•Bölüm 31

13.4K 904 105
                                    

Ben bölümü medyadaki şarkıyı dinlerken yazdım ama alakası yok yani bölümle ama isterseniz açabilirsiniz djjxkdkxıd. İyi okumalar.❤️
-

1 hafta sonra

"İlk devriyen ne zaman? Ben çıkayım senin yerine." derken kolumu okşadı Gamze yüzündeki hüzünlü ifadeyle. "Sorun değil çıkarım devriyeye. Şu Mahmut şerefsizi hele bir yakalansın da." dedim dişlerimi ve yumruğumu aynı anda sıkarken.

"Kendine biraz zaman tanı Barancığım. Evet maalesef böyle üzücü bir olay yaşamış olmana rağmen işe gelmek zorundasın ama bizim sana tanıdığımız bu birkaç günlük ayrıcalıklara da izin ver."

Gamze, Bade ablaya bakıp başını sallayınca gözümü açıp kapattım minnetle.

"Teşekkür ederim her şey için. Bu bir haftalık süreçte -Edirne'deyken- çok dönemedim telefonlarınıza da." dediğimde Bade abla gözlerini büyüttü hemen. "Aa olur mu hiç öyle şey Baran, biz seni merak ettiğimiz için aradık sadece. Müsait olmaman gayet normal. Annenler ne yaptılar ne zaman taşınacaklar İstanbul'a? Seninle birlikte mi kalmayı planlıyorlar?" dediğinde olumsuz anlamda kafamı salladım.

"Yok Edirne'deki evi satılığa çıkarttılar kendileri de bakıyorlar internetten ev. Cumartesi günü İstanbul'a gelecekler, birlikte birkaç yere bakacağız. Ben devam edeceğim aynı yerde oturmaya."

Ertuğrul abi alışılagelmedik biçimde sessizce odaya giriş yapıp "Günaydın." dediğinde istemsizce de olsa kaşlarım çatıldı. Büyük bir olasılıkla en az birkaç gün benden dolayı modları düşük olacaktı.

"Günaydın." yüzüme belli belirsiz bir gülümseme yerleştirmeye çalıştım.

İçeriye bugün son olarak Kenan da giriyordu ki -bugün ilginç biçimde Mehmet geç kalmamıştı ve en geç gelen Kenan olmuştu- arkasından Rıfat baş komiser de girdi onunla birlikte odaya.

"Evet!" dedi ellerini ovuşturup otuz iki diş sırıtarak. Ertuğrul abinin yüz ifadesi şu an hepimizin aklından geçeni yansıtır nitelikteydi. Hayırdır inşallah?

"Nasılsınız bakalım? Keyifler yerinde mi?"

Rıfat baş komiser odaya gelmiş ve gülerek hâlimizi hatrımızı soruyordu. Çoğumuzun ağzı Ertuğrul abininki kadar olmasa da şaşkınlıkla aralanmıştı.

"Arkadaşlar, yarın için sayın İstanbul Emniyet Müdürümüzün de katılacağı bir akşam yemeği organize ettim. Bu oldukça zamanımı alsa da sayın müdürümüzle iletişime geçebilmeyi başardım, sayısız telefon görüşmeleri sonucunda." dedi yüzüne kendini beğenmiş bir gülümseme yerleşirken. "Hepinizi tamtakır bir şekilde bekliyorum. Merkezdeki tüm panolara yeriyle zamanıyla beraber astıracağım birazdan. Gerek kadın meslektaşlarımız gerekse erkek meslektaşlarımızın oldukça şık bir biçimde aramızda olacağına dair hiçbir şüphem yok." diye ekledi yüzündeki gülümsemeyi genişleterek.

Ben bir şey söylemeye kalmadan atladı Bade abla. "Baş komiserim, belki haberiniz yoktur ama 1 hafta kadar kısa bir süre önce Baran'ın babası vefat etti. Bu organizasyona Baran'ın katılımını zorunlu tutmazsınız diye düşünüyorum, affınıza sığınarak."

Bade abla sanki çok kötü bir şey söylemişçesine bir ifade yerleşti yüzüne ve sıkıntıyla boynunu kaşıdı Rıfat baş komiser. "Baran evladım, var durumdan haberim. Başınız sağ olsun, mekanı cennet olsun babanın."

"Dostlar sağ olsun." dedim son bir haftadır da olduğu üzere otomatik bir biçimde.

"Yani evladım, kutlama gibi bir şey değil sadece bir akşam yemeği. Bade komiserin senin yerine konuşmak gibi bir gaflete düştü ama." derken Bade ablaya sert bir bakış gönderdi. "Ben bu yemeğe katılmanın senin ve tabii diğer tüm meslektaşlarının mesleki kariyerleriniz adına önemli olacağını düşünüyorum. O yüzden aramızda yer almanı isterim, her ne kadar zorunlu tutmasam da." dediğinde söyleyecek pek bir şeyim kalmamıştı. Zorunlu tutmasa bile kurduğu cümlelerle gelmemde ısrarcı olduğu belliydi.

Anons | DÜZENLENİYORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin