olacak diye. Berk de pek yardımcı olmuyor zaten, sen nasıl istersen deyip duruyor. Sanki ben kendi kendime evleniyorum burada" Onu anlıyordum. Uzanıp masanın üstünden elini tuttum. "Zaman daraldıkça gerginlik artar hep. Böyle durumlarda sadece birbirinizi sevdiğinizi hatırla. Sevdiceği..."deyip kıkırdadım. Kendini tutamayıp güldü. "Siz nasıl sıkıntılar yaşadınız bu vakitlerde?" diye sordu. "Kıskanç kuzenin gelinlikle ortaya çıktığımda bütün adamların bana vurulacağını düşünerek düğün yapmasak mı diye sordu" dedim. Birlikte gülmeye başladık.

"Esin..."

"Hmm?"

"Nikah şahidim olur musun?"

Hayretle baktım. "Aileden biri olacak sanıyordum."

"Öyleydi. Hulusi'yle konuşurken evli ve mutlu arkadaşlarımızın bize uğur getireceğini düşündük. O da Özgür'e söyleyecek." Çok sevinmiştim. Bu teklif benim için çok değerliydi. Kendimi uzun zaman yalnız hissettikten sonra Hilal'le arkadaş olmuştum.

"Tabi ki olurum." Dedim. "Güzel öyleyse ben yavaştan kaçıyım. Çırak çocuk hala hepi topu iki ilacı ezberleyemedi." Diye yakındı. "Hepi topu iki tane mi?" diye sordum. "Pekala birkaç milyon tane" deyip sırıttı.

*****

Şirket koridorunda Özgür'le karşılaştık. "Berk'le mi konuştun" diye sordum. "Evet" dedi gülümseyerek. Ardından "Henüz kıyafet almadık. Lafın üstüne gitsek mi?" diye sordu.

"Mesai başlayacak birazdan" diye cevap verdim. "Burası kendi şirketimiz arada kuralları esnetsek bir şey olmaz" dedi göz kırparak. "Tamam ama biri bir şey derse suçu sana atarım" dedim gülerek.

"Şuna bak insan kocasını satar mı hiç?" deyip alnıma bir öpücük kondurdu. Elimi tutup "Gidelim öyleyse" dedi ve beni çıkışa yönlendirdi. Tam çıkacağımız sırada birinin "Çocuklar hayırdır?" demesiyle durduk. Arkamıza döndüğümüzde Özgür'ün babasıyla karşılaştık. Kendisi İzmir'deki şubeyi yönetiyordu. Ara sıra da buraya denetime geliyordu.

KÜTÜPHANEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin