Elimi yanağına götürürken kendimi hâlâ bir rüyanın içindeymiş gibi hissediyordum. Gözlerimi kahveleriyle buluşturduğumda üst dudağımı dişledim.
Yüzüne o çok sevdiğim gülümsemesi yerleşirken kaşları hafifçe çatıldı. "Ne oldu?" Aklımdan geçenleri direkt dile getirdim. "Gerçeksin, ve ben bunun şaşkınlığını yaşıyorum." kaşları iyice çatılırken devam ettim. "O kadar uzun süre ayrı kaldık ki...Bir daha bir araya geleceğimize hiç ihtimal vermiyordum. Çünkü ben eğer senin yerinde olsaydım kendimi affetmezdim." dilini dışarı çıkartıp dudaklarını ıslattı ama bir şey söylemedi. Sözlerimin devamı olduğunu tahmin etmiş olmalıydı duraksamış olmama rağmen.
Yatakta biraz dikleşip devam ettim. "Biz ayrıyken rüyalarıma çok fazla giriyordun." yüzüne munzurca bir ifade yerleştiğinde omzundan ittirerek sırıttım. "Öyle rüyalar değil." tek kaşı havalanınca "Tamam bazen de öyle rüyalar." diye ekledim göz devirerek.
Tekrar yüzüne çıkan elimin baş parmağını yüzünün çeşitli yerlerinde gezdirdikten sonra saçlarına çıktı elim. "Ve ben o rüyalardan birinde olmadığıma inanmakta bazen zorluk çekiyorum." anlamsızca dolmaya başlayan gözlerime lanet okudum. Gözyaşlarımın akmaması için kafamı havaya kaldırdığımda hızlıca bana doğru yaklaşıp boynuma derin bir öpücük bıraktı ve geri çekildi.
"Her öpücüğümün yetersiz kalmasının nasıl bir açıklaması olabilir? Normal mi bu? Her öpücükte öpme isteğimin azalması gerekirken daha fazla artıyor." kıkırdayarak boynumda ve vücudumun çeşitli yerlerinde bıraktığı izlere baktım. "Onu anlayabiliyorum." dediğimde sırıttı.
"Haydi bunları geçtim." derken, üst bedenimden kasıklarıma kadar inen izleri hayali bir yuvarlak çizerek gösterdim parmağımla. "Ama bu sefer biraz abarttın sanki. Gözükür diye genelde boynumda çok oyalanmazdın."
Bir şey söylemeyip sinsi bir gülüşle dilini dişlerinde gezdirdiğinde hayırdır anlamında kafamı iki yana salladım. "Ne yapalım, lafı sözü geçince sevgilin olduğunu da söylemiyorsun ki elaleme. Biz de kendimizce tedbir alıyoruz." dediğinde o an saçma bir biçimde kızardığıma yemin edebilirdim.
"Yani aşkım, kurcalamayacaklarını bilsem şimdiye kadar on kez söylemiştim ama biliyorsun. Bir de Bade abla olayı var ki sorma gitsin."
Esnediği üzere söylediğim cümleyle kaşları çatıldı. Kolundaki saate kısa bir bakış atıp "Bir saate kalmadan zaten yüzünü görmek zorunda kalacağım bir de sabah sabah muhabbetini yapma şu kadının bebeğim, he?" dedi. Yalvarırcasına, suratındaki komik ifadeyle söylediği cümleyle sırıttım. "Bir kere daha bebeğim dersen neden olmasın?"
Dirseklerini yatağa dayamış, sırt üstü biçimde duruyordu. Sorum üzerine bir elini belimle buluşturup kendine doğru çekti. Sırasıyla yanağıma, çeneme, boynuma ve en son dudağıma öpücük bıraktıktan sonra yüzündeki gülümsemeyle baktı gözlerime. "Çok mu şımarttım seni ben?"
Biraz düşünüyormuş gibi yapıp bakışlarımı havaya dikerek cıkladım. "Belki biraz. Çok az. Ama şımartmaya devam et." kafamı omzuna sürttüğümde kahkaha patlattı. "Şimdi de kediliğe mi soyundun?"
"Senin yanında hep kedi gibiyim bence." derken sesim kendimi içerler gibiydi. Ben devamını getirmeden o atıldı. "Haydi ya? Benim yanımda olmadığın zamanlarda ne gibisin?" yüzündeki eğlendiğini belli eden ifadeye karşılık gözlerimi devirdim. "Hani aslan kaplan falan diyeceksen hiç boşuna nefesini tüketme." hızlı bir hareketle bir bacağımı karnının üstüne atıp üzerine oturdum. Kasıklarının biraz daha aşağısına denk gelecek şekilde oturduğum için ağzından inleme kaçacaktı ki dudaklarını birbirine bastırdı. "Haydi ya?" dedim sinsi bir sırıtma eşliğinde, az önce söylediğini taklit ederek. "Ondan o kadar emin olma bence." iyice yaklaşıp boynuna dişlerimi geçirdim. Ağzından boğuk bir inleme çıkarken az önce ısırdığım bölgede dilimi gezdirip geri çekildim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anons | DÜZENLENİYOR
Romance| Tamamlandı | Bir komiser ve komiser yardımcısının hikayesi. (BoyxBoy bir hikayedir.) #gaylove 1- 121020🏳️🌈 #loveislove 1-240121🏳️🌈 #bxb 2- 060521🏳️🌈