Derin bir of çekip "İyiyim Esma büyütülecek bir şey yok." dedim inatla, karşımdaki anne modunu açmış ekip arkadaşıma.
Ne mi olmuştu? Bir haftalık bir dinlenmenin ardından işe geri dönmüştüm ama şubeye adımımı attığımdan beri iyi olduğuma ikna edemiyordum Esma'yı. Son yarım saatin her dakikasını ne kadar az dinlendiğimi dile getirerek geçirmişti. Bir haftadır evde ne kadar bunaldığımı ve kendimi iyi hissettiğimi söylememe rağmen ısrarında diretmeye devam ediyordu.
Benimle tartışarak bir yere varamayacağını anlamış olsa gerek Ertuğrul abiye döndü hışımla. "Ertuğrul abi, iki kurşun yarası için bir hafta dinlenmek yeterli olur mu sence?"
Ertuğrul abi elindeki beyaz kupadaki kahveden bir yudum alıp tavana dikti bakışlarını. Bir süre düşünüyormuş gibi yaptıktan sonra "Valla daha uzun dinlenmesi gerekirdi herhalde. Ama çocuğun kendi kararı biz ne desek boş." dedi.
Ertuğrul abinin cümleleri de onu tatmin etmemişti ki gözlerini devirdi. "Aman siz zaten işinize aşıksınız. Bende hata şaşırmamam lazım."
Yanımdaki sandalyede oturan suratını asmış kızın yanağını sıkıp elimi omzuna attım sevecen bir tavırla. Esma bazen dedikodunun dozunu kaçırsa da, bu şube o olmadan çok daha çekilmez bir yer olurdu. Ayrıca sadece Ertuğrul abinin Esma'ya sataşmalarını izlemek bile başlı başına bir keyifti tüm ekip için.
"Kendini çok yormak yok ama bak. Sonra söylemedi deme." dedi bu sefer Esma kaşlarını çatarak.
"Ooo."
Kapıdan gelen tiz ve yüksek sesi duymamla kafamı kaldırdım. Rıfat başkomiserin kızı Derya ve Kenan'ın odaya girmesiyle tüm odaya sessizlik çökmüştü.
Derya'nın "Esmoş kapmışsın yakışıklı çocuğu hiç de söylemiyorsun." demesiyle Esma hışımla ayağı kalktı.
"Saçmasapan imalar yapmasan mı Derya? Bir şey olsa da sana söyleyeceğimi nereden çıkarttın ayrıca." diyerek sinirle odayı terk eden kızın arkasından bakıyorduk şimdi.
Derya, kaşlarını yukarı kaldırıp "Bugün ters tarafından kalkmış galiba." diye mırıldandı.
Ertuğrul abi, bir şey söyleyecekmiş gibi oldu ama söylemedi. Esma her ne kadar kaba davranmış olsa da Derya'nın patavatsızlığı görmezden gelinemezdi. Havanın gerginliğini bozan şey ise Kenan'ın sesi oldu.
"Sen niye buradasın?" gözlerim onun kahvelerini bulduğunda bu soruyu bana yönelttiğine emin olmuş oldum. "Pek sevmem öyle evde yatmayı, dinlendim zaten." dedim yüzüne bakmadan.
Her seferinde sorduğu sorulara cevap vermekle yükümlü olduğumu hissediyor, bazen kendini uçurumdan atsa peşinden gidermişim gibi geliyordu. Yürüdüğü yolda sorgusuz sualsiz peşine takılabilecek küçük bir çocuk gibi hissediyordum kendimi. İstemsizce yaptığım bu şeylerin farkına hep daha sonra varıyor, kendi hâl ve hareketlerime şaşırıyordum. Artık şubede neredeyse ikinci ayımı da devirdiğim için Gamze ve Esma'yla fazlasıyla içli dışlı olmuştum. Esma'nın anlattığına göre bu şubeye adımını atan kadın polislerin en az yarısı -ki Gamze her seferinde bunun Esma'nın abartısı olduğunu söylerdi- Kenan'a platonik aşık olmuştu. Bunu anlatırken kendisinin Kenan gibi erkeklerden hoşlanmadığını, Kenan olduğu için Allahtan hiç kimsenin gözünün Ozan'ı görmediğini de anlatmaktan geri kalmıyordu tabii. Kadınları bu kadar etkileyen birinin gözümde iyi bir imaj çizmesi, bu sebeple onu idolleştiriyor olmam söz konusuydu belki de. Özellikle dün yaptığı kahramanlığı düşünecek olursak...Yine de bu kadar etkisi altına girmeyi kendime yediremediğim için onunla en azından bir süreliğine iletişimden kaçınmaya karar vermiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anons | DÜZENLENİYOR
Romance| Tamamlandı | Bir komiser ve komiser yardımcısının hikayesi. (BoyxBoy bir hikayedir.) #gaylove 1- 121020🏳️🌈 #loveislove 1-240121🏳️🌈 #bxb 2- 060521🏳️🌈