Yine bir pazartesi yine bennn...
Heyy yeni bölüm için heyecanlı mıyız?
Baştan söyleyeyim bugün tek bölüm yayınlıyorum.
Buyurun yeni bölüm sizi beklerrr :)))
Sabah uyandığımda aklıma ilk gelen şey dündü. Ve önceki gün...
2 günümü Özgür'le geçirmiştim. Birde şu yaklaşan finaller olmasaydı çok daha güzel olacaktı. Bravo Esin sabah sabah keyfini yine kaçırabildin.
Off neyse...
Kalkıp yatağımı düzelttiğimde Hilal'in alarma uyanmamış olduğunu gördüm. Ohh fosur fosur uyuyordu. Yanına gidip "Hilalll" dedim sesimi hafif yükselterek. "Hulusiii" dedi ağzında geveleyerek. Beni Hulusi'si zannediyordu. Fırsattan istifade "Sevdiceğimm" dedim Berk'i taklit ederek. "Saçlarıın..." derken yine uykuya dalmıştı. Kendimi gülmekten alıkoyamadım. Neler görüyordu kim bilir. Bu sefer hafifçe dürtükledim. "Hadi kalk artık, geç kalacaksın" dedim. "I-III" dedi omuz silkerek.
Haydee...
Aha! Aklıma bir fikir geldi. "Bak geç kalırsan Hulusi'yle yeterince zaman geçiremezsin ama" dedim ciddi bir ses tonuyla. İnanmamakta özgürsünüz ancak saniyesinde kalkıp hazırlanmak için koşturmaya başladı. Onu tam yanımdan geçerken durdurdum. "Tamam sakin, o kadar da demedik" dedim gülmemi bastırmaya çalışarak. Gözlerini ovuşturuyordu. Onu kendi haline bırakıp bende hazırlanmaya başladım.
~~
Özgür dün akşam, sabah bizi götürmeyi teklif etmişti ancak onun dersi daha geç başlıyordu. Yine de ısrar etti. Ama ben 2 gündür misafir ağırladığını biraz dinlenmesi gerektiğini söyledim. Ne cevap verdi dersiniz?
"Sen misafir misin ki? Hem misafir olan biri evde o kadar çok iş yapmaz. Daha çok ikimizin evi gibiydi." Dedi. Bir gün gerçekten ikimizin bir evi olur muydu acaba?
Kulağa hoş geliyordu...
Hilal'le eczacılık fakültesinin önünde vedalaştıktan sonra prova odasına yöneldim. Bütün boşlukları değerlendirmek gerekirdi. Aslında çok fazla çalışamamıştım ama daha fazla sabredemeyecektim. Sanırım yarın Özgür'ün de haberi olacaktı sürprizden...
Tahmin ettiğim gibi odada Harun vardı. "Günaydın" dedim neşeyle. "Günaydın" dedi o da aynı şekilde "Eee büyük gün ne zaman?" diye sordu merakla. "Notaları biliyorum ama sanırım bugün biraz daha alıştırma yapsam iyi olacak" dedim. "Yani" dedi konuşmamı bekleyerek. "Yani yarın olabilir" dedim yerimde duramayarak. "Hmm öyleyse bugün benim gitarımı götürebilirsin" dedi. Ya bu Harun ne kadar iyi bir çocuktu. "Gerçekten mi? Çok sağ ol" dedim.
Ha gayret son çalışmalar...
~~
Biz çalışmayı bitirip sohbet etmeye başladığımızda Özgür içeri girdi. Beni burada görünce sanki... Ne biliyim sanki söyleyecek bir şey bulamıyordu. "Günaydın sevgilim" dedim yanına giderek. Yanağıma bir öpücük kondurup "Günaydın sevgilim" dedi o da bana. "Ders öncesi sohbet ediyorduk" dedim. "Öyle mi?" dedi kafasını sallayarak sonra da saatine baktı. "Az daha çene çalarsan derse geç kalacaksın ama" dedi gülerek. "Hihh... Hadi gidelim" dedim ve kapıya yöneldim. Sonra Harun'un gelmediğini fark edip arkama döndüm. "Sen gelmiyor musun?" diye sordum. "Gelirim şimdi, siz gidin" dedi gülümseyerek. "Peki" dedim. Özgür görüşürüz der gibi el salladı Harun'a. Böylece prova odasından çıkıp amfiye doğru yol aldık.
~~
-Harun'un bakış açısı-
Onlar odadan çıktığında ne yapacağımı bilemeyip boş boş etrafa bakındım.
Üzgün mü hissediyordum? Sanırım evet...
Her şey nasıl bu kadar hızlı gelişebilmişti? Ben yalnız bir insan sayılırım ancak bu daha çok asosyalliğimden kaynaklı. Aynı zamanda konuştuğum kişilerle de sohbetim iyidir yani...
Mimari proje dersinde hoca partner seçmemiz gerektiğini söylediğinde belki tek kalırım umuduyla kimseyle partner olmamıştım. Hoca beni şimdiye kadar hiç konuşmadığım bir kızla partner yapmıştı. Fakat bu ona ters davranacağım anlamına gelmezdi, ne yapalım idare edecektik işte. Ancak Esin'le tanıştıktan sonra onu tanıdığıma sevinmiştim. Artık dünya da pek kalmayan bir iyilik görmüştüm onda. Onunla sohbet etmekten, utandığında kızarmasından hoşlanmaya başlamıştım. Ve ondan...
Tamam, âşık değildim ama ondan hoşlanıyordum. Bu yüzden Özgür'le birlikte olduklarını öğrendiğimde şaşırmıştım.
Peki elden ne gelirdi? Hiç...
Aralarında bir şeyler olduğunu ilk kez konser gecesinde fark ettim. O gün Esin'in keyfi yoktu. Özgür de konserin ortasında çekip gitmişti. Diğerleri idare etmeye çalışırken bende Özgür'ü aramaya karar verdim. Onu kütüphaneye girerken gördüm son anda.
Orada ne işi vardı ki?
İçeride ne olduğu veya kimle konuştuğu hakkında hiçbir fikrim yoktu. Çok geçmeden dışarı çıktı. Beni gördüğünde işaret parmağını dudağına bastırarak sus işareti yaptı. Sadece kafamı salladım.
Ortalıkta ne haltlar döndüğünü biri açıklayabilir miydi?
Bir süre saklanıp içeriden biri çıkacak mı? Diye bekledim. İstemesem de tahminim doğruydu. Esin çıkmıştı kütüphaneden. O beni görmemişti. Biraz ilerledikten sonra karşısına çıktım.
Ağlamıştı...
O anda hiç ümidim kalmadı. Özgür'ü sevmeseydi bu kadar ağlamazdı. İnsanlar en çok sevdikleri insanlar yüzünden acı çekermiş...
Ve Hilal'in doğum günü... Birlikte olduklarını öğrendiğimde bu kadar şaşırmamalıydım aslında. Önünde sonunda olacaktı. Ancak içimde bir şeylerin döküldüğünü hissettim, aşınıp koptuğunu... Belki de ben onları tanıştırmasaydım bir araya gelmezlerdi.
Ahh ne saçmalıyorum ben böyle? Özgür Hilal'in kuzeniydi elbette ki bir gün tanışırlardı zaten.
Tabi ki de onları ayırmaya çalışmayacaktım. Birbirini seven insanlara yapılacak en kötü şeydi bu. Diyebileceğim tek şey vardı: Kendine iyi bak Esin... Özgür'le mutlu ol olur mu?
Bölüm nasıldı? Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.
Bu arada vay canına görülme 3.000'i geçmiş mi cidden? Hepinize çok teşekkürlerrr :)
Ama biz yine de hikayemizi sevmeye sevdirmeye devam edelim değil mi?
Yeni bölüm Cuma gelecek ve Özgür sürprizi öğrenecek...
Takipte kalın ;)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜTÜPHANE
Romanceİlk görüşte aşka inanır mısınız? Eğer cevabınız evetse bu hikayeyi okumayabilirsiniz.Çünkü bu hikaye zamanla aşık olmanın hikayesi... Bir tarafta dolabında esrarengiz hediye ve notlar bulan Esin diğer tarafta ona nasıl açılacağını bilmeyen esrarengi...