•Özel Bölüm

7.4K 576 92
                                    

İlla hatırlamayanlar vardır, final bölümü 5 sene sonrasını yani Kenan ve Baran tanıştıktan altı sene sonrasını anlatıyor. Özel bölüm de aynı şekilde, altı yıl sonrası. Öyle. İyi okumalar. <3

-

"Kenan dondurma da alsana oradan." diye seslendim salatalık seçerken. "Aman bu sefer erik almayı unutma. Bir daha gecenin bir yarısında kalkıp erik istersen o saatte dışarı çıkıp erik aramam haberin olsun." Kenan'ın sahte bir sinirle söylediği şey üzerine gözlerimi devirdim. "Ben de neden o kadar canımın çektiğini anlamadım. İlk kez oldu böyle bir şey. Hem ben öylesine söylemiştim git erik bul diye, sen fazla ciddiye aldın."

Dondurma dolabından aldığı dondurmalarla beraber yanıma doğru yaklaştı. "Ben de öylesine söylemiştim dışarı çıkıp bulmamı ister misin diye." dediğinde gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. "Bundan sonra öylesine bir şey söylemeden önce bir kez daha düşünürsün."

"Öyle mi?" dedi gözlerini dudaklarıma dikip. Dudaklarına bakmamak için bakışlarımı gözlerinde sabitledim. "Öyle. Ayrıca dudaklarıma daha fazla bakmaya devam edersen bu kadar insan var demem öperim. Haberin olsun." dedim cümlemi onun az önce sonlandırdığı şekilde sonlandırırken.

Ufak çaplı bir kahkaha atıp kasaya yöneldi.

Önümüzdeki kadının aldığı domatesleri, birkaç soğuk içeceği ve çikolataları okuttuktan sonra kasadaki elemanın bakışları bizi bulmuştu.

Her hâlinden feminen olduğu belli olan küpeli çocuğun bakışlarının Kenan'ı bulduğunu görünce bıkkınca bir nefes verdim. Sakin olmalıydım, bu oldukça normal bir bakış da olabilirdi.

"Hoş geldiniz." Kenan, az önce raftan alarak açtığı; içinde yuvarlak şeklinde çikolata toplarının olduğu çikolatalardan ikişer üçer ağzına atmakla meşguldü. Bir yandan gözleri kasanın çevresindeki çikolatalarda dolanıyor, bir yandan da ağzına çikolata atmaya devam ediyordu. Kendisine yiyecekmiş gibi bakan çocuğun farkında bile değildi.

"Hoş bulduk." dedim çocuğa; yüzüme yerleştirmeye çalıştığım sahte bir gülümseme eşliğinde. Beş dakika sonra buradan çıkacaktık. Sakin olabilirdim. Gerginliğe hiç gerek yoktu.

Kenan'a doğru dönüp dirseğimle kolunu dürttüğümde, transtan çıkmış gibi bana döndü. Kafasını ne oldu anlamında iki yana salladı. "Çocuk seninle ilgileniyor." dedim ağzımın içinde mırıldanarak. Kelimeler ağzımdan tükürürcesine çıkmıştı.

"İlgileniyor derken?" Kenan'ın anlık salaklığına göz devirmeden edemedim. O ise şimdi kasadaki çocuğa bakıyordu, bir şeyleri anlamlandırmaya çalışırcasına. Sonrasında ise aramızda bir sessizlik doğmuştu.

Kasiyer çocuk, ürünlerin yarısı kadarını kasadan geçirmişti ki bakışlarını Kenan'ın hâlâ elinde tuttuğu çikolata paketiyle buluşturdu. "Ben onu da geçireyim."

Kenan saf bir biçimde çocuğa çikolata paketini uzattığında, çocuğun; onun elini okşayan parmaklarıyla birlikte "Hasbinallah." dedim çıkarabildiğim en sert sesimle. Kasada kimse yoktu ama üç dört metre kadar ilerideki kozmetik ürünlerine bakan kadının bakışları bizi bulmuştu. "Sahipli kardeşim, sil şu salyalarını." Bir elimle boynumdaki siyah ipe bağlı olan alyansı çıkartırken diğer elimle Kenan'ın elini yakalayıp havaya kaldırdım. Bu tabii ki alyansının olduğu eliydi.

Böyle bir şey yapmamı ne Kenan, ne de çocuk bekliyor olacaktı ki ikisinin suratından da şaşkınlık okunuyordu.

Kenan'a yürümeye çalışacak, ya da buna yeltenecek olan kadınlar parmağındaki alyansı gördüklerinde hep geri kaçarlardı. Gerçi iş yerinde buna tenezzül edecek biri de yoktu ya...Bizim ekipteki herkes bizi biliyordu. Başka kimseye de parmağındaki yüzükle ilgili bir açıklama yapmak zorunda zaten değildi.

Anons | DÜZENLENİYORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin