•Bölüm 5

26.8K 1.7K 990
                                    


Baran için gömlekli kravatlı birini ararken uygun birini bulamamam ve Kenan için harika birini bulmam hajsjdkkdndkd
Medya: Kenanı hayal ettiğimiz kişi için Kenan'ın mekanda giydiği kıyafet büyle ksdkddkfk görünce çok beğendim Kenan bu bölümde böyle olmalı dedim😚😋 bir de bu abimizin parmağında alyans var galiba onu normal yüzük olarak hayal edin siz whhsjdjjd

Neyse benden bu kadar, lafı uzatmayayım size iyi okumalar🌸

Oy verip yorum yapmayı unutmayın.💗

-

Pencereden giren sabahın ilk ışıklarıyla beraber istemsizce gözlerimi araladım.

Telefonun alarmı kurulu da olsa, artık vücudumun biyolojik saatinden ötürü saat yedi olur olmaz uyanabiliyordum. Pikeyi üstümden atıp yavaşça doğruldum. Sürüne sürüne banyoya girip buz gibi soğuk suyu yüzümle buluşturunca, uyku sersemliğinden sıyrılmıştım biraz olsun.

Adımlarımı hızlandırıp kahverengi sürgülü gardrobun önüne geldim. Hızlı hareketlerle siyah bir kot pantolon ve bir tişört çıkartarak üstüme geçirdim.

Sabahları midem bir şey almadığı için kahvaltımı her sabah şubede ediyordum. Evde daha fazla oyalanma gereği duymadan kapıyı da kilitleyip evden çıktım ve asansöre doğru ilerledim. Düğmeye bastıktan sonra bir iki dakika içinde gelen asansöre beklemeden bindim.

Asansörün kapısı yedinci katta açıldığında Kenan girdi içeri. Benim bir şey söylememe gerek kalmadan "Günaydın." dedi uykulu bir sesle.

"Günaydın komiserim."

Ekipteki hemen hemen herkese alışsam da Kenanla aynı ortama girdiğimde hâlâ ne konuşacağımı şaşırıyordum. Bu onun diğerlerine göre daha mesafeli biri olmasından kaynaklanıyordu.

Asansör zemin kata indiğinde bu asansörün bu beş katı daha önce hiç bu kadar yavaş inmediğine emindim. Asansör durduğunda ilk inen o olmuştu. Yanımdan ayrılmasıyla, sonunda derin bir nefes verdim. O kapıyı açıp dışarı çıktıktan birkaç saniye sonra geniş dış kapıyı ben de araladım.

-

"Günaydın Ozan, Günaydın Baran." diye şen şakrak bir şekilde içeri girdi Bade abla. Belli ki bu sabah keyfi yerindeydi. "Günaydın Bade abla." dedi Ozan esneyerek. Başını masanın üzerinde kavuşturduğu kollarının arasına koymuş kestiriyordu. Ben de otomatta alacağım kahveyi seçmeye çalışırken, çıkan tok sesle birlikte irkildim. Arkamı döndüğümde öfkeli olduğu her hâlinden anlaşılan Rıfat komiser, elinde tuttuğu ve az önce Ozan'ı uyandırmak için sertçe masaya vurduğu cam bardağı şimdi elinde sallıyordu.

Ozan yarı uyku sersemi yarı şok olmuş ifadesiyle parçaları birleştirip ne olduğunu anlamaya çalışıyor, ama anlaşıldığı üzere bunu pek başaramıyordu.

Ozan geldiğim günden beri anladığım kadarıyla uykusuna düşkün, tembelliğe alışkın, oblomov vari bir adamdı. İzin verseniz ihbarlara giderken direksiyon sallamak haricinde hiçbir şey yapmazdı. Daha çok komiser yardımcılarının yapması gereken, rapor yazmak gibi işlerden kaçınmak için elinden geleni yapardı. Ama ekipteki herhangi birinin onun hakkında kötü bir söz söylediğine ya da Esma'nın onun dedikodusunu yaptığına hiç şahit olmamıştım. Yani oturup iki çift lafın belini kırmış olmasak da kendi hâlinde zararsız bir tip olduğunu kolaylıkla anlayabiliyordum.

Rıfat başkomiserinse bu bir ayı aşkın sürede komiser yardımcılarını azarlamayı ne kadar çok sevdiğini anlamıştım. Çalışmaya bayılan bir tip olmasam da işten kaytarmaz, bana verilen bir görevi gerektirdiği şekilde yapmak için çabalardım. Buna rağmen bu süre zarfında bir ya da iki kez bana laf sokmayı başarmıştı.
Onun bu tavrının sadece komiser yardımcılarına özel olduğu da söylenemezdi. Yüzü Bade ablayı ya da Ertuğrul abiyi gördüğünde limon yemiş küçük bir bebeğinki gibi kırışır, büzülürdü. Kenan'ın akrabası olduğundan olsa gerek, Mehmet'e biraz daha toleranslı davranıyor olsa da yeri gelince onu da azarlamaktan geri kalmıyordu.

Anons | DÜZENLENİYORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin