42. Bölüm "E hadi o zaman başlasın paintball savaşları!"

957 62 47
                                    

Vay be yazmayı özlemişim... Adı anılmaması gereken yazılılar yüzünden ara verdiğim için üzgün olduğumu belirterek bu konuyu kısa kesiyorum.

İyi okumalar :)


Özgür'ün evinden çıktıktan sonra Berk bize veda edip gitti. Abim Hilal ve ben bir taksiye bindik. Taksi yurda doğru hareket ettiğinde abimin telefonu çaldı. "Alo iyilik senden naber? Yapma ya! Peki öyle olsun ne yapalım" cümlelerini duyunca meraklandım. Telefonu kapatınca "Arkadaşım aradı. İstediğim saatte uçak yokmuş yarın akşam gidicem" dedi. "Bir gün daha buradasın yani." Dedim sevinerek. "Aynen öyle" diye cevap verdi. Hilal ve ben yurdun önünde indikten sonra o da kalacağı arkadaşına gitti.

Hilal "Ayy çok uykum var" dedi esneyerek. Bense "Yarın ne yapsak ki?" diye sordum. "Bilmiyorum ki rüyamda birilerine sorarım" dedi ve doğrudan yatış pozisyonuna geçti. Pekala öyleyse, bunu Özgür'e söylesem iyi olurdu. Saat geç olduğu için yatıp yatmadığını bilmiyordum. En iyisi mesaj atmaktı.


Gönderen: Ben

 "Canım, abimin uçağı yarın akşammış yarın bir şeyler yapsak?"

Çok geçmeden cevap gelince şaşırdım.


Gönderen: Özgür

"Olur, sabah yurdun önünde buluşalım :)"

-Tamam, diğerlerine de haber verir misin?

-Halloldu bil "Göz kırpma ifadesi"

- İyi geceler  "öpücük ifadesi"

-Sanada "öpücük ifadesi"


~~

Sabah yurdun önünde bizim ekip güle konuşa bekleşiyordu. Bu kadar yakışıklının bulunduğu bir grubun kız yurdunun önünde beklemesi sanırım biraz tehlikeliydi. Haliyle baya dikkat çektik. Bu yüzden kıyın kıyın buradan uzaklaşmaya başladık.

Emel etrafa bakınıp "Yaa Kübra niye gelmedi ki?" diye söylendi. Harun "Sanırım kendini pek iyi hissetmiyormuş" dediği anda herkes ona bakakaldı. E herhalde yani en yakın arkadaşı bilmiyor ama Harun biliyor. Var bunların arasında bir şey. Ancak Emel hiç bozulmuşa benzemiyordu. Onun istediği de bu olduğu için olabilir mi acaba?

Fazlasıyla mümkün.

Bu konu hakkında pek düşünmek istemesemde kızların konuşmalarını duyduktan sonra biraz şüpheci oldum. Harun'un üzülmesini istemiyordum ancak olan olmuşa benziyordu.

Hayırlısı artık...

Ben kimsenin üstünde durmadığı bu konu hakkında düşünmeye devam ederken Sarp "Eee ne yapıyoruz bugün?" diye sordu. Özgür abime "Murat onur konuğumuz olarak istediğin bir şey varsa söyle" dedi. Abim Özgür'ün dalgayla karışık ciddi sözlerine 'Bak senn' tarzında bakışlarıyla cevap verdi. Hayır yani bunun da ne yaptığı belli değil ama. Bir bakıyorsun çok iyi, bir bakıyorsun gıcıklıkta üstüne yok.

Ah şu abilerr...

"Bana doğru kötü bakışlar atarak lunaparka ne dersiniz?" dedi. Benim korktuğumu biliyor tabi... Ona gözlerimi kısarak karşılık verdim. Beni herkesin önünde rezil etmeye mi çalışıyordu bu? Ama yemezler biz geçtik o köprüden.

Ha ha ha...

Hilal buna karşılık "Ya abi biz daha geçen gittik. Başka bir yere gitsek?" diyerek abimin hain planlarını suya düşürdü. Berk'in yüzü de lunapark lafını duyunca iyi hoş olmamıştı. Malum onun için güzel bir anı sayılmazdı. Sarp bildiğin kendini ortaya atıp birkaç dengesiz yumruk ve tekme hareketinden sonra "Bence böyle daha atraksiyonlu heyecanlı bir şeyler olsun" dedi. Harun buna karşılık "Oldu o zaman seni üç evetle Ninja warrior'a gönderiyoruz" dediği anda herkes gülmeye başladı. Esprilerin anasını ağlatan Sarp konu kendisi olunca "Aman çok komik" diyerek trip attı ancak Emel bile gülüyordu. Bu sırada Berk "Aha buldum! Paintball'a ne dersiniz diye sordu. Abim "Neden olmasın? İyi buldun kıvırcık" diyerek ilerlemeye başladı. Berk kıvırcık lafını duyunca bozulmuştu ama çaktırmadı. Küçük bir ordu misali yürümeye başladık.

KÜTÜPHANEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin